Dost Görünen Düşman (19) Kahpe Amerika
Yahudi kökenli Soros CFRnin de hizmetinde
Amerikanın dış politikasına yön veren CFR örgütü, dış ülkelerde gerçekleştirdiği operasyonlarda dünyaca ünlü finans spekülatörü Sorosdan da faydalanıyor.ABDde Yahudi finansörlerin politik bir kurumu olan CFRnin başını çektiği düşünce kuruluşları, CIAnın bugüne kadar dünyanın dörtbir yanında gerçekleştirdiği gizli operasyonları, kansız hallediyor. ABD, hedefteki ülkede istediği sonucu alabilmek için özellikle kitle iletişim araçlarını çok iyi kullanıyor; çeşitli burslar, ödüller ve fonlarla ülkedeki kanaat önderlerini etkisi altına alıyor. Öncelikle beyinlerde iktidar kurmak isteyen ABD, yarattığı yeni tipleri ve yeni liderleri iktidara taşımanın yollarını arıyor. Ancak bunun için ülkenin iç dinamikleriyle de sürekli oynanması gerekiyor. İşte bu aşamada, CFR gibi örgütler sahneye çıkıyor. Amerikayı emperyalist yapmak için uğraşanların başında ne ilginçtir hep Yahudiler geliyor. Nitekim, topluma yönelik olarak yürütülen medya propagandası da bunların eliyle yürütülmüştü. CFR, medya denetimli bir demokratik totaliter toplum yaratma projesinin ilk ve asıl uygulayıcısıdı. Sözde düşünce kuruluşu CFR (Dış İlişkiler Konseyi), 21 Temmuz 1921′de New Yorkta kuruldu. Kuruluşunda yahudi kökenli Walter Lippmannın önemli rolü oldu. CFR, diğer Gizli Dünya Devleti organları gibi son derece gizli çalışmaktadır.
Gizli dünya devleti
Ancak yönlendirme amaçlı faaliyetlerini dışa yansıtmakta ve bu yansıtma ile açıktan çalıştığı intibaı vermeye gayret etmektedir. CFRnin bugün finans, iletişim, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarında en etkin konumlarda bulunan 3500 civarında üyesinin olduğu sanılmaktadır. Özellikle Amerikadaki istihbarat örgütleri üzerinde etkilidir. Gizli Dünya Devleti nde önemli etkinliği olan yahudi kökenli Rockefeller ailesinin bir ferdi olan David Rockefeller, CFRnin onursal başkanı olarak kabul edilmektedir. Soros Vakfı vasıtasıyla dünya ülkelerinin geleceği için Gizli Dünya Devletine hizmet edecek yöneticiler yetiştirmeye çalışan Yahudi kökenli George Soros ABDnin CFR üyesi ünlülerinin başında gelir.
Başbakan Erdoğanın da uğrak yeri
CFRnin açılımını artık herkes çok iyi biliyor: Consil of Foregin Relations. Yahudilerin ABDdeki en etkin düşünce kuruluşu. Yabancı devlet başkanları, başbakanlar önce burada görücüye çıkar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın ABDdeki ilk yurtdışı etkinliği CFRde konuşmak olmuştu. Erdoğan, son CFR ziyaretinde, Büyük Orta Doğu Projesinin mimarlarından Yahudi kökenli Richard Holbrooke ile birlikte medyanın karşısına çıkmıştı.
Fener Rum Kilisesi / Lozanın tasfiyesi için piyon
ABD, hukuki ve siyasi konumu Lozan Antlaşmasıyla kaldırılan kilisenin papazı Bartholomeosun ekümenik olduğunda ısrar ediyor. Fitne yuvası Fener Rum Kilisesini azınlık hakları bahanesiyle maşa olarak kullanan ABD, bugüne kadar tanımadığı Lozan Antlaşmasını tasfiye edebilmek için her türlü yola başvuruyor. Bu antlaşma ile patriklerin tüm ayrıcalıkları kaldırılırken, patriklerin de Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunmaları koşulu getirildi. Rum Ortodoks Kilisesinin etkinlik alanı da sadece dini konularla sınırlandırıldı. Papaz Bartholomeosun, ABD ve ABden aldığı destekle ekümenlik iddiasını yargı kararlarına rağmen sürdürmesi, dış güçlerin piyonu olduğunu gösteriyor. Yargıtay, tamamen Türk hukukuna tabi olan Patrikhanenin ekümenik olduğu iddiasının yasal dayanağı bulunmadığına karar vermişti.
Psikolojik savaş
Türkiye Cumhuriyetinin tasfiyesine yönelik okyanus ötesinden ve Batıdan kurgulanan senaryoları deşifre edenlerden biri de İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir oldu. Türkiyeye yönelik sürdürülen psikolojik savaşı anlatan Nevzat Erdemir, Türkiyede başlatılan projenin mutfağında da yine tanıdık bir isme dikkat çekti. Anadoluda İslam ve Türk kültürünün altının oyulduğunu, Anadoludan Türk mührünü silme çalışmalarının yapıldığını belirten Erdemir, ABD Kongresinin Türkiyede Din Özgürlüğü ve İnsan Hakları ile ilgili olarak hazırlattığı 1990,1999 ve 2000 tarihli raporlara dikkat çekerek, bu raporlarda Türkiyeyi parçalamaya yönelik senaryoların madde madde dile getirildiğini belirtti. Türkiyede bir eylem planı yürütüldüğünü ve öncelikle uluslaşma sürecinin en önemli ilkesi olan laikliğin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını belirten Erdemir, şunları kaydetti: Siyonist Yahudileri, Siyonist Hıristiyanların, küreselci emperyalistlerin ve CIA Ortadoğu görevlilerinin 60 yıldır Türkiyeye dayattığı Osmanlıya dönün, İslamın önderi olun savı, yerli taşeronlar eliyle Türkiyede uygulanıyor. Avukat Erdemir, ABDnin, Türkiyeyi akıl ve bilim eksenine dayalı ulus devletten, teokratik ilkelere dayalı devlete evriltmeyi amaçladığını vurguladı.
