Dört yıl önce bugün, ABD ve İngiltere, Irak’a saldırmıştı. Kısa bir süre sonra bu saldırı ve işgalin, hiçbir haklı gerekçesinin olmadığı anlaşıldı ve Amerikalılar sırıtarak tüm dünyaya yalan söylediklerini itiraf etti.

Türkiye’de ise işgali alkışlayan ve sevinçle karşılayanların şimdi sesi çıkmıyor. Ne sırıtıyor ne üzülüyor ne de konuşabiliyorlar. İşi pişkinliğe vuruyorlar. Her zaman olduğu gibi bunu da iyi beceriyorlar.

Elbette burada dört yılda Irak’ta ve bölgede nelerin yaşandığını anlatmayacağım, çünkü her şey ortada. İşgalin Irak halkına yaşattığı acı dramı bir Allah bir de orada yaşayan insanlar bilir. Hâlâ işgali savunan varsa onun yalnızca vicdanından değil, aynı zamanda aklından da şüphe etmek gerekir. İşgal bugün sona erse bile Irak halkı sosyal ve psikolojik olarak bu savaşın izlerini on yıllarca taşıyacak ve bunun acısını çekecek. Daha açık bir ifade ile Irak-İran, sonra da Kuveyt savaşı ve Saddam katliamları, şimdi de Amerikan işgalini yaşayan Iraklıların tümünün psikolojik tedaviye gereksinimi var. Her şeyin normale dönebilmesi için en az 30 yıllık bir normal yaşam koşulları gerekiyor.

:arrow: Tüm bu savaşların sonucu olarak bugün Irak’ta 2.3 milyon kadının dul olduğu söyleniyor. 25 milyon nüfuslu bir ülkede bir dul kadının çocukları ile birlikte hem de savaş koşullarında nasıl yaşayabileceğini ya da ekonomik, sosyal, psikolojik ve diğer ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceğini varın siz düşünün.

Üç milyon Iraklı yurtdışına kaçtı.

Bir milyon Iraklı ülke içinde göçmen durumunda.

Sünniler Şii bölgesinden, Şiiler de Sünni bölgelerinden kaçıyor ya da kaçmaya zorlanıyor.

Ülkede hiçbir şey normal değil ve olmayacak. Tıpkı tüm bölgede ve Filistin’de olmayacağı gibi.

Petrolü bir yana bırakırsak bunun da bir tek nedeni var:

“ABD ve müttefiklerinin bu coğrafyayı ve insanlarını kıskanması, dolayısıyla onlardan nefret etmesidir...’’

Unutmamak gerekir ki; Afganistan’da olduğu gibi Filistin’de de petrol ve doğalgaz yok. On binlerce yıllık bilinen tarihi olan bu coğrafyada dünyanın tüm uygarlıkları yaşamıştı.[/b]

Peki 230 yıl ömrü olan ABD’de, acaba hangi uygarlık var?

:arrow: Kızılderilerin yok edilmesi mi yoksa milyonlarca Afrikalı’nın köleleştirilmesi midir?

Yoksa Hiroşima ve Nagazaki’ya atılan atom bombaları mıdır?

Ya da dünyadaki tüm gerici, faşist, dikta ve askeri iktidarları sonsuza dek kulllanıp sonra da bir kenara atmak mıdır?

Bu gerçeği görmeyenler ve bilinciyle hareket etmeyenler asla doğru yolda yürüyemez. “Reel politika’’nın gereğinden söz ederek ABD ile dost olmaya çalışanlar ABD’nin onları da satacağını bilmelidir. Bunun örneğini vermek ise akıl ve mantıkla alay etmektir.

Aptallığın yüzlerce çeşidi var. Ama en aptalca olanı zeki bir aptalın seçtiğidir. Bu gerçeği görmeyenler ve hâlâ anlamayanlar Irak’ta ve dolayısıyla bölgede olup bitenlere ve olacak olanlara iyice bakmalıdır. Ama bunu yaparken sakın ABD’nin o kapkara gözlüklerini takmasınlar. Çünkü o gözlükler gerçekleri değil, Amerika’nın gerçek iç dünyasını yansıtmaktadır. Bu iç dünyada bizim insanların masum ve tertemiz kanı, kapkara petrol olarak görülür.

Bu Amerikan dünyasında bizim coğrafya ve insanlarımız için barış, dostluk, özgürlük, demokrasi ve eşitlik gibi duygulara asla yer yoktur ve olmayacaktır. Bu bir alışkanlıktan öte, genetik bir sorundur. ‘Ağzımızla kuş tutsak bile’ bu gerçeği hiç kimse değiştiremeyecektir.

:arrow: Demokrasi deyip Hamas’ı seçime sokan ABD ve Avrupa, Hamas kazanınca tüm Filistin halkını cezalandırdı.

2006’dan bu yana İsrail saldırılarında en az 700 Filistinli öldürüldü.

ABD 40 yıldır işgal altında yaşayan Filistinlilere ‘İsrail’e teslim olursanız size acırım’ diyor.

Aynı şey Iraklılar’dan istenmektedir.

Ama anlaşılan Amerikalıların tarihten öğrendiği tek şey, tarihten ders almamasıdır!!!

Peki ya bizler¿?

---