Dünyayı yöneten örgütler

Tartışma Alanı

Dünyayı yöneten örgütler

İletigönderen shadow39 » Cmt Tem 21, 2007 9:09

(Teori subat 2003 sayi 157) Dr. Ümit Sayin

Genel durum
Yeni Dünya Düzeni’nin dünyayi yeniden paylasmada Türkiye’nin basina 21. yüzyilda inanilmaz coraplar örülmek istenmekte ve Türkiye adim adim Sevr kosullarina sürüklenmektedir. Oynanmakta olan bu satranc oyununda Türkiye’de dev bir operasyon yapilmis ve “sah” köseye sikistirilmistir (Manisali 2002a ve 2002b). Mat olup olmamasi bundan sonra Türk Genelkurmayi’nin atacagi adimlara baglidir. ABD tarafindan planlanan bu operasyon, AB ülkelerinin de yardimiyla simdilik basariyla yürütülerek hedeflenen ekonomik kriz ülkede basariyla yaratildiktan sonra, tüm piyonlar rollerini basariyla oynamislar ve 79 yil önce Hilafeti kaldiran Türk devletinin tepesine Hilafetci artigi ve ABD kuklasi bir parti usta bir manevra ile -umutsuzluk icindeki halk kandirilarak- gecirilmistir.
Tüm hükümet üyelerinin ve bakanlarinin Naksibendi veya Fethullahci baglantilari Aydinlik dergisinde yayimlandigi halde sadece bir iki bakandan tekzip gelmistir. Hükümet üyelerinin büyük cogunlugu ünlü Abant Toplantilarini düzenleyen Fethullahci örgütlenmenin odagindaki Birlik Vakfi’nin üyesidir. Bir zamanlar “demokrasi tramvayi”na gerekirse binebilecegini ya da eregine ulasmak amaciyla papaz giysisi bile giyebilecegini söyleyen, camilerin kubbelerini migfer olarak takacak, minareleri de mizrak olarak kullanacak Tayyip Erdogan liderligindeki kadronun yönetiminde Türkiye’yi ileride daha vahim sorunlarin bekledigi aciktir.
Diger yanda ise ABD 80 bin askeriyle Diyarbakir’da konuslanmak ve Türkiye’yi hic ilgisi olmadigi bir savasa bulastirmak istemektedir. ABD’nin hedefi aciktir. Kafkasya ve Ortadogu petrol ve dogal gaz bölgelerini Naziler gibi isgal etmek ve Asya’nin stratejik bölgelerini kontrol altina almak! Ama rambo cigliklariyla savas naralari atan Türk medyasinda hic deginilmedigi üzere, ABD’nin asil hedeflerinden birisi de Türkiye’yi parcalamak ve Dogu Anadolu’da ABD kuklasi bir Kürt devleti kurmaktir. Türkiye’yi parcalama ve cökertme operasyonu asikar bir bicimde Kibris üzerindeki Annan Plani ile, NGO’lari ile, Fener Patrikhanesi’ne ve Rum azinliklara verilen haklar ile, Rum Pontus’u ile, Kuzey Irak’taki Kürt Senatosu ile Türkiye’de ajanlik faaliyeti gösteren vakiflariyla basarili bir sekilde sürdürülmektedir. Degerli Necip Hablemitoglu’nun katledilmesi Türkiye’yi istikrarsizlastirma operasyonunun bir parcasidir ve korkarim ki bu cinayetler sürecektir. Cinayetleri ise cok daha büyük bir ekonomik kriz beklemektedir. Ya Türk askeri, kriz durumlarinda ABD’nin müdahele gücü haline getirilecek ya da ekonomisi kisirlastirilmis ve tarimi cökertilmis olan Türkiye acliga mahkum edilecektir. Yani “sah ve Mat” gerceklesmesi planlanmistir.
Bu yazida Türkiye’deki durumu irdelemek acisindan dünyayi yöneten gizli gücleri ortaya koymaya calisacagiz. simdilerde Globalizasyon adiyla bize yutturulmak istenen Yeni Dünya Düzeni bir günde kurulmus bir strateji degil, kökeni imparatorluklar ve sömürgeler dönemine dayanan bir plandir. Globalizasyon, ulusculugu ve sinirlari kaldiran bir sistem degil, aksine ezen uluslarin kayitsiz sartsiz hakimiyetine yol acacak acimasiz, emperyalist ve fasist bir yapidir. Yeni Dünya Düzeni’ni sekillenderen iki temel dev güc vardir. Bunlardan birisi Yahudi lobisi ve tekellerinin kurdugu gizli cemiyetler, ötekisi ise WASP adi verilen beyaz, Anglo Sakson, Protestan azinligin kurdugu gizli cemiyetlerdir. ABD’de tüm güc ve medya bu gizli cemiyetler tarafindan sekillendirilmektedir. Yahudilerin de icinde yer aldiklari CFR (Council on Foreign Relations), Bilderberg gizli örgütü ve Trilateral Komisyon bu cemiyetlerin temelini olusturur. Bir istihbaratci olan George Orwell’in 1984 isimli kitabinda belirtildigi üzere, medyayi kontrol eden beyinleri kontrol eder. Beyinleri kontrol eden ise, toplumlari kontrol eder (son örnegini 3 Kasim secimlerinde gördügümüz gibi).

ABD’de medyayi ve beyinleri kim kontrol eder?
ABD’de her yere yayilan ve en cok seyredilen kanallar yaklasik 15 aile tarafindan ve 24 sirketle yönetilmektedir (Chomsky, 1988, 1991, 1992, 1994). Bu sirketler sunlardir (Chomsky, 1988, 1991): Advance Publications (Newhouse ailesi), Capital Cities (Devlet Kökenli, DK), CBS (DK), Cox Com (Cox ailesi) , Dow-Jones (Bancroft-Cox ailesi), Gannet (DK), GE (General Electric), Hearst (Hearst ailesi), Knight-Ridder ailesi, News Corp (Murdoch ailesi), New York Times (Sulzberger ailesi), Reader’s Digest (Wallace ailesi), Scripps-Howard (Scrips ailesi), Storer Corp (Storer ailesi), Taft (Taft Ailesi), Time Inc. (karisik ve DK), Times Mirror (Chandler ailesi), Triangle (Annenberger ailesi), Tribune Co. (McCormick ailesi), Turner Broadcasting (Turner ailesi), Fox Broadcasting (Fox ailesi).
ABD’de bugün, hem gizli-derin devletten izinsiz, hem de bu ailelerden izinsiz hic bir gercegi yayimlayamazsiniz (ABD gizli devleti icin bkz. Vankin 1996; Constantine1997; Blum 2000). Belirli bir elit zümrenin kontrolü altinda olan ABD medyasinin, bunun bir sonucu olarak da dünya medyasinin gerceklerle ilgili fazla bir bilgi yayinlanmasi beklenemez. Zaten tüm Amerikan halki 11 Eylül olayinda oldugu gibi medya tarafindan tamamen uyutulmus ve inanilmaz senaryolar ile sadece Amerikan halki degil, tüm dünya kandirilmistir (Meyssan 2002; Sayin 2002).
