
Dr. Noyan UMRUK
2007 yılının Nisan ve Mayıs aylarında milyonlarca kişinin büyük bir coşku ve heyecanla katıldığı, küresel merkez, iç ve dış bağlaşıklarını hayretler içine düşürerek ürküten Cumhuriyet mitinglerini hepimiz anımsıyoruz.
Sonra ne oldu?
Milyonların heyecan ve tepkisini, ülkenin iki muhalefet partisi, özellikle bu potansiyelin, coşkunun adresi olan CHP ve de MHP, diğer siyasi eğilimleri de içine katarak genişletecek müşterek bir siyasi programla sahip çıkamadı. Haziran 2007’ de Ergenekon operasyonu başlatıldı. Temmuz 2007 seçimleri AKP’nin %46,7, CHP'nin % 19,41 'lik oy oranları ile sonuçlandı.
İzleyen küresel merkez destekli karşı devrim sürecinde Balyoz, Oda TV. vb. operasyonlar ve Anayasa referandumu vb. gelişmelerle temel kurumları zafiyete uğratılan Türkiye beş koskoca yılını yitirdi.
Şimdi neler oluyor?
Yaşamın her alanında baskı, tehdit ve şantajlarla gelişen bu karşı devrim sürecine karşı ilk büyük ve ciddi kitlesel tepki, 19 Mayıs 2012’de TGB’nin disiplinli ve “ne yaptığını büyüklerden iyi bilen” öncülüğünde İstanbul’da geldi. TGB, Eylül’de Cumhuriyet-Demokrasi ve Özgürlükler treniyle Ankara’ya hareket ederek ADD ile birlikte 29 Ekim Büyük Yürüyüşü ile ülkenin her köşesinde milyonlarca yurttaşın yeniden coşku ve heyecanla hareketlenmesine öncülük etti. Tabii, bu öncülük etkinliğini sürdürülebilmesinde çok kısıtlı imkanlarıyla, gönüllü katkıları ile adeta “yok’u var eden” ve “görünmeden görünen” İP ve AYDINLIK GAZETESİ, ULUSAL KANAL’ın, gençlerin ve öncülerin işine müdahale etmeksizin örgütsel imkan ve yetenekleri ile sağladığı büyük manevi destek var.
Tabanı, geniş ölçüde bu etkinliklerde yer alan CHP yönetimine de trene son anda atladıkları için teşekkürler… Bir bölüğünün övündükleri YENİ-CHP, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine, temel felsefesine sadakat açısından ikircikli bir görünüm veriyor. MHP yönetimi ise, tabanına rağmen, treni kaçırmakta kararlı, en azından kısa vadede umutsuz bir vaka…
Ve nihayet bu süreç, 10 Kasım’da milyonların Ata’nın huzuruna çıkışı ile bir kez daha taçlandı.
Ne Yapmalı?
Bütün bunlar çok güzel, aydınlık gelişmeler… Ancak, Cumhuriyet mitingleri gibi yaşanmış ve bedeli çok ağır ödenmekte olan tecrübeler var. Bütün bu çoşku ve heyecanın, moral yükselmesinin daha da geniş kitleleri kucaklayacak bir siyasi hareket ve programla taçlandırılması gerekiyor. Siyasetin adı var “Vatan ve Cumhuriyet İçin Güç Birliği. Ya program…
“Ulus Meydanı bir programdır… Ulus Meydanı, aynı zamanda bize stratejimizi sunuyor… Bağımsız, Özgür, Çalışan ve Çağdaş Türkiye” şeklinde “program”ın özü vurgulanmış oluyor.(1)
2013’ten itibaren ülkenin ciddi biçimde yaşayacağı seçimler süreci öncesinde, zaten “İP Milli Hükümet Programı”nda(2) mündemiç bu programın, ülkenin yakıcı sorunlarını da içeren, tutarlı ve anlaşılabilir çözüm yol ve önerilerine ilişkin alt başlıkları, bu programın arkasında duran toplum kesimleri, demokratik kitle örgütleri yanında, gençleri olmayan, siyasi iktidarın söylemlerine yanaşarak toplumla yakınlaşacağını sanan CHP yönetimini de etkileyecek, CHP, MHP giderek AKP tabanlarını, yine vurgulandığı gibi “PKK’nın kuyruğunda olmayan sosyalistler”i,(1) özetle geniş kitleleri kucaklayacak bir üslupla, müşterek bir çalışma ve oydaşma ile net, açık ve anlaşılabilir biçimde oluşturulmalı, daha şimdiden tarihe düşecek bir bildiri olarak ciddi, güçlü, toplumsal dikkat ve ilgiyi üzerinde yoğunlaştıracak bir medyatik kampanya ile kamuoyuna deklare edilmelidir. Bu bildiride yer alan çözüm önerilerinin gerçekleştirilebileceği, tüm gönüllülerce, özellikle gençler tarafından gerekirse fabrikalarda, kahvehanelerde, evlerde, akla gelen tüm mekanlarda halka anlatılmalı, bellekler tazelenmeli, beyinler canlandırılmalı, yüreklerin coşku ve heyecanı sürdürülmelidir.
Konu hayati önemdedir. Devam edeceğiz…
(1)DOĞU PERİNÇEK; “Ulus Meydanı Strateji ve Siyaseti” Aydınlık G., 06.11.2011
(2)İP Suphi KARAMAN Kongresinde (7. Genel Kongre-22/24.12.2006) kabul edilen “Milli Hükümet Programı”
AYDINLIK G.,11.10.2012