Filiz, türbanın İslamda yeri olmadığını ve dinden sapma niteliği taşıdığını savundu.
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz, türbanın İslamda yeri olmadığını ve dinden sapma niteliği taşıdığını savundu.
Doç. Dr. Filiz, "Siyasallaşan ve seçkinci bir kamusal dinsellik alanını gittikçe ötekiler aleyhine genişleten başörtüsü söylemi, İslam'ın ahlaki ve medeni özünü gölgelediği gibi, bugün tüm ABD, AB yanlısı ve küresel ılımlı İslam söyleminin yerli işbirlikçileri için, emperyalist ve mandacı tuzağın, halk yığınları nazarında meşruiyetini sağlayan İslami makyajla servis edilmesini de kolaylaştırmaktadır" dedi.
Aydın'ın Nazilli İlçesi'nde, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) şubesinin düzenlediği, `Kadın üzerinden din istismarı' konulu konferansta konuşan Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şahin Filiz, çarpıcı açıklamalarıyla dikkati çekti.
Son günlerde kadın üzerinden büyük bir din istismarı yapıldığını savunan Doç. Dr. Filiz, kadının başörtüsü ile var edilip tanımlanan bir konuma getirildiğini ileri sürdü. Aslında İslam'da kadının çok daha önemli ve saygıdeğer bir konumu bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Filiz, "Maalesef Türkiye'de kadınlara, `hür olmak, örtünmek demektir' psikolojisi yerleştirilmek isteniyor" dedi.
`HIMAR KELİMESİ YANLIŞ TERCÜME EDİLİYOR'
Türban tartışmalarıyla gündeme gelen `hımar' kelimesinin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yanlış tercüme edildiğini kaydeden Filiz, şunları söyledi:
"Hımar kelimesi, bazı meallerde, `kadınlar başlarındaki örtüyü omuzlarına ve göğüslerine indirsinler' şeklinde geçiyor. Buradaki `hımar' kelimesi başörtüsü şeklinde tercüme ediliyor. Bu çok yanlıştır. Çok acıdır ki, Diyanet İşleri Başkanlığı da bunu söyleyemedi. Çünkü doğru değil. Hımar içkiden gelir ve `aklı örtmek' demektir.
Diğer bir anlamıyla `örtü' anlamına gelir. Bu masa örtüsü de olur veya başka bir örtü, başörtüsü de olabilir. Fetva veren uzman siyasiler olduğu için, bunun farklı bir anlamı olduğunu öğrendik. İslam'ın özgün kaynaklarından hareketle, türbanın İslam'da yeri olmadığı, dinden sapma niteliği taşıdığı kanıtlanmaktadır."
"MİLLİ DEVLETE MUHALEFETİN DİNSEL MOTİFİ"
Siyasallaşan ve seçkinci bir kamusal dinsellik alanını gittikçe ötekiler aleyhine genişleten başörtüsü söyleminin, İslam'ın ahlaki ve medeni özünü gölgelediğini anlatan Doç. Dr. Filiz, şöyle devam etti:
"Bugün tüm ABD, AB yanlısı ve küresel ılımlı İslam söyleminin yerli işbirlikçileri için, emperyalist ve mandacı tuzağın halk yığınları nazarında meşruiyetini sağlayan İslami makyajla servis edilmesini de kolaylaştırmaktadır. AB ve ABD kaynaklı ılımlı İslam propagandası ve dinler arası diyalog faaliyetleri, `başörtüsüne özgürlük' talepleriyle çakışan bir sürecin temel parametreleri olarak İslami kesimde dinsel olarak onaylanmış ve sindirilmiştir.
Ülkemizi ve Türk ulusunu parçalamayı amaçlayan AB ve onun ülkemizdeki sivil uzantılarına karşı çıkmak, başörtüsü özgürlüğüne ve doğal olarak da İslam'a karşı çıkmakla bir tutulmak için, başörtüsü söylemi, milli devlete muhalefetin dinsel motifi olarak işlevselleştirilmektedir."
Doç. Dr. Filiz'in Nazilli Belediye Sarayı Tiyatro Salonu'ndaki konferansını, çok sayıda kadının ve ADD üyelerinin yanı sıra Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İktisadi ve İodari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selim Bekçioğlu, üniversite öğrencileri ve siyasi parti temsilcileri de izledi.