Bu sirketlerin pek cogunun yöneticisi özel ve elit bir alt kültürden gelmektedir ve hep ayni söylemi dile getirirler ve Yeni Dünya Düzeni’nin temel bir parcasidirlar. Bu egilim, dünyayi dinlemek ve yönetmek icin NSA (National Security Agency) tarafindan kurulmus ECHELON sisteminin diger üyeleri Ingiltere, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’da da pek degismemektedir (Sayin 1998; Hager 1997). ABD’de de Washington ve New York merkezli CFR’nin yerini bu ülkelerde Bilderberg ve Trilateral Komisyon almaktadir.
Medyanin basinda da mutlaka bu örgütlerin elemanlari bulunur. Asagida bazi örnekleri siraliyoruz (Kisaltmalar B: Bilderberg üyesi; T: Trilateral Komisyon; C: Council on Foreign Relations, en az iki veya üc gizli cemiyete üye olanlardan örnekler verilmistir, bu örgütler daha sonra tanimlanacaklardir, Kaynak: Ross 2000):

Robert Erburu (C ve T): Times Mirror baskani
Forester Lynn ( B ve C): Netwave Inc. Haberlesme sistemleri
Paul Gigot (B ve C): Wall Street Journal, Washington yazari.
Henry Anatole Grunwald (B ve C): Time dergisi, editör
Jimmie Lee Hoagland (B ve C): Washington Post, editör yardimcisi.
Claude Imbert (B ve T): Le Point, Paris.
Dinc Bilgin (B ve T): Sabah Yayincilik ve 1 Numara Yayincilik.
Wyatt Thomas Johnson (C ve T): CNN baskani.
Flora Lewis (C ve T): New York Times, Paris, köse yazari
Charles William Maynes (B ve C): Foreign Policy Magazine, Carnegie vakfi (CIA baglantili)
Albert J. Wholstetter (B ve C): Wall Street Journal, yazar
Robert Leroy Bartley (B, C ve T): Wall Street Journal, Editör ve baskan.
Thomas L. Friedman (B, C ve T): New York Times, köse yazari.
David Gergen (B , C ve T): US News and World Report, Baskan ve editör.
Katharine Graham (B, C ve T): Washington Post, direktörlerden
James Fulton Hoge (B, C ve T): Foreign Affairs Magazine direktörü
(bu dergi CFR’in resmi organidir).
Mortimer Benjamin Zuckerman (B, C ve T): US News ve World Reports, Atlantic Montly, NY Daily News. Bas Editör.
Dünyada hakimiyeti elinde tutan bu Anglo Sakson ve Yahudi medyalarinda tek bir ideolojinin borusu öter: Globalizm. Globalizasyonun ve Yeni Dünya Düzeni’nin temel felsefesini ortaya koyan da ORDO AB CHAO (Kaostan Düzen) mottosu ile ortaya cikmis Illüminati, Skulls and Bones Society (SBS, Kuru Kafa ve Kemik Cemiyeti), Bohemian Grove (veya Bohemian Club) gibi gizli cemiyetlerin ta kendisidir! Daha sonra bu cemiyetlere 20. yüzyilda Council on Foreign Relations (CFR, Dis Iliskiler Konseyi), Bilderberg ve Trilateral Komisyon eklenecek ve diger ülkelere de yayilarak kayitsiz sartsiz bir Yeni Dünya Düzeni veya bir Anglo Sakson Firavunlar devri yaratmak icin büyük bir mücadele verilecektir (Sutton 1986; Domhoff 2000; Ross 2000; Marrs 2000).
Dünyadaki pek cok tüketim malzemesini ve diger mallari sistematik gizli örgüt agina sahip bir elitler grubu kontrol etmektedir. Bu elitler grubu tüm dünyaya yayilmislar ve pek cok kilit noktayi bilincli ve planli bir bicimde isgal etmislerdir. Artik dünyayi yöneten bir Büyük Agabey vardir ve bu Büyük Agabey bahsedilen elitlerin olusturdugu gizli bir agdir; bu agin tarihsel mistik bir gecmisi de vardir! Büyük Agabey örgütünün üye sayisi 8-10 bini asmaz, ama savaslarin cikmasindan dünyadaki para hareketlerine, uyusturucu trafigi ve kara paradan ülkelerin cökertilmesine, hükümetlerin degistirilip, ülkelerin parcalanmasina kadar (Rusya ve Yugoslavya örnegi) bu elitler grubu ve Büyük Agabey etkilidir.
Yeni Dünya Düzeni, arkasinda masonik gizli örgütlenmelerin oldugu bir uluslararasi agin ve Council on Foreign Relations (Dis iliskiler konseyi), Trilateral Komisyon ve Bilderberg isimli örgütlerin planlayip, dünyaya dayattigi kayitsiz sartsiz emperyalist bir sömürü sistemidir.

Yeni Dünya Düzeni ve bu örgütler neden tehlikelidirler?
Yeni Dünya Düzeni’nin amaclari ve tehlikeleri hakkinda tonlarca kitap yazilmis, globalizasyonun insanliga sunacagi acimasiz gercekler hakkinda yüzlerce konferans verilmistir. Fakat bahsedilen gizli örgütlerin ve CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyo’nun tehlikeleri hakkinda yazilan kitaplar bir avuctur. Çünkü bu örgütler hakkinda bilgiye ulasmak cok zordur. Bu örgütlere üye olan kisiler istihbarat örgütlerinin, silahli kuvvetlerin, NATO’nun veya Savunma Bakanliklarinin, bankalarin, dev tröstlerin en tepesindeki insanlardir. Nazilerden pek de farkli olmayan bu insanlarin gercek yüzlerini daha iyi anlayabilmek, ancak onlarin dünya insanligi üzerinde oynadiklari rolü sergileyerek mümkün olabilir. Bu örgütler niye tehlikelidirler? Çünkü:
Savaslari onlar cikarirlar. Ne kadar sürecegine onlar karar verirler, kimlerin katilacagina ve hangi sinirlarin cizilecegine onlar karar verirler (su anda icine girmekte oldugumuz savasta oldugu gibi). Birinci Dünya Savasi’nin cikmasinda J. P. Morgan ve Rockefeller’in büyük etkileri oldugu ve savas sonunda da inanilmaz kârlar elde ettikleri bilinmektedir (Marrs 2000). Ayrica 2. Dünya Savasi’nin basinda (Hitler’in yükselisinde de) Rockefeller grubunun Hitler’e yaptigi yardimlar bilinmektedir. Rockefeller’lar, bu Büyük Agabey’in, CFR veya Skulls and Bones Society’nin merkezindedirler.
