Doğalgaz anlaşması yerine, Ahmedinecad'a "Teslim ol" diyen kafa
İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecadın Türkiyeyi ziyareti öyle bir anda ortaya çıkmış bir emrivaki değil.
İrana cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk yurtdışı resmi ziyaretini Türkiyeye gerçekleştirmek isteyen Ahmedinecadın talebi, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin bilinmez tavrı yüzünden uzun süre kabul görmedi.
Sezer gitti, yerine Abdullah Gül oturdu.
Ahmedinecad, şartların değiştiği zannına kapılarak, ziyaret talebini bir kez daha yeniledi.
Ancak stratejik ortakları ABD, üyesi olmak istedikleri AB ve müttefikleri İsrailin gazabına uğramaktan korkan AKP iktidarı, çeşitli bahaneler öne sürerek Ahmedinecadı oyaladı.
Ahmedinecadın ısrarını sürdürmesi üzerine, bu kez malum adreslerden gerekli olan izinler alındıktan sonra, vaziyeti idare etmek adına orta bir formül buldular.
Ziyareti, Ankaradan İstanbula taşıdılar.
Resmi ziyaretin adını çalışma ziyareti olarak değiştirdiler.
Ahmedinecadın gönlünü hoş tutabilmek için de, kendisine Sultanahmet Camiinde bir cuma gösterisi ayarladılar.
Ahmedinecadın geçeceği yol güzargâhlarını, sanki planlı bir şekilde saatlerce trafiğe kapatarak, zaten aşırı sıcaklar altında bunalan yüz binlerce vatandaşı iyice perişan ettiler.
* * *
Ahmedinecadın üzerinde fırtınalar koparılan ziyaretinin en önemli gündem maddesi, daha önce bir mutabakat zaptına konu olan ve bugüne kadar sürekli olarak rafta bekletilen yaklaşık 3.7 milyar dolarlık doğalgaz anlaşması için imza atmaktı.
Ama, ziyaret, ne yazık ki doğalgaz yerine, havagazı ile noktalandı.
Ziyaret öncesinde, Washington Times gazetesinde çıkan bir başyazıda aynen şöyle deniyordu:
- Eğer Türkiye, Amerikanın İrana Yaptırımlar Yasasını ihlal ederek bu ülkeyle bir gaz anlaşması imzalarsa, ABD, PKKya karşı mücadelede işbirliği ve istihbarat paylaşımı konusunda yeni bir sayfa açan Kasım 2007 anlaşmasına son verebilir.
ABD Büyükelçiliğinde görevli bir diplomat ise, açıklamasında aynen şu ifadeleri kullanıyordu:
- Ankaradan İran ile enerji alanında önemli bir işbirliği yerine, bu ülkeye yaptırım uygulanmasını bekliyoruz. Ankarayı komşusu İran ile uluslararası toplumun yaklaşımını zedeleyecek anlaşmalardan kaçınmaya teşvik ediyoruz.
Yukarılarda esen hava böyle olunca haliyle Abdullah Güle de, Çırağan Sarayında ağırladığı konuğuyla Gürcistan, Afganistan ve Pakistandaki gelişmeler ve İran nükleer programı üzerine beyin fırtınası yapmak düştü.
Doğalgaz anlaşması yerine, bakın Ahmedinecad ile hangi anlaşmalara imza attılar:
* Turizm konusunda işbirliği anlaşması.
* Arşiv konusunda işbirliği anlaşması.
* * *
The Guardian, açık açık şunları yazdı:
- ABD hükümetinin baskısı altındaki Türkiye, karlı bir enerji anlaşmasından çekilerek İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecadı küçük düşürdü. Türkiyenin İranla gaz anlaşması ABD istemediği için imzalanmadı. Türkiye Ahmedinecadın ziyaretine onay almak için ABDye bu yönde söz verdi.
Peki, AKP iktidarının Ahmedinecadı İstanbulda ağırlamasının asıl sebebi neydi?
Perde arkasındaki gerçek, Çankayadaki zatın bir gazeteye sızan sözleriyle ortaya çıktı.
Abdullah Gül, Ahmedinecada şöyle buyurmuş:
- Tahranın harab-ül Bağdat olmasını arzulamayız. ABD ile kazanamayacağınız bir savaşa girmeyin. BM Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesiyle Almanyanın size sunduğu son paketi olumlu buluyor ve destekliyoruz. Zaman daralıyor, bu fırsatı kaçırmayın. Bush giderayak vurabilir. ABD vurursa fena vurur.
Gelinen süreci doğru okuyabilenler için bu sözlerin açıkça tercümesi şudur:
- Ey Ahmedinecad. Öyle nanoteknoloji, biyoteknoloji, uzay çalışmaları, nükleer program ile uğraşmak senin neyine. ABD çok büyük bir güç. Asla karşı koyamazsın. En iyisi gel teslim ol. ABD ile stratejik ortaklık kur. ABD ileride nasıl olsa size de İncirlik gibi bir üs kurup, içini atom bombalarıyla doldurur.
Bu sözler, aynı zamanda AKP iktidarı mensuplarının, yarın Amerika İrana karşı saldırıya geçtiğinde, hangi safta yer alacaklarının, hangi politikaları izleyeceklerinin açık bir itirafıdır.
Kaynak