Sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin?
Mutluluk neydi? Nasıl bir histi, En son ne zaman mutlu olmuştu.
Hatırlayamıyordu, çünkü uzun zamandır, çok çok uzun zamandır mutsuzdu.
Artık mutlu olabilmek için ne bir çabası nede bir isteği kalmıştı.
Ara ara dünyanın en mutlu insanları Finlandiya’da ya da Norveç’te haberleri çıkardı.
Acaba dünyanın en mutsuz, karamsar insanları neredeydi. Hangi coğrafyada yaşıyorlardı.
Yaşadığı dünya artık çok distopik geliyordu. Sanki 1984 kitabının içindeki bir karakterdi.
Öylesine mutsuz tekdüze anlamsız bir yaşam sürüyordu. Bir kum saatinin düşen kumları gibi o da günlerini tüketiyordu. Bu biteviye yaşam nerede nasıl sonlanacaktı. Bu son bir kurtuluş olacak mıydı.
Ne zamandır bu kadar mutsuz ve bitik olduğunu hatırlamaya çalıştı.
Bu durumunu ne tetiklemişti neden daha olumlu bir ruh haline dönemiyordu?
Nerede kalmıştı o güzel günler. Yoksa en güzel günleri çocukluğu muydu?
Her gelen gün yeni umarsızlıklar yeni çaresizlikler ile mi yüklü olacaktı.
Coğrafya kaderindir mottosu hiç bu kadar reel olmamıştı.
Ümidi ve umudu bitik insanların yaşama tutunmaları nasıl gerçekleşebilirdi.
Yaşanılan hayatlar bir robotik düzenden ne kadar farklıydı.
İç hesaplaşmalarında bu bakış açısı depresif bir yaklaşım değil miydi.
Tükeniş sendromunda o kadar çok parametre vardı ki, hangisini tutsan elinde kalıyordu.
Kısacası kurtuluş çok uzak bir hayale dönüşmüştü. Nasıl hayal olmasın bir ülke düşünün %60 kafa ilaçları (depresyon) ile gününü bitirebiliyor. Koskoca bir ülke son döneminde kocaman yalanlar üzerine kurulu günler yalan, dolan ve talan ile geçiyor. Ve yapabileceğin hiçbir şey yok.
En şanslı nesil dedelerimizin nesli imiş. Kurtuluş savaşı verdiler ve gerçekten kurtuldular. Cumhuriyetin kuruluş ve yükseliş dönemini yaşadılar. Ya biz, Cumhuriyetin yıkılış ve çöküş dönemine denk geldik. Ancak toplum olan biten her şeyi boş gözlerle seyredip gününü kurtarma telaşında.
Sözün özü yaşın yanında kuru hesabı. Türkiye laboratuvarında denenen deney başarılı oldu.
21 yüzyıldan 20 yüzyıla keskin bir dönüş yaptık.
Bu geri dönüşten kimse rahatsız değilse ne için, kimin için, neyin mücadelesi verilecek?
Zafer ATUN
16 Haziran 2023
zaferatun.wordpress.com