Parayi kayitsiz sartsiz onlar kontrol ederler. ABD’deki Merkez Bankasi’ndan tutun, diger uluslardaki merkez bankalarina kadar tüm temel bankalarin kilit noktalarini onlar kontrol ederler. Iskonto oranlarini, para teminini, altin stoklarini ve altin fiyatlarini, borsa fiyatlarini onlar ellerinde tutarlar ve kontrol ederler. Dünyada akmakta olan tüm kara para bu örgütlerin kontrolündedir.
Hükümetleri onlar kontrol ederler. Pek cok ülkede kimin basbakan, kimin vali veya kimin yönetici konumuna gelecegini onlar kontrol ederler. Gerekirse hükümetleri yikarlar, yerine yenisini kurarlar, islerine gelmezse onu da yikarlar ve bunu kimsenin ruhu duymadan yaparlar. Medya bu gerceklerden bahsedemez.
Medya ve bilgiyi onlar kontrol ederler. Temel pek cok medya kuruluslarini onlar kontrol ederler. Beyin yikama yöntemleri ve medyayi yönlendirme yöntemleri korkunctur. Onlarin izni olmadan büyük medyaya yayin yapmaniz mümkün degildir.
Ücretleri, vergileri maaslari onlar kontrol ederler. Emeginize net olarak hakimdirler. Tüm ücretleri, endüstrilerdeki maaslari, isci maaslarini onlar kontrol ederler.
Mafyayi onlar kontrol ederler. Detaya girmeye gerek yok, cünkü zaten kendileri mafyadir. Diger mafya örgütlenmelerini onlar kontrol ederler.
Bilimi ve teknolojiyi onlar kontrol ederler. Bilimi ve teknolojiyi cok kilit noktalardaki ögretim görevlileri veya cok kilit noktalardaki sirket görevlileri sayesinde onlar kontrol ederler.
Istihbarat örgütlerini ve ordulari onlar kontrol ederler. ABD’deki hemen her istihbarat örgütünün üst düzey görevlisi veya ileri geleni ya bahsedilen gizli örgütlerin üyesidir, ya da CFR, Trilateral Komisyon veya Bilderberg üyesidir. Avrupa ve Japonya’daki istihbarat örgütlerinde de bu kisiler cok etkilidir. Türkiye’de ise son 50 yildir yönetici konumuna gelmis pek cok kisi ya Trilateral Komisyon veya Bilderberg üyesidir.
su unutulmamalidir: Bu örgütlerin gücleri, nitelikleri ve üyeleri ortaya cikarildiktan sonra kesinlikle alt edilebilirler. Bu örgütleri böylesine siralamak onlarin yenilmez olduklari vurgulamak amaciyla degil, aksine onlarin ic yapilarini ortaya koymak ve alt edilebileceklerini vurgulamak amaciyla yapilmaktadir.
Asagida her üc örgüte de (Trilateral Komisyon, Bilderberg ve CFR) üye olan kisilerin isimlerini ve bulunduklari konumlari sunuyorum (Ross 2000).

Her üc örgüte de üye olan elitler
Paul Arthur Allaire: Xerox sirketi direktörü, CFR direktörü.
Graham T. Allison: Ulusal Politika Merkezi üyesi, eski CFR Direktörü.
D. Orville Andreas: Archer Daniels sirketi Baskani.
R. Leroy Bartley: Ünlü Wall Street Journal Editörü.
C. Fred Bergsten: Ünlü Brookings Institition Yöneticisi.
Robert R. Bowie: Kitalararasi Gelistirme Merkezi üyesi.
John Bredemas: Texaco sirketi direktörü, eski senatör.
Zbigniew Brzezinski: Ulusal güvenlik danismani, Stratejik ve Uluslararasi Çalismalar Enstitüsü.
John H. Chafe: Senatör, Fin. Sel. Intellig. Direktör.
Bill Clinton: Eski Baskan, Arkansas Valisi.
Richard N. Cooper: Harvard’da Prof. CFR direktörü, Devlet Bakanligi, Ekonomik isler.
Gerald Corrigan: CFR direktörü, Federal Merkez Bankasi. Eski direktörü, Goldman Sachs.
Lynn E. Davis: Devlet Bakani, Uluslararasi Güvenlik Sekreteri.
John Mark Deutch: CIA direktörü, Savunma Bakanligi.
Martin S. Friedman: Prof. (Harvard) Ekonomik Arastirmalar
Ulusal Bürosu.
Stephan J. Friedman: Goldman Sachs sirketi.
Thomas L. Friedman: New York Times gazetesi, köse yazari.
David. L. Gergen: US News ve World Report Direktör
ve Clinton’in danismani.
Louis Gerstner: IBM sirketi sahibi ve Baskani.
Kathrine Graham: Washington Post gazetesi, köse yazari
ve Brookings Inst.
Maurice Greenberg: CFR direktörü, Am. Int. Group Inc.
Baskan Yardimcisi.
Lee Herbert Hesburgh: Senatör, Indiana uluslararasi iliskiler.
W. Alexander Hewitt: Jamaica Büyükelcisi.
James F. Hoge: CFR’nin yayin organi Foreign Affairs’in direktörü.
Richard Holbrooke: ABD Büyükelcisi, B. M. üyesi Credit S. First Boston Corp.
Vernon E. Jordan: Aikin, Huer and Feld sirketi, RJR Nabisco yöneticisi.
Henry A. Kissenger: Nixon ve Carter dönemi Devlet Bakanligi, Sekreter.
Winston Lord: Devlet Bak. Sekreter yardimcisi,
Dogu Pasifik ve Asya Iliskileri.
Jessica T. Mathews: Uluslararasi baris icin Carnegie Vakfi Baskani
(CIA ve DIA).
Winston P. McCracken: Michigan Üniversitesi Prof.
Robert Strange Mc Namara: Dünya Bankasi Baskani, Eski Savunma Sekreteri, Brookings Inst. (CIA baglantili).
Walter F. Mondale: ABD Büyükelcisi, Japonya Devlet Bakanligi.
J. Benjamin Nye: Hazine Bakanligi Sekreteri ve etkin baskani.
Joseph S. Nye: Ulusal Istihbarat Konseyi Baskani, Harvard Dekani
Rozanne L. Ridgway: Atlantik Konsül, RJR Nab Direktörü.
Charles W. Robinson: Kitalararasi Gelistirme Konsülü, Brookings Inst. (CIA baglantili).
David Rockefeller: Chase Manhattan Bankasi baskani, Rockefeller sirketi Baskani, CFR baskani, Trilateral Komisyon baska. Bahsedilen tüm örgütlerin basindaki cekirdegin yöneticisi.
Brent Snowcroft: Ulusal Güvenlik Konseyi Baskan yard,
CFR eski baskani.
Helmut Sonnefeldt: Brookings ve Carnagie Endowment (CIA baglantili).
