Paşalıktan emekli olduğunda sütçülük ve sebzecilik yaptı... Kendisini izleyen sivil polislere, elindeki torbaları taşıttı...
Milli Mücadele döneminin önemli isimlerinden Kazım Karabekir Paşa'nın hayatındaki önemli olaylar, hazırlanan belgeselle gözler önüne seriliyor.
Ermeni çocukların ''Yetimler Babası'' lakabını taktığı Karabekir Paşa, askerlikten emekli olduktan sonra bir dönem sütçülük ve sebzecilik yaparak geçimini sağlıyor.
Atatürk Üniversitesi (AÜ) İletişim Fakültesinde görevli Okutman Murat Bulut tarafından hazırlanan, ''Doğunun Büyük Kahramanı Kazım Karabekir'' isimli belgeselde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında büyük katkısı olan Karabekir'in bilinmeyen yönlerini duyurmaya çalıştıklarını söyledi.
Bulut, 6 aydır sürdürdükleri çalışmaların son aşamada olduğunu belirterek, belgesel film halindeki çalışmanın, bir kültür hizmeti olduğunu ve CD formatında isteyen herkese ulaştırılabileceğini ifade etti.
Çalışmada, Karabekir'in ''Hayatım'' adlı kitabından, kızları Timsal ve Hayat Karabekir'in anılarına ve daha birçok tarihi belgeye yer verdiklerini anlatan Bulut,
''Yaptığımız çalışmada, bu toprakların ne kadar büyük zorluklarla kazanıldığını bir kez daha gördük. İnanılmaz fedakarlıklar verildiğini gördük. Gençlerimizin bu bilinçte olmaları şart'' dedi.
ATATÜRK'E BAĞLILIK
Tarihi belgelere göre, Doğu'da Erzurum, Erzincan, Kars ve Sarıkamış'ın kurtuluşlarında büyük başarılara imza atan Kazım Karabekir, İstanbul hükümetinin Mustafa Kemal Atatürk'ün tutuklanması yönündeki emrine uymayarak, Atatürk'e ''Paşam ben ve kolordum emrinizdeyiz'' diyerek Atatürk'e bağlılığını gösterdi.
Erzurum Kongresi'nin toplanmasında önemli rolü olan Karabekir'in bu davranışı, tarihçiler tarafından ileriyi gören ve vizyon sahibi bir komutan olduğu yorumunun yapılmasına neden olurken, Karabekir'in Cumhuriyetin kurulmasına da önemli bir katkı sağladığı fikrini oluşturdu.
SÜTÇÜLÜK VE SEBZECİLİK
Karamanlı bir ailenin çocuğu olan ve İstanbul'da doğan Karabekir Paşa, Meclis Başkanlığı görevinin ardından, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın da başkanlığını yapar.
Karabekir, Atatürk'e düzenlenecek olan bir suikastte adının geçmesi üzerine İstiklal Mahkemesi'nde yargılanarak, beraat etmesinin ardından, İstanbul'da yaşadığı sürede, bir dönem sütçülük ve sebzecilik yaparak, geçimini sağlamaya çalıştı.
Cemal Kutay'ın anılarında bu durumdan rahatsızlık duymadığını belirten Karabekir, 10 yıl süreyle kendisini izleyen sivil polislerle de zaman zaman ilginç diyaloglar yaşadığını ifade ediyor.
Karabekir Paşa'nın bir anısında, elinde poşetler olduğu bir sırada kendisini takip eden polislerden yardım istemesi ve bir tramvay yolculuğunda yoğunluk nedeniyle tramvaya binemeyen polislere, aracın camından gideceği yeri söylemesi de dikkat çekiyor.
YETİMLER BABASI
Döneminde yetim kalan Ermeni çocukların eğitimi için Trabzon'da okul tahsisi yapan Kazım Karabekir'e, ''Yetimler babası'' lakabının verilmesi de Karabekir'in duyarlılığının önemli örnekleri arasında gösteriliyor.
Karabekir'in, Erzurum'un kurtuluşu öncesinde, Türk birliklerinin durumunu görmesi için gönderilen Ermeni bir çocukla ilgilenerek, çocuğa, ''Git burada gördüklerini onlara söyle. Yarın Erzurum'a gireceğiz. Eğer direnirler ve karşı koyarlarsa hepsini tutuklayacağız'' dediği belirtiliyor.
Karabekir'in bu tutumunun Ermeniler'in, Erzurum'u terk etmelerinde önemli rolü olduğu ifade ediliyor.
KARABEKİR'İN ÇOCUKLARI
Kazım Karabekir'in kızları Timsal ve Hayat Karabekir ise babalarının İstanbul'daki evini ''Kazım Karabekir Paşa Vakfı''na dönüştürerek, babalarının anısını yaşatmaya çalışıyorlar.
Babalarıyla ilgili önemli anıları arasında Van'da yabancı bir generalle, çocukluk yıllarında geçen olaya dikat çeken Timsal Karabekir, şunları kaydetti:
''Dedemizin Van'da görev yaptığı sırada, babamız bir sünnet düğününde yabancı bir generalle konuşur. General, babama ne olacağını sorduğunda, (asker olacağım) karşılığını alır. Kimin askeri olacaksın? sorusuna ise (babamın) yanıtını alan general, peki bu görevi kaldırabilecek misin? diye sorar. Karabekir ise (babam bana taşıyamayacağım yükü vermez) cevabını verir. Durumdan etkilenen yabancı generalin, içerisinde mermiler olan gerçek bir silahı daha sonra hediye etmesi, en çok dikkatimizi çeken anılar arasında yer alıyor.'