Dünya savaşının işaret fişeği mi?
Türkiye, ABD’nin enerji kaynaklarını kontrol etmek için geliştirdiği Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin bir uygulaması olan “Arap Baharı” adına Suriye ile savaş durumuna geldi.
Gün geçtikçe, Suriye tarafından düşürülen Türk uçağı ile ilgili bilgilerin de gerçekleri yansıtmadığı anlaşılıyor.
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, “10 gün önce Lübnan’a kaçırılan bir Suriye uçağı vardı. O uçağın Tel Aviv’e götürüldüğü, şifrelerinin orada çözüldüğü, bilgisayar şifreleri çözülen bu uçağın İncirlik’e getirildiği ve kodlarının, şifrelerinin bizim uçağa aktarıldığı, onun Suriye’de bir Suriye uçağı gibi algılanacağı varsayılmış ve o şekilde gönderilmiş. Burada F-4 uçağına aktarılmış. Bu iddia da Suriye’de konuşuluyor” diye bir açıklama yaptı. Tabii, kaynağı Suriye olan bu iddiayı TSK “söz konusu bile olamaz” diyerek yalanladı ama Ediboğlu, “Suriye, bir tane Suriye uçağı kaçırıldıysa her an bir başka uçak kaçırılabilir, o uçağa da operasyon yapılabilir korkusuyla o bölgelerde kendi uçaklarına dahi uçuşu yasaklamış. Dolayısıyla oradaki sistemlere, füzesavarlara talimat verilmiş. ’Suriye uçağı dahi görseniz vurun’ komutu verilmiş. Bunun üzerine Suriye uçağı olarak algılamış olsalar bile vurmuş olabileceklerini iddia eden yayınlar ve iddialar var” diyor. Suriye’nin son açıklaması ise “Suriye hava savunma sistemi, Türk uçağını İsrail uçağı zannetmiş olabilir” şeklinde...
Sonuç olarak anlaşılan o ki, Türk uçağının düşürülmesi ile bir Suriye savaş uçağının Lübnan’a kaçırılması olayı arasında bir bağlantı var. Suriye’nin uçuş yasağı koyduğu hava sahasının, Türk uçağı tarafından ihlal edilmesi manidar... Bölgedeki Rus savaş gemilerinin hava savunma sistemlerini de unutmamak gerekir..
Ediboğlu, ayrıca Suriye’ye denizyoluyla yüklü miktarda silah ve mühimmat sokulduğunu ve bunların da muhaliflere dağıtıldığını ifade ederek “Bizim uçaklarımız orada keşif uçuşu yapıyor. Neyi keşfedecek? Gitsin Kandil’i keşfetsin. Kandil’deki PKK’lıların peşine düşsünler” dedi.
Onur Öymen'de“Başbakan Suriye’ye karşı angajman kurallarını, yani hangi koşullarda ateş edebileceğimizi değiştirdik, sınırımıza yaklaşanı vururuz, diyor. Irak’tan gelen teröristler Siirt’te dört askerimizi daha şehit etti. Irak’a karşı da angajman kurallarımızı değiştirdik mi? Yani artık ’sadece milli istihbarat kaynaklarımıza dayanarak hiç kimseden izin almadan ve kimseye haber vermeden Kandil’deki hedefleri vuracağız’, diyebiliyor muyuz” diye sordu!
Nereden bakarsanız bakın, olay aydınlanmış değil. Onur Öymen, “Amerikan ve İngiliz radar sistemleri uçağın düşürüldüğü yeri saptayamadı mı? Füzeyle düşürüldüyse füzenin izini göremedi mi? Bütün bu soruları Başbakanla görüşmelerinde muhalefet liderleri sormadı mı” diyor...
Yani Amerikalılar ve İngilizler, Türk uçağının nasıl düşürüldüğünü kesin olarak biliyor ama müttefikleri olan Türkiye’ye bilgi vermiyor! Bu da asıl mücadelenin, Türkiye ile Suriye arasında değil, Rusya ile ABD arasında geçtiğini, Türkiye ile Suriye’yi cephe ülkeleri olarak seçtiklerini gösteriyor.
TRT ise, öğle haberlerinde “Rusya ve Çin, Güvenlik Konseyi’nde Esad’ın gitmesini öngören planı kabul etti” diye bir haber yayınladı. Ardından Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’nın Suriye’de reformların yapılmasını desteklediğini ancak bu süreçte dış ülkelerin kendi düşüncelerini Suriye’ye dayatmaması gerektiğini vurgulayıp “Değişim sürecine ve Esad’ın geleceğine sadece Suriye halkı karar vermeli” görüşünü tekrarladı. TRT, bu habere yer vermedi.
Diğer taraftan, Türk uçağının düşürülmesinin Malatya-Kürecik’te kurulan NATO füze kalkanı sistemi ile ilgisi olmadığı söylenebilir mi? Yine, Azerbaycan ve Türkmenistan doğal gazını, Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan TANAP Projesi ile Türk uçağının düşürülmesi arasında bir bağlantı yok mu?
New York Times yazarı, Thomes Friedman, 11 Eylül olayından sonra yazdığı ilk yazıda, “Üçüncü Dünya Savaşı” başlığını kullanmıştı. Friedman şöyle demişti:
“Acaba ülkem gerçekten de ‘Üçüncü Dünya Savaşı’nın başladığını anladı mı? Bu saldırı Üçüncü Dünya Savaşı’nın Pearl Harbor’ı, demek ki önümüzde çok çok uzun bir savaş var.”
ABD Başkanı Bush da 11 Eylül’den sonra yapılacak mücadelenin “Haçlı Seferi” olduğunu açıklamıştı. Suriye’de bir Türk uçağının düşürülmesi büyük bir savaşın işaret fişeği olabilir.
Arslan BULUT, 29 Haziran 2012