George Soros: Soros Fund Baskani, Open Society Institute.
Laura D. Tyson: Prof, Harvard, Ekonomik danismanlik Komisyonu
baskani.
Paul A. Volcker: Federal Reserve System (Merkez Bankasi) Baskani.
John C. Whitehead: Brookings Institution baskani (CIA yan kurulusu) NYC, AEA investor.
Paul D. Wolfowitz: John Hopkins Ünv Dekani, Ileri Uluslararasi Iliskiler (CIA).
Robert B. Zoellick: Stratejik ve Uluslararasi Iliskiler Merkezi baskani.
M. Benjamin Mortimer: US News, World Reports, NY Daily News, Atlantic Montly Baskani ve yöneticisi, pek cok medyayi kontrol etmekte.
Eski ve Yeni Dünya Düzeni’nde gizli cemiyetlere kisa bir bakis
Dünyanin kurulusundan beri insanlar sosyal sistemler icinde belirli bir güc arayisinda olmuslardir. Belirli sosyal siniflarda ve özellikle 16-18. yüzyildan sonra yönetici sinifi teskil eden üst burjuvazide belirli mevkilerin dagilimi arz-talep dengesine uygun olmamaya baslamistir. Ayrica klise ve din baskisina karsi da, farkli ve daha acik görüslü düsünceye sahip insanlar farkli örgütlenmeler icine girme ihtiyaci duymuslardir. Bu yüzyillarda eski mistik gizli cemiyetlerin de törelerini ve yöntemlerini kullanan yeni yapilanmalar görmekteyiz. Masonluk ve ILLUMINATI bu özellikleri fazlasiyla icermektedir.
Aslinda gizli cemiyetler büyünün ve ayinlerin basladigi cok eski dönemlere kadar gider ve pek cok gizli cemiyetin kurulusu Misirlilar ve Mezopotamyalilar zamanina kadar uzanmakta, Sümer ve Akadlara, 5000 yil önceye gitmektedir. Ama ilk gizli cemiyetlerin temel cikis noktasi din ve Tanri ile bütünlesme cabasidir. Ilk gizli cemiyetleri olusturanlar da zaten samanlar, din adamlari ve ruhban sinifi olmustur. Zoroastrianizm, Mithraism, Pitagorascilik, Neo-Platonizm, Kabalizm, Sufism, Batiniler (Hasan Sabbah’in gizli cemiyeti), Tapinak ve Malta sovalyeleri ve Gül Hac örgütü ve daha binlercesi Misir, Mezopotamya ve Ortadoguda kendi inanc, sembolizm ve ritüel sistemleri ile yogrulmuslar ve yillarca birbirlerinden etkilenerek Rönesans dönemine kadar ulasmislardir. Burada söz konusu olan masonik cemiyetlerdir, ama burada hedefimiz tüm masonlari ve masonik aktiviteleri kötülemek degildir. Yüzlerce kola ayrilmis olan masonluk kendi alt kültürü icinde bazi masonik olgulari ve yapilari da beraberinde getirmistir. Masonlugun tarihte insanlara olumlu etkileri de olmustur. Öncelikle 18. yüzyil öncesi Anderson Anayasasi’ndan önceki masonlarin pek cogu aydinlanmaci ve bilimsel kisiligi ön plana cikan kisilerdir.
Varligi halen tartisilan Gül Hac (Rose Croix) örgütünün de masonlugun farkli bir devami oldugu, hatta 1614’lerde kliseye karsi Ingiltere’de manifestolar verdigi de söylenir. Rose Croix’da bulundugu ve büyük üstatlik yaptigi söylenen bazi kisileri son yillarda bulunan parsomenlerdeki kayitlarina ve ‘Holly Blood and Holly Grail’ (Kutsal Kan, Kutsal Kase) isimli kitaptaki bilgiye göre sayalim isterseniz (Baigent 1983). Leonardo da Vinci (1510-1519); Robert Boyle (1654-1691); Isaac Newton (1691-1727); Charles Radclyffe (1727-1746); Victor Hugo (1844-1885); Claude Debussy (1885-1918). Daha pek cok ünlü isim mevcut bu gizli masonik örgüttedir! Bu örgütün de farkli bir masonik örgüt olarak faaliyetlerini halen dünyanin heryerinde sürdürdügü iddia edilmektedir. ILLUMINATI’ye de bir kol veren grubun Gül Hac teskilati oldugu düsünülmektedir.
Bu gizli cemiyetlerin hepsi tarihte olumsuz etkiler yapmamistir, aksine Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Cemiyeti Fransiz Ihtilali ve Amerikan Devriminin örgütlenme yapisini ve temel kardeslik, esitlik felsefesini olusturmus, devrimlere ideolojik bir ag örmüstür. Fransiz Ihtilali’nin pek cok kahramani masondur. Kuzey Amerika’ya masonluk 1730’larda gelmistir. Benjamin Franklin 1731’de mason olmus ve 1734’de Pennsylvania’nin Büyük Üstadi olmustur. Rose Croix’larin (Gül Hac) üclü konsülünde yer almistir. George Washington 1752’de masonluga alinmis 1789’da da Baskan olmustur. Amerikan baskanlarinin büyük cogunlugu masondur. Masonik örgütlerin pek cogu Türkiye’de de adi cok tartisilan Tapinak sovalyeleri’ne dayanir.

Tapinak sovalyeleri
Tapinak sovalyeleri, Hacli seferleri sirasinda Hugues de Payen isimli soylu bir sovalye tarafindan 8 diger sovalye ile birlikte 1119’da kurulmustur (Baigent 1983; Barret 1999; Draul 1989). Bu dönem Hasan Sabbah’in ve Batinilerin etkisinin bitmek üzere oldugu bir dönemdir. 1099’da Kudüs alininca, Tapinak sovalyeleri buraya giden hacilari ve Avrupalilari korumak icin devreye girdiler. Resmi olarak Troya konsülü tarafindan 1129’da Isa’nin Fakir sovalyeleri ve Süleyman Tapinagi Tarikati olarak kuruldular. Tapinak sovalyelerinin sayisi hizla artti, 1130’da 300 kadar Tapinak sovalyesi Kudüs civarina vardi. Tapinak sovalyesi olabilmek icin klise karsisinda fakirlik yemini etmek, bekaret ve kliseye itaat basta geliyordu. Görevleri din adamlarini ve Kudüse gidenleri korumakti. Sayilari artti, Anadolu’da ve Kudüs civarinda kendilerine kaleler insaa ettiler ve kendilerine ait bir alt kültür kurdular. 1139’da basarilarindan dolayi Papa Innocent II onlara tam bagimsizlik tanima hatasinda bulundu. Krallar ve soylular da hoslanmamalarina ragmen mecburen Tapinak sovalyeleri’ne toprak ve toprak kirasi alma hakki tanidi. Böylece sayilari binleri asti ve hem Anadolu’da hem de deniz kenarindaki diger bölgelerde kaleler insaa ettiler ve duvarci ustasi anlamina gelen ilk ‘masonik’ aktivitelerine baslamis oldular. Zamanla soyulmaktan korkan hacilara yardimci olmak icin onlarin degerli esyalarini muhafaza etmeye, ilk seyahat ceklerini ortaya cikarmaya basladilar. Tabii gizli bazi isaretler tasimasi gereken bu yazili kagitlardaki semboller yüzyillardir bölgedeki mistik akimlardan etkilendi ve onlarin alt kültürleriyle bütünlesti.
