Diyanet İşleri'nin fetih hareketi
Diyanet İşleri Başkanlığı iyice şaşırdı. “Sana ne be!” dedirtecek işlere burnunu sokuyor. Her yıl sınavsız aldığı din memurlarını ertesi yıl başta MEB olmak üzere bakanlıklara dağıtır, sonra (gene dağıtmak üzere) 12 bin imam alırdı. Bu konuda (“Dağıtım Merkezi DİB”) çok yazı yazdım. Şimdi artık, dilinin altında, kafasının arkasında hiyerarşide devletin ikinci makamı olmak var. Bakanlığa dönüşerek, Osmanlı zamanındaki şeyhülislamın yerini alacak. Devleti ve birinci adamı yönetecek. Zembilli Ali Efendi gibi. Aşağısı idare etmez.
* * *
Osmanlı Devleti’nde Şeyhülislam ilmiye (ulema) sınıfının başıydı. Yükselme dönemine kadar divan üyesi değildi ve gerektiğinde çağrılırdı. Kanuni’den itibaren divana üye oldu. Divan’da alınan kararların İslam dinine uygun olup olmadığı konusunda fetva verirdi. Yükselme döneminde protokoldeki yeri hızla arttı ve sadrazamla eşit duruma geldi. Fetva verme yetkisi vardı. Bu fetvalar kanun niteliği taşırlardı. 1920 yılında Ankara’da kurulan Meclis Hükümeti’nde bu makam Şeriye ve Evkaf Vekâleti adıyla “Bakanlık” olarak yer aldı. Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra, laiklik ilkesinin kabul edilmesi üzerine, 1924 yılında kaldırıldı. Yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu.
* * *
Laik devlette bir Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bulunması garip bulunabilir. Laikliği kusurlu hale getirdiği düşünülebilir. Cumhuriyet DİB’i kurmayıp camileri ve imamları tarikatlara mı teslim edecekti? DİB, 1950 yılına kadar laik Cumhuriyetin bir “hizmet dairesi” olduğunu hiç unutmadı ve dünya işlerine burnunu sokmaya cesaret edemedi. Sonu, günümüzde, hayal kırıklığı olsa da Cumhuriyetin en olumlu girişimlerinden biridir.
* * *
Dinler böyledirler, kendi özel alanları olan göklerin egemenliğiyle yetinmezler, yeryüzüne de (Devlet’e) egemen olmak isterler. Bunun örneklerini Hıristiyan dünyasında, Aydınlanma ve Demokrasi çağına kadar gördük. İslam dünyasında da günümüze kadar görmekteyiz. Son örneğini DİB’in 2019 planlamasında görmekteyiz. Değişik müdahale konuları arasında bakın neler var: Turist rehberleri, Türkiye’ye gelen turistlere İslam tebliği yapacak. Turistik camilerde dağıtılmak üzere yabancı dilde İslam, Kuranıkerim, Hz. Muhammet broşürleri hazırlanacak. Camilerde çocuklar için imam eşliğinde okuma saatleri düzenlenecek. Borsa çalıştayı yapılacak, skandal fetvaların önüne geçmek için “dil ve üslup” rehberi yayımlanacak; Ateizm, Deizm, Agnostisizm konularında gençlere yönelik yayın yapılacak. Kurbanla ilgili sıkça sorulan sorular kitabı ve “Engelliler için ilmihal” çıkarılacak. Diyanet’in sık sık skandallarla gündeme gelen fetvalarında kullanılacak usul, dil ve üsluba yönelik rehber hazırlanacak. Helal Gıda Çalıştayı, Namaz Vakitleri Kongresi düzenlenecek(miş)...
* * *
Borsa Çalıştayı yapmak çok ilginç: Uzmanlar kurula davet edilerek seminerler düzenlenecekmiş… “Borsa” bu saldırı karşısında ne yapar bilmiyorum, ama bence, laik düzenin temellerini dinamitleme girişimi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Ateizm, Deizm, Agnostisizm konularında gençlere yönelik yayın hazırlanacakmış. Bre densiz, anayasa “Kişinin maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bundan dolayı suçlanamaz” (Madde 15) diyor. Sen kalkmış gençleri “suçlu” ilan ediyorsun.
Son vukuat: Ha kumarhanede, ha bir başka “hane”de basılmışsın, ha Cumhuriyet Düşmanı Fesli Kadir’i ziyarete gitmişsin, aynı rezillik! Bay Başkan, yaptıklarının hesabını mahşerde zor verirsin ama önce bu dünyada vereceksin!
Özdemir İNCE, 16 Kasım 2018