Doğrudan İktidar Sorumlu / Şükran SONER

Doğrudan İktidar Sorumlu / Şükran SONER

İletigönderen TÜRKK » Sal Tem 27, 2010 23:02

Doğrudan İktidar Sorumlu

Nasıl ki 12 Eylül sürecinin çok ağır insan hakları ihlallerinden, hukukun ayaklar altına alınması, ağırlıklı solun silindir gibi ezilmesinden birinci dereceden sorumlu 12 Eylül darbe yönetimiyse; günümüz ağır insan hakları ihlalleri, hukukun işlememesinden AKP iktidarı doğrudan sorumludur... Erdoğan hükümetinin temsilcilerinin işlerine geldiğinde “Ortada bağımsız yargı kararı var” demeleri, bir adım ileri “siyasetçi olarak tutukluluğun cezalandırma niteliği kazanmış olmasını onaylamadıklarını” söylemeleri ile ne aklanma, ne de doğrudan sorumluluktan kurtulma şansları var...

Özel yetkilerle donatılmış 4 yargıç kararı ile Balyoz iddianamesi kapsamında, 5 ay sonra yargılanmak üzere verilmiş 102 sanık hakkındaki tutuklama kararları, YAŞ kararları öncesi her rütbeden komutanın terfi haklarının ellerinden alınması bağlantılı, çok sayıda komutanın zincirleme ağır hak kayıplarına yol açar içerikte. Beklenen terfilerinin kaybedilmesi, en hafifi ile emekliye sevk edilmeden görev sürelerinin uzatılması.. türünden olasılıklar, ilerde masumiyetleri kanıtlansa da doğacak hak kayıplarının giderilememesi içerikli. Özel yargının, yetkili kılınmış 4 özel yargıç eliyle 3370 sayfalık esas iddianame, 70 bin sayfalık ek klasörler, yüzlerce sanığı kapsayan bir dev iddianamede, ortada zorunlu, fiili durumlardan söz açılsa da, hukuk ve adaletin önünü açmayan Erdoğan hükümetleri siyaseten olduğu kadar görevi kötüye kullanmadan da sorumlu konumdalar...

Kaldı ki Erdoğan hükümetleri tek başına infaza dönüşmüş Balyoz operasyonu kapsamındaki insan hakları ihlallerinden sorumlu değiller. Ergenekon davaları kapsamındaki ağır insan hakları ihlalleri, hukukun çiğnenmesi suçları ile de iş bitmiyor, hukukun işletilmesine yönelik iktidarın görevlerini yerine getirmediği, gerekenleri yapmadığı çok fazla, mağdurları sadece siyasi bir cepheden olmayan on binlerce, hatta yüz binlerce sivil vatandaş da var...

***

İnsan hakları, demokrasi, hukukun savunulması, adaletin işletilmesi öyle yandaş mağduriyetinde bağırılan, karşıtlarda görmezlikten gelinecek bir durum değildir. AKP liderlik kadroları, yandaşları istedikleri kadar “insan hakları, demokrasi, hukuk” sözcüklerini ağızlarından düşürmesinler... Yakın tarihte savunuyor göründükleri bu haklar, kavramları ayaklar altına alma suçundan hesap verme konumuda olacaklar. Demokrasimiz hesap sorabilecek gelişmeleri kolay kolay kaydedemese de, toplumumuz çok ağır bir cepheleşme içinde tam tersi önyargılar edinmiş olsa da, ihlallerin kanıtları çoktan yok edilemeyecek belgeler içeriğini kazanmış, insan hakları, demokrasi, hukuku ihlal suçlarının kabarık dosyaları oluşmuştur.

Erdoğan iktidarı referandumu ne pahasına olursa olsun kazanmak uğruna başarılı bir siyasi şov olarak gündeme getirmiş olsa bile, 12 Eylül suçlarını işleten darbecilerden bugün hukuken hesap sorabilecek konumda olmamamız, en önemlisi AKP iktidarının bu türden bir niyetinin olmaması; nasıl ki 12 Eylül darbecilerinin ağır suçlarını ortadan kaldıramıyorsa.. AKP’nin 12 Eylül’den hesap sorma şovu gösteriden öte bir içerik kazanamıyor olmasının ötesinde.. 12 Eylül’den hesap sorma şovu, AKP iktidarının kendi insan hakları, demokrasi, hukuku çiğneme suçlarını ortadan kaldırmıyor, makyajlama, vitrinle saklamanın ötesinde hafifletmiyor.

Kitleler kafa karmaşası, çoğunluğu ile ele geçirilmiş medya güdülemesi, dış çıkar odaklarının da desteğinde çok ağır bir baskı altında tutuluyorsa da, olup bitenlerin bütününden kamuoyuna yansımaları önlenemeyenler, giderek daha sağlıklı bir sorgulamayı gündeme taşıyor... Kişisel kanım, Çağdaş Yaşam, bir kez daha saygı ve sevgi ile anmak istediğim Prof. Türkan Saylan’ın başına gelenler, kitleler için sorgulamanın başlamasında anlamlı bir adımdı. İktidar adına kastı aşan gelişme, Balyoz operasyonu çerçevesinde yaşananlar olabilir. En yandaşlardan bile birazcık aklını kullanacaklar, vicdanları ile sorgulayacaklar için çok fazla hak-adalet duygusunu yaralayan gelişmeler, boyutlar var...

***

Askeri darbecilere karşı cephe oluşturma, Erdoğan iktidarının referandum için odak yaptığı çerçeve dış medya yönlendiricileri için ne kadar parlak, çekici görünse de, ülkemiz gerçeğinde siyasal İslamcılığın ılımlısı da olsa, din-cemaat kimliği üzerinden siyaset yapmış bir iktidar için, o ölçeklerde, insan hakları, hukuk, adaleti umursamayan, intikamcı, toptancı karşıtlarını, düşünceyi cezalandırmayı da hedef almış bir iktidar yargısını pekiştiriyor. Ortada gerçekten demokrasiye aykırı işletilen bir sivil darbe hukuku düzeni varsa, askeri darbelerden de daha tehlikeli bir sivil darbe olgusu var demektir.

Olup bitenler askeri darbe suçlularının cezalandırılmalarının ötesinde, askeri darbecilerden hesap sorma adı altında, laiklik ile Cumhuriyeti savunanları hedef almış, demokrasiyi araç olarak kullanan bir sivil darbeci iktidar yargısını pekiştiriyorsa vay bize...


ŞÜKRAN SONER, Cumhuriyet, 27 Temmuz 2010
http://www.ilk-kursun.com/2010/07/sukra ... r-sorumlu/
Kullanıcı küçük betizi
TÜRKK
Üye
Üye
 
İletiler: 152
Kayıt: Sal Mar 09, 2010 20:44

Şu dizine dön: Halk Oylaması Yazıları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x