Tapinak sovalyeleri’ne üye özel olarak secilir, tarikata kabul edilirler ve cok farkli bir egitimden gecirilirlerdi. Bu sirada Arapca ögrenip, eski Yunan eserlerini okumaya basladilar. Bankerlikle ve ticaretle de cok zenginlestiler. Papalik ve Fransiz krali onlarin gücünün azaltilmasi gerektigini sonunda anladilar, cünkü hermetizm, alkemi (simya) ve bilimle de ugrasan bir alt kültür yaratmislardi. 1307’de Papa Clement V’in emri ile bazi Tapinak sovalyeleri geri cagrildilar, büyücülükle suclandilar, iskence gördüler ve yakildilar. 1314’de Tapinak sovalyeleri’nin büyük üstadi Jacques de Molay Paris’te bir kaziga cakilarak yakildi. Bunun üzerine geri cagrilan Tapinak sovalyeleri Iskocyaya kactilar ve orada operatif masonlugu kurdular ve Anadolu’daki, Kudüs’teki kaleleri ve merkezleri ile haberlesmeyi sürdürdüler. 36’sinin haricindeki Tapinak sovalyelerini yakalayamadilar. Özellikle suclama büyü, hermetizmle (ilk kaynaklari astroloji, astrolojiye dayali hekimlik ve büyü olan, I.S. II ve III yüzyilda ise Stoaciligin ve Platonculugun, Zerdüst dininin de da damgasini tasiyan, Hristiyanligini Mesih anlayisini reddeden, Bati mistisizminin esasini olusturan bir felsefe ve din) ve alkemi ile ugrasmalari, maddi güclerini Papaligin hizmetine sunmamalari ve Papaliga garip gelen sembolik ve allegorik ritüelleriydi. Bu ritüellerde söylenen sözler ezberleniyordu ve yazili degildi ve ne yaptiklari belirsizdi, kliseye karsi ayaklaniyor olabilirlerdi. Avrupa’da büyük bir olasilikla Tapinak sovalyeleri daha sonraki yüzyillarda farkli örgütler olarak devam ettiler, bunlarin en önemlisi asagida aciklayacagimiz Rose Croix (GÜL HAÇ) örgütüdür.

Rose Croix (Gül Hac örgütü)
1188’de Prieree De Sion MS 46 yilinda kurulan ORMUS (inisiye edilenler tarikati veya tekris edilenler tarikati) isimli tarikatin bir adinin da l’Ordre de la Rose-Croix Veritax oldugu, bir rivayete göre de Isa’nin carmihtan inip bu tarikati kurdugu söylense de, Dames Frances Yates’e göre ilk ismine 1614’de yayimlanan Fama Fraternatis’de, Confessio Fraternatis ve The Chemical Wedding of of Christian RosenKreuz’ da rastlanir. Bu devirde yazilan ve Rosy Cross Manifestolari olarak bilinen üc eser bir Hiristiyan olan Rossy Cross’dan ve allegorik bir efsaneden ve bir manifestodan bahseder. Almanya’da 1378’de dogan Rosy Cross Anadolu’ya ve kutsal topraklara gitmis 106 yasinda 1484’de ölmüstür. Bu eserler simya ile, gizli bilimle ve tipla ugrasan kliseye karsi olan gizli bir toplulugun varligindan dem vurur. Eserlerde masonik sembolizm ve dolayli anlatim kullanilir. Bu yazilarda belirttigimiz gibi Boyle ve Leonardo da Vinci’den, Isaac Newton’a kadar pek cok bilim insani bu gizli örgüte üye olmus ve bu örgüt sayesinde kendini gelistirmistir. Örgütün tüm özellikleri masoniktir ve Tapinak sovalyeleri ile iliskileri olduguna kesin gözüyle bakilmaktadir. Daha sonra ABD’ye masonlugu getiren kisiler ve Benjamin Franklin’in kendisi bile Gül Hac örgütünün ic cekirdegindendir. Manifestolar insanlik icin calisan kardeslik ve iyiligi yayma motiflerini isler, Fransiz Ihtilali ve Amerikan ihtilalinde de gelisen devrimci masonik örgütlenme Rose Croix ile icicedir. Gül Hac isminin de cok sembolik bir anlami vardir (detaylar icin Baigent 1983 ve Barret 1999) Rose Croix ayrica pek cok yönü ve mistik islevi ile Kabalizmle icicedir, bu da hem Yahudilerden hem de konuyu isleyen Tapinak sovalyelerinden gecmis bir gelenektir. 1623’de Gül Hac örgütü Pariste cok yaygindi ve bazi üyelerinin görünür, bazi üyelerinin de görünmez oldugu ve görünmez olanlarin seytanla isbirligi icinde oldugu dedikodusunu dogurmustur. 1640’larda Avrupa ve Ingiltere’de pek cok Rose Croix örgütü mevcuttu ve Ashmole ve Lilly tarafindan Londra’da 1646’da kurulan bir locanin Hür ve Kabul Edilmis masonlugun, Tapinak sovalyeleri ile birlikte temeli attigi iddia edilmistir. 17. Yüzyildan sonra Gül Hac örgütü masonluktan daha gizli ve daha ölümcül bir bicimde devam etmis ve bir kola ayrilarak ILLUMINATI’yi olusturmustur. Rose Croix o kadar gizlidir ki, halen sürüp sürmedigi bile resmi olarak bilinmemektedir. seytana taparlar mi? Bu konuda belirsizdir, ama 20. yüzyilin basinda GOLDEN DAWN (ALTIN GÜNDOgUMU) isimli koyu okkült, kara büyü ve satanizm örgütünü kuran Aleister Crowley’in Rose Croix örgütünden oldugu iddia edilmektedir, ayni zamanda Crowley Hür, Kabul Edilmis Masonlar Locasi’nda Büyük Üstadlik yapmis, Skoc ritinde de 33. derece mason olmustur.
Yaptigim arastirma ve incelemelerden cikardigim sonuc, Rose Croix örgütünün hic bir zaman yok olmadigidir. Fakat baska örgütler dogurmaya devam etmistir. 16. yüzyildan beri gerek masonlugun, gerekse ILLUMINATI’nin ve Skulls and Bones Society’nin dogusunda etkin rol oynamistir. Ama Hür ve Kabul Edilmis Masonlar resmi ve kanuni bir dernek olmasina karsin, ne ILLUMINATI ne de Rose Croix ortaya cikip kendini gösteren birer dernek degildirler ve masonlugu kendilerine üye cekmek icin bir havuz olarak kullanirlar. Yani daireler icicedir. En icteki dairede ve celik cekirdekte hangi mistik gizli örgütün yüzyillarca etkili oldugu mechul kalmistir.

