DÜȘÜK HÜKÛMET
Șu Alaca Karanlık Hükûmetinden sözediyorum.
Hani her seçimde oylarını yüzde bilmem kaç artırarak ‘hüküm’ süren..
Devletin her hücresine ‘hakim’ olan hükûmet.
Düșüktür!
Șimdilerde de ayağa düșmüștür.
Anayasa Mahkemesi kararına göre ‘kadük’ düșmemiș miydi?
Ve son beș yılını ‘düșük’ olarak sürdürmekte idi.
Sonra Yașar Büyükanıt bir ‘sezaryen’ yaptı idi.
O gün bu gündür ‘sezaryen’e karșı olmușlardır.
Biz de bunların kadınların ‘türban’ı ile ilgilendiklerini sanıyorduk.
SSK Kemal Bey sayesinde o ‘sorun’ları çözülmüș oldu.
Ancak bunların asıl ‘sorun’u kadınların bacak arasıyla ilgiliymiș.
Üç çocuk yapın beș çocuk yapın deyip duruyorlardı.
Sanki kadınlar bir bașlarına çocuk yapabilirlermiș gibi.
Sonra ‘çocuk yașta’ çocuk yapın dediler.
‘Çocuk’ daha ne yapacağını bilmeden ‘çocuk yapmak’la görevlendiriliyordu.
Șimdi kalkıp bir de çocuğu ‘nasıl’ yapacaklarını kurala bağlamak istiyorlar.
‘Çocuk aldırmak’ yasak!
‘Düșürmek’ yasak!
‘Çıkarmak’ da kurala bağlı...
Bütün bunları, hele uzaktan izlerken, bu ‘adamları’ ‘çekmek zorunda’ kalanlara acımıyor değilim
Bu denli ‘düzey düșüklüğü’nü bu ülkenin insanı nasıl kaldırıyor anlayamıyorum.
O arada bizi de kendilerine benzetmediler değil.
Hani ‘anlayacakları dil’den yazmak zorunda kaldığımı itiraf edebilirim.
Yazarken kendimi nasıl tutmam gerektiğini unuttuğum da oluyor.
Hele bunlardan herhangi birini, haydi diyelim en iyisini’ görmeye dayanamayacağımı da, o arada, itiraf etmiș olayım.
Șu günlerde Fransa’da milletvekili seçimleri var.
Parti sözcülerinin biribirlerini ‘acımasızca’ eleștirirken nasıl ‘edebiyat parçaladıkları’ görülmeye değer.
Bir de șu bizim ‘zırzop’ politikacılara bakın hele!
İlgilendikleri konular ıvır ve zıvır.
Dile getirme yöntemleri de doğrudan zırıltı.
Bunlar artık yerlerde sürünmekteler.
Süründükçe alçalacaklar.
Ve bırakıp kaçacaklar.
‘Ölürüm de gitmem’, ‘benim buradan cesedim çıkar’ gibi efeleneceklerdir ama.
Yürekleri titremektedir oysa.
Bu hafta ‘Adnan Menderes’e sığınacaklardır.
Darağacı, ip-mip, demokrasi-memokrasi falan.
Akılları fikirleri ise ‘Ayșe’nin donunda’ ..
Beyinleri gelișmemiș.
Bu son ikisi arasında tersine bir ilișkinin olduğu ise artık biliniyor.
‘Görmemișin bir çocuğu olmuș’ denir ya.
Bu görmemișlerde ise bir düzine çocuk var sanki.
Her gün birininkini çekiștiriyorlar.
Habip Hamza ERDEM, 27 Mayıs 2012