Erdemire göre, bu süreçte önce devlet yapısı federatif yapıya dönüştürülecek, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yasallığı tartışmalı duruma sokulacak, din özgürlüğü görüntüsü altında Lozanın geçersizliği savunulacaktır. En büyük hedef, Cumhuriyet devletinin kuruluş aşamasında kabul edilen yasaların ortadan kaldırılmasıdır. Fener Rum Kilisesinin tüzel kişiliğe kavuşturulması, ekümeniklik istekleri, Heybeliada Ruhban Okulunun açılması, misyonerliğin etkinlerini serbest bırakılması ve yeni azınlıklar yaratma istekleri, hep bu ABD kongre komisyonu raporunda dile getirilen başlıkların uygulama safhalarıdır. Raporda Türkiyedeki anlaşmazlıkların kaynağı olarak laiklik ilkesi gösterilmektedir.
ABD demokrasisi gizli totaliterizm
ABDli ünlü muhalif düşünür Noam Chomsky, ülkesinde yürürlükte olan sistemin bildiğimiz demokrasi tanımından çok farklı bir demokrasi olduğunu anlatıyor. Chomskye göre, sözkonusu sistem, gerçekte gizli ve görünmez bir totaliterizmdir. Çünkü sistem, arkasına halkın rızasını alarak işlemektedir, ancak bu rıza yı toplumsal beyin yıkama araçları yoluyla kendisi oluşturmaktadır. Chomsky, Türkçeye çevrilen Medya Denetimi adlı kitabında, Amerikadaki görünmez totaliterizmin, (Buna demokratik totaliterizm de denebilir) nasıl işlediğine ilişkin çarpıcı örnekler verir. Bu örnekler gösteriyor ki, ABDyi yönetenler, bir konuda karar verdiklerinde, örneğin bir dış müdahale istediklerinde, medyanın karşı konulmaz büyüsünü kullanarak önce halkı bu konuda hazırlamaktadırlar. Amerikanın saldırmak istediği hedef (Saddam, Noriega, İslami gruplar, Sandinistalar vs.) önce halkın gözünde birer şeytan a dönüştürülür. Bunu yapabilmek için medya aracılığıyla görünür propagandalar ya da bazen görünmez psikolojik bilinçaltı telkinleri yapılır. Sonuçta halka, yabancı bir ülkeyi işgal edip insanlarını öldüren Amerikan askerlerini alkışlamaktan başka bir görev kalmaz.
Chomsky, CFRnin kurucusu, kendisi gibi Yahudi olan Walter Lippmannın, Amerikada 20. yüzyılın başlarında uygulamaya konan medya aracılığıyla sosyal kontrol sağlama yönteminin en başka gelen savunucusu olduğuna dikkat çekiyor. Chomskynin Amerikan gazetecilerinin en kıdemlisi olarak tanımladığı Lippmann, yine onun ifadesiyle rızanın üretilmesi, yani yeni propaganda teknikleri ile halkın istemediği şeyleri onaylamasını sağlama teorisini geliştirmişti. Özellikle ülkesinin dış politikasına yönelttiği sert eleştirilerle tanınan ABDli muhalif Chomsky, ABDnin Türkiyeye AB konusunda destek vererek Iraktaki savaşa katılması için rüşvet verdiğini da söylemişti. ABDnin daima, sert, baskıcı, zalim rejimleri desteklediğini vurgulayan Chomsky, ABDnin Türkiyeyi diğer Müslüman ülkelere model olarak gördüğü tezinin de yanlış olduğunun altını çizmişti.
CFR Astor ilişkisi
CFRler II. Dünya Harbinden sonra kuruldular. Finansörü Yahudi banker Rotschild, taşeronu ise, Yuvarlak Masa grubunun da kurucusu, aynı zamanda Filistini Yahudilere veren Balfour deklarasyonunun yazarı, Siyonist Lord Milnerdi. Güney Afrikada, Rodezyada elmas ve altın yatakları keşfedilince Boerlere soykırım vari bir savaş başlatan da bu Lord Milnerdir. Hepsini Rotschild adına yapıyordu.
Milnerin kurmuş olduğu Yuvarlak Masa, Paris Barış Konferansında İngiltere ve Amerikanın ekonomik ve dış politikasında bir numaralı belirleyici faktör durumuna gelecek olan RIIA ve CFRye dönüştü. RIIA Konseyinin başında bulunan Yahudi Astor ailesinin büyükbabası J. Jakop Astor ise 1816′dan itibaren İngiliz Doğu Hindistan Şirketi ile uyuşturucu ticaretine giren ilk Amerikalıydı. Görüldüğü gibi RIIAnın ve CFRnin ardında başta Rothchild olmak üzere Yahudi finansörler vardı. Bu örgütün oluşumunda en büyük rolü oynayan Rotschildin, o yıllarda siyasi Siyonizm hareketinin de en önemli destekçisi olduğunu düşünürsek, RIIA ve CFRyi de bu hareketin asıl hedefine, yani Mesih planına uygun olarak tasarladığını görmek pek zor olmaz.
Kaynak:
- İm (Kod): Tümünü seç
http://www.yenicaggazetesi.com.tr//haberdetay.php?hit=3196