Illuminati
Illuminati 1 Mayis 1776 da Adam Weishaupt tarafindan Bavyera-Almanya’da kurulmustur. Adam Weishaupt Ingolstadt Üniversitesinde hukuk profesörü iken masonik egilimlere merak sarmis ve bir gizli örgüt kurmustur. Ama hükümete karsi bazi hareketler de iceren yayinlari nedeniyle 1786’da polis tarafindan basilmis ve ondan sonra da tamamen yer altina inmistir. Illuminatinin daha sonra cok güclendigi ve 1833’de Yale Üniversitesinde General William Russel tarafindan Skulls and Bones Society (SBS) olarak kuruldugu rivayet edilmektedir (Marrs 2000; Sutton 1986). Yani bir rivayete göre SBS Illuminatinin ABD’deki devamidir. ILLUMINATI’nin Rose Croix örgütü ile direkt iliskisi oldugu bilinmektedir. Hangi ülkede birlesik calisirlar, hangi ülkede farklidirlar ve ayrilirlar bilinemez. Bu gizli örgütlerin terör örgütlerinden özde pek bir farki yoktur; terör örgütleri bomba ve silahla terör ve anarsi yaratirlar. ILLUMINATI, SBS, CFR ve benzerleri ise sadece anarsi ve kaosu yani ORDO AB CHAOS’u (kaostan düzen) imza yetkisi, uluslararasi strateji, paranin kontrolü ve mafyanin indirekt kontrolü ile yaratirlar.
Illuminati adini ve üyelerini inanilmaz bir sir gibi saklayan ve ölümcül bir kurulustur. Bugün hemen her ülkede mevcuttur. Özel egitim, tören ve alt kültürlerden gelmeyenler Illuminatiye kabul edilmezler. ABD baskanlarinin pek cogu Illuminati’den ya icazet alirlar ya da üyesidirler. Bu gizli örgüte ihanet edenlerin cezasi kayitsiz sartsiz ölümdür. Illuminatinin NATO ile veya Gladyo gibi yeralti örgütleri ile de iliskisi oldugu sanilmaktadir (Domhoff 1974, 2000; Sutton 1986, 1988, 1990; Marrs 2000; Ross 2000; Marrs 2001)
Skulls and Bones Society (Kuru Kafa ve Kemikler Örgütü-SBS)
Baba ve ogul George Bush’un üyesi oldugu SBS, merkezi Connecticut Yale Üniversitesi’nde olan cok gizli bir cemiyettir (Ironhouse 2002; Sutton 1986). Her yil sadece bu örgüte 15 kisi girebilir, ama bu 15 kisi daha sonra ABD’de en kilit noktalara getirilir, ayrica akrabalari ve dostlari da bu elitizmden paylarini alirlar. Sayilari az olmasina ragmen etkileri fazladir ve bir cember icindeki merkez usulüyle calisirlar, yani bir cemberdeki cesitli noktalarin kontrolü bir SBS üyesinde ise, onlar icin sorun cözülmüstür, bu nedenle üyelerini yönetici ve etkin cemberlerin merkezine koyarlar. Tabii ki ILLUMINATI, Rose Croix (Gül Hac), Trilateral Komisyon ve CFR ile ile direkt iliskileri vardir.
Her ikisinin de gizli Rose Croix örgütü ile iliskisi vardir. Alphonso Taft daha sonra ABD baskani ve SBS üyesi olan William Howard Taft’in da babasidir. SBS’nin son 150 yilda 2500’den fazla üyesi olmustur. SBS Yeni Dünya Düzeni’nin temel ideologlarindan biridir (Bohemian Grove ve CFR ile birlikte). Elimizdeki ilk kayitlar Haziran 1882’ye aittir.
Bu gizli cemiyete girebilmek ancak davetle mümkündür ve inisiasyon töreni masonlarinkine cok benzer. Fakat tüm ritüeller ve yapilanlar gizlidir, kimse disariya bilgi sizdiramaz. Inisiasyon törenlerinde denekler cirilciplak soyunup bir tabuta girerler, bu tabuttan ciktiklarinda yeniden dogmus sayilirlar. Birbirlerini özel tanima yöntemleri vardir. Son yüz yilda SBS üyeleri ABD’de en kilit noktalara gelmislerdir ve özellikle belirli ailelerden secilen kisiler özenle bu gruba alinir. Bu cemiyete girebilmek icin temel özellik WASP olmaktir (White:Beyaz; Anglo Sakson ve Protestan). Baska irka veya gecmise mensup baska dinden olanlar bu yapiya giremez.
SBS ABD’de pek cok kilit noktaya gelmis insanin yer aldigi bir cemiyet olmustur. 6-7 kusak öncesinden Anglo Sakson ve protestan olmasina cok dikkat edilir. SBS’nin temelinde bir celik cekirdek ic hücre, etrafinda daha büyük bir cember, onun etrafinda da daha dis bir yapilanma vardir. Chapter 322 ismi ile de anilan ic merkezin direkt olarak merkezde olmak kosuluyla Trilateral Komisyon, CFR, Bilderberg, Atlantik Konsül (Bir ‘round table’ masonik grubu), Bohemian Grove (veya Bohemian Club), Pilgrem Society, ve SBS’nin dis gölge örgütleri (yani üye almak icin havuz olusturduklari yan klüpler vardir) (Marrs 2000; Marrs 2001; Sutton 1986, 1988, 1990).
ABD’ye yerlesen ve pek cok tüketim aracini kontrol altindan tutan ve etkin ailelerden SBS’ye üye verenlerden bazilari sunlardir (cok uzun süredir bu ailelerin mutlaka bir kac ferdi SBS üyesidir):
Whitney Ailesi ( yerlesim 1635, Watertown, Massachusets),
Perkins Ailesi ( yerlesim 1631, Boston Mass.),
Stimson Ailesi (yerlesim 1635, Watertown, Mass.),
Taft Ailesi (y. 1679, Braintree, Mass),
Wasdworth Ailesi (y. 1632, Newtown, Mass.),
Gilman Ailesi (y. 1638, Hingham, Mass.)
