DÜNYA SATRANÇ TAHTASI ve UKRAYNA
Şu ünlü ‘Davos Ekonomik Formu’ var ya, hani ‘Küreselleşme’cilerin ‘kâbe’si.
Onun kurucu başkanı Klaus Schwab, Kovid salgınının ardından, “bu salgın dördüncü sanayi devrimi için olağanüstü bir fırsat” doğurdu demişti.
Demek ki ‘Endüstri 4’ ya da başka adlarla, insanlığın bir ‘Dünya Devrimi’ eşiğinde olduğunu bekleyen ‘küçük burjuva kafalı’lar, yani ‘küreselleşmeci’ler için hâlâ dünya yuvarlak değil ve ne kendi etrafında ve ne de güneşin etrafında dönüyor.
Neden derseniz, eksik yönleri var ya da kötü-mötü ama ‘sermaye’ globalleşti ve ‘hür teşebbüs’ ortamında ‘özel girişimci’ler Ay’a Mars’a gidecek kadar zenginleşme olanağı bulabildiler.
Giderek ‘Endüstri 4’ devimini de bu ‘aslan’lar ya da ‘kaplan’lar yapacak.
Türkiye’de ise, biliyorsunuz ‘beş’ten fazla böylesi aslan ve kaplan yetişmiş bulunmakta.
Şimdi bu, ülkesine göre aslan veya kaplan yetiştiren ‘ideoloji’ye ve onun kurucu başkanı Klaus Schwab, son konuşmalarından birinde ne de dedi biliyor musunuz?
« L’Ukraine devrait devenir la Mecque de l’investissement en Europe orientale et centrale ».
‘Ukrayna’ Doğu ve Orta Avrupa için ‘yatırımların Mekke’si olmak durumundadır.
Her ne kadar Klaus Schwab ‘Kâbe’ ve ‘Mekke’nin coğrafi konumunu, duruma göre değiştiriyorsa da, ‘Kıble’, ‘hür teşebbüs’, yani gavurcası ile ‘liberalizm’in küreselci anlayışı olmaktadır.
Kuşkusuz bu durum, Klaus Schwab ve benzeri konumda olanlar için gayet normaldir, ancak Türkiye ve benzeri ülkelerin pazarlamacılıktan ‘ekonomist’liğe ya da uzatmalı çavuşluktan jeostrateji ‘uzman’lığına sıçramış aydınları için söylenemez sanıyorum.
Tam da bu nedenle, Türkiye gibi ülkelerde ‘Ukrayna Sorunu’nda ‘Savaşa hayır’ demek ‘insanlık ölçütü’ olabilmektedir.
Oysa Batı’da sıradan bir gazetecinin, Claude Janvier’nin ‘Dünya Satranç Tahtası’ başlıklı makalesinde ‘Dünya Oligarşik Sermayesi’ en azından üçe ayrılmakta:
- Başını Joe Biden’in çektiği, Londra Bankerleri, kimi Avrupa Sermayesi ve GAFAM (Google, Apple, Facebook, Amazon, Microsoft) sermayesi
- Başını Donald Trump’in çektiği, Putin Rusya’sı, Xi Jinping Çin’i, Bolsarano Brezilya’sı, Maduro Venezuela’sı, Victor Oban Macaristan’ındaki Nasyonalist-Popülist Oligarşik Sermaye
-ve bu iki ana grup arasında gidip-gelen, zaman zaman birine zaman zaman diğerine yaslanmaya çalışan yine ‘Ologarşik’ ya da ‘Tarikatçı/Mafyatik’ sermaye
‘Türkiye Sermayesi’ni ise ‘blok’ olarak bu üç sermaye grubundan birine sokmanın olanağı yok.
Artık her okuyucu, kendi bilgi ve görüşüne göre bir grubu seçsin diyelim.
Ancak ve ne var ki, bu tür bir ayırım, ki oldukça sağlam temellere dayandığı söylenebilir, ‘Endüstri 4’ devrimi beklentisi ile ‘Ukrayna Sorunu’ arasında ilişki kurmamıza yardımcı olabilir.
Ya da ‘Dünyaya bakış’ımızı derinleştirmemize olanak sağlayabilir.
Geçerken, Biden Grubu’nun Putin Grubu ‘Sermaye’sini ‘dodurma kararı’na değinebiliriz.
Acaba Biden ve şürekası, bu ‘dondurma’yı kaşıkla mı yemeyi düşünmektedir yoksa yalayarak mı?
Bir sonraki yazıda ise bu konuya değinelim.