Türkiye Cumhuriyeti’ni dışarıdan yıkamayan Batılı güçler, İnönü’nün izniyle 1946 yılından başlayarak Türkiye içinde yerleşmeye başladılar ve 14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti’yi iktidara getirerek, içeriden yıkmanın ilk adımını attılar.
İşler bekledikleri gitmeyince, Menderes ve şürekâsını doyuramayınca, kontrolü kaybetmeye başladıklarını fark ederek 27 Mayıs 1960 ihtilâline yeşil ışık yaktılar.
7 Ocak 1961 AKŞAM gazetesindeki haberde, Atatürk’ün kurduğu “TÜRKİYE CUMHURİYETİ” nin sona erdiği ilan edildi.
Bu günlere nereden, nasıl geldik sorusuna çoğumuz 2002 seçimlerini dönüş noktası olarak görsek de, bu Batı’nın sabırla işlediği bir politikanın son durağı.
Mayamız 1946’da başladı bozulmaya. Batı’nın bir kurşun dahi atmadan, tek askerini feda etmeden, Atatürk’ün “TÜRKİYE CUMHURİYETİ” ni yıkmasını, televizyon dizileri ve yarışmaları, futbol, o parti bu parti diyerek uyutulduğumuzun farkına varmadan sessizce seyrettik bu güne kadar.
Bu gün, son gün.
Dönüşü olmayan yolun ağzındayız.
Uyanıp, ayağa kalkıp, Atatürk’ün “TÜRKİYE CUMHURİYETİ” ni yaşama geri getirmezsek, her şey bitti, yok olduk demektir.
Birleşelim, birlik olalım, yok olmayalım!!!