Dokuz Eylül İzmir’in düşman işgalinden, pis ayaklarından temizlendiği gündür. Dokuz Eylül sadece İzmir’in kurtuluşu değil.

Dokuz Eylül İzmir’in düşman işgalinden, pis ayaklarından temizlendiği gündür. Dokuz Eylül sadece İzmir’in kurtuluşu değil.

İletigönderen İlteriş Kağan » Pzt Eyl 12, 2022 12:56

Dokuz Eylül İzmir’in düşman işgalinden, pis ayaklarından temizlendiği gündür. Dokuz Eylül sadece İzmir’in kurtuluşu değil,
BÜTÜN ANADOLU’DAN PİS DÜŞMAN VARLIĞININ TEMİZLENDİĞİ GÜNDÜR.

İzmir kurtuluşunu, kurtuluşumuzu büyük bir coşkuyla kutladı. İki milyon insan;
Yol parası, kumanya almadan, patronları tarafından tehdit edilip mecbur bırakılmadan Gündoğdu Meydanı’na toplandı. Yüz yıldır savaşan Kuva-yi İnzibatiye(saray ve İngiliz ortak ordusu)Ordusunun artıkları DELİRDİ.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk adı-dili ile savaşmaya devam ediyorlar.
İslam’ın anahtarını İngilizlere verelim diyen, İslam Teali Cemiyeti’nin başı, Kuvva-yı Milliye’ye kin ve nefret kusan İskilipli Atıf’ın adı bir park ve hastaneye verildi.

Manası?

İngiliz ve Yunanistan’ın yanında yer alan İskilipli Atıf’ı onaylıyoruz demektir.
Şeyhülislam Mustafa Sabri’nin adı da Tokat’ta bir İHL’ne verildi. Tepkiler üzerine kaldırdılar. Türklüğümden estağfurullah diyen Türk düşmanı Şeyhülislam Mustafa Sabri;
“Kuva-yı Milliyeciler Yunanlılara karşı direnişe geçtiğinde, Kuva-yı Milliyecilerin katli vaciptir ve öldürülmesi dinen görevimizdir. Bu uğurda ölenler şehit, kalanlar gazidir” fetvası veren son Osmanlı Şeyhülislamıdır. Şeyhülislam Mustafa Sabri’ye sahip çıkmak demek, verdiği fetvalara da sahip çıkmaktır.

İzmir’in kurtuluşunun böylesine bir coşku ve 2 milyon insanın toplanmasıyla kutlanması Kuva-yi İnzibatiye artıklarını çıldırttı. Kimi İzmir’de deprem olsun, tusunami olup hepsini yutsun diyecek kadar Mustafa Sabrileşti. Kimi; “İzmir’in işgalden kurtuluşu beni niye ilgilendirsin” diyecek kadar Hüsnidiyanisleşti. Pontus artıkları tek tek dökülüyor.

Osmanlı’yı yıkan zihniyet birden Osmanlıcı kesildi. Kendilerini azınlık kimlikleri üzerinden ifade etmeye korkan alçaklar, Osmanlı adına sığınarak ihanetine devam ediyor.

Osmanlı’yı devşirmeler yıktı. Türkler zaten yönetimin hiçbir tarafında yoktu. Yavuz sonrası Türk düşmanlığı başladı. Türkleri öldürün, kanları helaldir fetvası veren şeyhülislamlara, İngiliz gemisiyle kaçan hain Vahdettin’e teşekkür mü edecektik? Hadi oradan be!

Kambur İzzet, Nadir Paşa’nın mirasçıları Yunanistan için çalışmaya devam ediyor. Bunların Afyon Belediye başkanı “Yunan şehitliği anıtı” dikmeye kalkmıştı.

Türk adını her yerden kazıdılar. Türk olmaktan kurtulduk dediler. Türklerin bütün varlığını yağmaladılar. Fakirleştirdikleri Türk ailelerinin çocuklarını açlıkla ölüm arasına sıkıştırıp paralı asker yaptılar. Türk çocukları her gün şehit oluyor. Şehit diyorlar ya? Bu da yalan. Çünkü şehitlik tanımını bir yasa ile kaldırıp, “görev zayiatı” tanımı getirdiler. Bir gram yürekleri varsa, şehit olan çocuklarımızın haberini görev zayiatı diye versinler de görelim. Her işleri yalan.

Dün Yunan-İngiliz için çalıştılar. Bugün 20 ada ve bir kayalığımızı Yunanistan’a hediye ettiler.

Trabzon’da bulunan ve müze olarak hizmet veren Sümela manastırını Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethettiği ay ve günde ayine açtılar. Gelenler Pontus devleti haritası bulunan tişörtler giyerek ayine katıldı. Bir de müzede görev yapan bir memurumuzu darp ettiler. Peki bunlar kimi tutukladı?

Türk Bayrağı bulunan tişörtlerini giyerek açılışı protesto eden Türk çocuklarını…

Türk Milletine ve varlığına savaş açtılar. BOP bu savaşın açık adıdır.

Onüç milyon sığınmacıyla Türk Milletine tuzak kuruyorlar.

Türk düşmanlıklarını artık açıktan yapıyorlar. T.C. Tarihini yok edip, sahte bir tarih yazmaya çalışıyorlar. O nedenle Cumhuriyetin eserlerini tek tek yok ediyorlar. Sahte tarihlerini yazarken bütün hainleri aklayıp, hainler üzerinden sözüm ona kendi ihanetlerini de aklıyorlar.

Bu kadar kara, bu kadar kir hiç aklanabilir mi?
Din devleti kurmaya çalışıyorlar. Amerika ve İngiliz aklıyla, din olmaktan çıkartılmış, cahiliye dönemi safsatası, Arap gelenekleriyle karıştırılmış sahte bir din!
Yağma, hırsızlık, yalan, rüşvet, soygun, ahlaksızlık, uyuşturucu ticareti, mala çökme, kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleriyle harmanlanmış bir çete yeni bir tarih yazabilir mi? Bu kadar ahlaksızlık üzerine bir din devleti inşa edilebilir mi? Mümkün değil.

Çürük temel üzerine gecekondu bile kuramazsınız.

10 Eylül 1922 günü Yunanistan, ABD, Vahdettin ve iş birlikçi devşirmeleri de yendik. Kalıntıları yer altına geçerek sinsice savaşmaya devam etti. Artık hepsi açığa çıktı.

GENE YENİLECEKLER!..

Apırsalar da, köpürseler de , buçukları, çeyrekleriyle birlikte tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklardır!

Zahide UÇAR(11 Eylül 2022)
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x