Payne Ailesi (Standard Petrolün sahibi),
Davison Ailesi (J. P. Morgan ve sirketinin sahibi, her iki dünya savasinda da etkili olmuslar ve büyük paralar kazanmislardir),
Pillsburr Ailesi (Un ticareti),
Sloane Ailesi (Ticaret ve parekende satisiin dev ismi),
Weyerhauser Ailesi (Kereste ve orman ürünleri tröstü),
Harriman Ailesi (Demiryolu Krallari),
Rockefeller Ailesi (Standard petrol, Chase Manhatten Bank ve binlerce sirketin sahibi CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderbergin basindaki aile),
Lord Ailesi (y. 1635, Cambridge, Mass.),
Bundy Ailesi (y. 1635, Boston, Mass.),
Phelps Ailesi (y. 1630 Dorchester, Mass.),
Bush aileleri (Baba Bush CIA ve ABD baskani, ogul Bush bu örgütlerin bir entrikasiyla ABD baskanligina getirildi, her ikisi de SBS üyesi).
SBS toplumdaki hemen her yapiya girmistir. Bunlarin icinde Beyaz Saray, Yüce Divan, Medya, Is ve Endüstri, Federal Banka sistemi, Kanun yapici kurullar, Mahkemeler vb vardir. SBS’nin temel ideolojisi Anglo Sakson ve Protestan beyazlarin dünyadaki hakimiyetini saglamaktir, ideolojisi oldukca fasistir ve her iki dünya savasinda da bu cemiyet cok önemli roller oynamistir. Bohemian Grove ve CFR ile birlikte Skulls and Bones Society Yeni Dünya Düzeni’nin yaraticisidir (Marrs 2000; Marrs 2001; Sutton 1986, 1988, 1990; Ironhouse 2002).

Bohemian Grove (Bohemian Klübü)
Bohemian Grove (BG) ayni Skulls and Bones Society gibi gizli amaclar ve yöntemler icin 1880’lerde Kaliforniya’da kurulmus bir cemiyettir. Üyeleri, törenleri, ritüelleri ve ne yaptiklari cok gizli tutulur. Merkezdeki ciftlik ayni anda yüzlerce kisinin hafta sonu toplantilarina katilabilecegi niteliktedir. ABD’nin hemen her eyaletinde tapinaklari vardir. Sembolleri BAYKUs’tur. Ritüellerde baykusa hitap edilir ve bir fetis olarak baykus motifi kullanilir. Bohemian Grove’a üye olanlar baska masonik klüplere de üye olduklari icin bu rituellere ve sembolizme alisiktirlar.
1970’li yillarda en kilit noktadaki ve zengin 1000 civarinda üyesi olan Bohemian Grove üyelerinin ünlülerinden bazilari sunlardi (Domhoff 1974):
Dwight David Eisenhower (ABD baskani), Herman Wouk, Robert Kennedy (ABD Baskan adayi), Johson (ABD Baskani), Richard Nixon (ABD Baskani), Gerald Ford (ABD Baskani), Ronald Reagen (ABD Baskani), Bill Clinton (ABD Baskani), Nelson Rockefeller, David Rockefeller, Henry Kissenger,Edgar Kaiser (Kaiser Industries baskani), Henry Morgan (J.P. Morgan sirketi), Charles Morgan (J.P. Morgan sirketi), Neil Armstrong (aydan döndükten sonra katilmistir), Hoover Enstitüsünün bazi ileri gelenleri, Wernhern Von Braun (Alman roket ve uzay bilimcisi), David Sarnoff (Isadami), Senator Robert Taft (Taft ailesinin SBS ile yakin ilgisini hatirlayiniz!), Lucius Clay, American Express, Standard Brands, Int. Investment Corporation baskani, Earl Warren (Yüce Divan üyesi), Kalifornia valisi Goodwin Knight, Kalifornia valisi Pat Brown, Baskan Herbert C. Hoover (1913’te klube katilmistir), Rudolph Peterson ( Bank of Amerikanin eski baskani), Melvin Laird (eski Savunma Bakani), William Rogers (Eski CIA baglantili Devlet Bakanligi sekreteri), Francis Baer (United California bank eski baskani), Stephen D. Bechtel: J.P. Morgan sirketi direktörü, Gilbert Humprey(: National Steel, General Electric, Texaco, National City Bank of Cleveland, Sun Life Insurance direktörü, Lewis Lapham): Mobil Oil, Heinz, TriContinental Corp. Baskani), Edmund Littlefield): Wels Fargo Bank, Hewlett-Packard, General Electric eski baskanlarindan), Leonard McCollum ( Morgan Trust, Capital National Bank eski baskani)
Dikkat ederseniz Bohemian Grove hem cok zengin hem de en kilit noktalardaki elitlerin olusturdugu daha üst ve cok daha gizli bir seckin klübüdür (Daha detayli listeler ilerideki calismamizda yayimlanacaktir, yer tutmamasi acisinda sadece bazi kritik görevlerdeki kisileri verdik). Dikkat edilirse en fazla ABD baskani üyesi olan klüp Bohemian Grove’dur. ABD’de kaldigim 7 yil boyunca her gittigim kütüphanede ve kitapcida bu klüple ilgili bilgi aradim. Bu konuda sadece William Domhoff’un yazdigi bir kitap ile bir kac makale gecti elime. Düsünün 1000’e yakin ABD eliti sürekli bir hafta sonu California’da veya diger eyaletlerdeki ciftiklerde toplanip kadinli, erkekli törenler yapiyorlar ve gizli ritüeller uygulaniyor, inisiasyon törenleri yapiliyor; insanlar komik komik kiliklara veya durumlara giriyor cesitli dramalar ve roller oynuyorlar. Bunlara bir sürü hizmetci hizmet ediyor, bir sürü polis bunlari koruyor, bir sürü kisi bu klübe geliyor ve bu klüp 1880’den beri var. ABD’de elime gecen pek cok kütüphanenin veritabaninda bu klübe ait bilgi aradim, ama cok sinirli bilgiye ulasabildim. Halbuki masonlukla ilgili kitaplar heryerde satiliyordu. Benzer sekilde Skulls and Bones Society (SBS) konusunda da elime gecebilen kitap sayisi bir avuctur. SBS de Bohemian Grove gibi cok gizli bir örgüttür. Bu örgütleri ABD’de sordugum hic bir Amerikali bilmiyordu. Üstelik bu kitapta diger örgütlerle ilgili listeleri yayinlayan kitaplar veri tabanlarindan cikarilmisti, elimdeki kitaplarin coguna direkt yazarlarina ulasarak eristim. Neden ve nasil saglanir bu gizlilik bunu anlamaya imkan yok! Bu gizliligin tek hedefi olabilir, törenlerde ve toplantilarda cok ciddi bazi kararlarin alinmasi. Örnegin atom bombasi projesinin kararinin verildigi yerin, siklotronu ilk kurgulayan Prof. Ernest O. Lawrence’a bu kararin verdirildigi yer olan Bohemian Grove’dur (Nuel Pharr Davis, Lawrence and Oppenheimer, New York: Simon and Schuster, 1968). Vietnam’a savas acilmasi kararinin verildigi yer de Bohemian Grove’dur. Kaliforniya’daki ciftlikte bazi zamanlarda ciddi güvenlik önlemli toplantilar yapilir. Çiftlik San Fransisco’nun 65 mil kuzeyindedir 300-500 kisiyi barindirabilecek ve anayoldan ulasilamayacak, ancak bilenlerin helikopterle veya arazi araclari ile gidebilecekleri bir alanda tüm cevre yerlesim merkezlerinden uzaktadir ve cok yogun koruma altindadir. Bu ana merkezin haricinde baska sehirlerde de merkezleri vardir. Bohemian Grove üyeleri belirli araliklarla toplanip klasik ritüelik törenlerini yaparlar. Törenleri bir rahip ile bir rahibe yönetir. Törenlerde genellikle allogerik ve yukarida tanimini yaptigimiz sembolik dramalar oynanir, fakat törenlerle ilgili yazilanlar da cok sinirlidir.
