GARABET ZİRVEDE…
Dr. Noyan UMRUK :?:
Ülkede, 10 yıldır garip şeyler oluyor…
Kitle halinde baskın tarzında gözaltına almalar, yargısız infaza dönüşen tutuklamalar, dinlenmeyen tanıklar, kaale alınmayan bilirkişi rapor ve talepleri,
çoğu yasadışı dinleme ve digital sahtekarlıklara dayanılarak, adeta sonsuza dek süreceği algısı yaratılan davalar…
Teğet Geçtiği Savlarına karşın…
-İşsizlik, adaletsiz, eşitsiz ve “ulusal gelirin yeniden adil dağılımı-kurumlaşmış redistrübüsyon” yerine “aşağılayıcı sadaka” esasına dayanan bir bölüşüm sistemi,
-Sağlıklı, planlı ve eşgüdümlenmiş reel üretime dayanan bir ekonomik yapı yerine, her köşe başında açılan devasa AVM. ler, abartılı bir hizmetler sektörü,
-Kendisine yeterli yedi ülkeden biri iken, köküne kibrit suyu ekilen tarım ve hayvancılık sektörü ve buğdaydan mısıra, etten ota değin gelsin ithalat,
-“Babalar gibi satarım”sapıklığı ile ne idüğü belirsiz, nereden ve ne bahasına geldiği açıklanmayan “net hata ve noksanlar” kalemindeki garabetle malul bir ödemeler dengesi sarmalında “acıya lokal anestezi yapılarak delip geçmekte olan” bir ekonomik krizler süreci…
Toplumda derin yaralar açan bu garabet zinciri adeta kanıksanır gibiyken, son dönemde eklenen halkalarla süratle zirveye tırmanmakta…
“Hafıza-i Beşer Nisyan ile Malul” olmasın!
Yüz verildikçe çıtasını ve şiddetini yükselten terör, bunca anayasa değişikliği, reform! paketine karşın, kendisine güven endeksi yerlerde sürünen bir adalet sistemi ile toplum şaşkınken, bakın neler olmakta:
-Oslo süreci garabet zincirinin zirveye kanca atan ilk halkası oluyor. Terör örgütü ile görüşme savları “şerefsizlikle” yanıtlanırken, birden “Oslo incileri” noktası virgülüne değin ortalığa saçılıveriyor.
-Derken, yargı, görüşmelerin suç oluşturduğu savı ile soruşturma sürecine girince kıyamet kopuyor. Durum, yansız kamuoyunca, koalisyonun yasal sahibi ile “hizmet” ortağı arasında güç mücadelesi olarak algılanıyor.
-Ne var ki, bir gecede çıkarılan yasa ile görüşmeciler hakkındaki hukuki süreç durduruluyor. Oysa, (E)Genkur.Bşk. kendisine atılı suçtan yüce divanda yargılanması gerekirken, Ö.Y.M. nin önüne atılıveriyor. Yüce divanda yargılanabilmek için kız kaçırması gerekiyordu, herhalde…
-Bu arada ardı arkası kesilmeyen reform paketleri sürecinde, siyaset değil “hizmet” ifa ettiğini her vesile ile ileri süren “hareket”, medyası aracılığı ile malum davalarda yargı sürecinin hızlandırılması, yargısız infaza dönüşen tutuklamalara son verilmesine karşı yoğun bir kampanyaya girişiyor ve, “başarılı oluyor. 3ncü yargı paketi adi suçluların, 7 kez idama mahkum Bahçelievler katliamı mahkumlarının vb. salıverilmesi ile son buluyor.
- Ülkede garabet tırmanırken, önce “peyman”, sonra azılı düşman ilan edilen Suriye bir uçağımızı düşürüveriyor. Tam savaş tamtamları çalınacakken, Amerikan basınında uçağımızın Suriye kara sularında düşürüldüğü ileri sürülüyor. NATO, mato olay umursamayınca,“suhulet” sürecine geri dönülüyor. Genkur.Bşk. da “ Suriye ile savaşacak değiliz ya…” mealinde bir şeyler söylüyor.
-Şimdiye kadar, Rusya, Çin ve İran’ı tamamen gözardı ederek küresel gücün “Murtaza”lığı ile sürdürülen politikaya rağmen, Başbakan tam Putine gidip Suriyeyi şikayet edecekken, Genkur.Bşk.lığı uçağımızın “iddia edildiği gibi”
düşürülmediği açıklamasını yapıyor. Natilius birden bire arızalanarak, arama faaliyetine son veriyor. Amerikan Büyükelçisi tüm bilgilerin hükümete verildiğini söylüyor. Bir garip iktidar sözcüsü de hala “ Bırakın ayrıntıları, uçağımızı Suriye düşürdü” diyor.
-Bu arada Doğu Akdeniz’in yenilmez armadasının bahriyeli komutanları içerdeyken, kamuoyunda ülke ve ülkenin yumuşak karnı D.Akdenizde açığa çıkan güvenlik zaafiyeti ve ülkenin prestiji tartışılmaya başlanıyor. Ve nihayet, hayati bir sorun, milli beka-ulusal güvenlik sorunu tüm ağırlığı ile gündeme oturuyor.
Haaa, sahi, bu süreçte, T.S.K. dan koparılan, istihbarat ve dinlemeler alanında dünya çapında bir kuruluş olan GES.K.lığını emrine alan MİT ne yapıyor?
Siz kendinizi gerçekten güvende hissedebiliyor musunuz?
AYDINLIK G,; 15.07.2012