Bohemian Grove’un merkezinin bu kadar izole olmasina karsin, Bohemian Grove SBS, Pilgrem Society, Rotary Club gibi masonik cemiyetlerle ic icedirler. Bir söylentiye göre BG’dan icazet alamayan bir istihbarat örgütünün basina getirilemez, baskan secilemez; devletle ilgili pek cok önemli karar buradaki toplantilarda verilir. Üyeleri yukarida saydigimiz gibi en kilit noktalardaki kisilerden olusur; örnegin 1991 de BG’da olup da ayni zamanda önemli sirketlerde yönetici olanlarin sayisi söyleydi: Bank of America 7 direktör, Pacific Gas and Electric 5 director, AT-T 4 direktör, First Interstate Bank 4 direktör, McKesson Corporation 4 direktör, Ford Motors 4 direktör, General Motors 3 direktör, Pacific Bell Telephone 3 direktör. Ayrica pek cok istihbarat örgütünün baskanlari veya üst düzey yöneticileri de BG veya SBS üyesidir. BG, SBS ile birlikte 1880’ilerden beri Yeni Dünya Düzeni’nin ideologudur ve bu cemiyetlerdeki kisilerin cogu ise Bilderberg, Trilateral Komisyon ve CFR’da yer alirlar. 1974’teki Domhof’un kitabinda belirtildigi üzere Bohemian Grove’a üye olan azinlik, ABD’deki o tarihteki tüm mallarin yaklasik yüzde 30-40’ina, özel sektörün tüm servetinin yaklasik yüzde 70-80’nine sahipti.
CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderberg örgütleri
Diger masonik örgütlerin ic catisi ve yapisi altinda CFR, Trilateral Komisyon ve Bilderberg günümüzün BÜYÜK AgABEYI haline gelmistir.
CFR (Council on Foreign Relations-Dis Iliskiler Konseyi)
Clinton, Antony Lake, Al Gore, George Bush, Warren Christopher, Colin Powell, Les Aspin , James Woolsey (CIA direktörü) gibi isimlerin CFR (Council on Foreign Relations-Dis Iliskiler Konseyi) isimli bir komisyona kayitli olmalari herhalde okuyucuyu bunca bilgiden sonra sasirtmaz. Ama dünyadaki en ciddi karar mercilerine gelenlerin bagli olduklari bir örgüt olmasi herhalde dogal karsilanabilir, üstelik bunlarin bazilari BILDERBERG veya Skulls and Bones Society üyesidirler. Yani hic kimse hak ettigi ve olmasi gerektigi icin bir pozisyonda degildir Yeni Dünya Düzeninde. Ipleri ne kadar iyi oynatabildigi, ne kadar sir tuttugu ve bu örgütlere ne kadar bagli oldugu önemlidir onlar icin.
Globalizasyon ideolojisinin Bohemian Grove ve Skulls and Bones Society gibi masonik örgütlerden daha az gizli bir bransi olan CFR 21 Temmuz 1921’de New York’ta kurulmustur (Ross 2000; Marrs 2000). Zaten yüzyillardir ülkü piramiti, Süleyman mabedi, tek hükümetli dünya, Sionun ogullarinin vaad edilmis birlesik kralligi, evrensel kardeslik gibi fikirleri savunan gizli cemiyetlerin bu ideolojisini ilk harekete resmi olarak geciren kurulus CFR’dir. Globalizmin gizlilikten cikip dünyaya ilani CFR’in kurulusu ile baslamistir. 1917’de Baskan Wilson savas sonrasinda yüze yakin elit adamini toplamis ve global baris (!) planlari yapmislar ve Wilson’in bilinen on dört nokta teorisini 8 Ocak 1918’de kongreye sunmuslardir. Bu plan özünde tüm ekonomik sinirlari kaldirmayi amaclayan ve ABD sermayesini tüm dünyaya hakim kilmaya yarayan bir plandi. Ama 1919’da Paris Baris Görüsmelerindeki Versailles anlasmasi Almanya’ya agir kosullar koymustu. 30 Mayis 1919’da Paris’in Majestic otelinde toplanan Ingiliz ve Amerikan delegeleri bir ‘Uluslararasi Iliskiler Enstitüsü’ kurmaya karar verdiler. Bunun adi daha sonradan Ingiltere’de ‘Royal Institute of International Affairs’ oldu. 21 Temmuz 1921’de de ABD’de CFR gizli kosullar altinda kuruldu, 1945’e kadar merkezi New York’taki Prat House oldu (Halen merkezi burasidir: The Harold Pratt House, 58 East 68th Street, New York, NY 10021). Bu bina Rockefeller tarafindan bagislanmisti. CFR üyelerinin büyük cogunlugu New York ve Washington D.C.’de yasayan elitlerden olusuyordu. Daha ziyade New York ve Washington, D.C.’de yasayan elitlerden olusan CFR’in bugün finans, komünikasyon, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarda en etkin konumlarda bulunan 3300 üyesi mevcuttur. Bu sayi bir zamanlar 1600 ile sinirliydi. Özellikle tüm CIA, DIA, DEA ve baska istihbarat sefleri bu örgütün de elemanidir ve CFR’in ilkelerinden disari cikamazlar. Ilk üyeler arasinda New York senatörü Colonel House, Devlet Bakanligi Sekreteri John Foster Dulles, CIA’da uzun süre calismis Allen Dulles, kurucu baskan milyoner John W. Dawis ( J. P. Morgan’in finansörlerinden) vardi. CFR icin ilk para John D. Rockefeller, Bernard Baruch, Jacob Schiff, Otto Kahn, Paul Warburg gibi milyonerlerden geldi. Bugün CFR icin finans su kuruluslardan gelir: Xerox, General Motors, Bristol-Myers-Squip, Texaco, Alman Marshal Fund, McKnight Vakfi, Ford Vakfi, Andrew Mellon Vakfi, Rockefeller kardesler vakfi, Starr Vakfi vb. CFR yönetim üyeleri bugün dünyadaki her ise burnunu sokan ve ekonomik kontrolü amaclayan kurum, vakif, enstitü ve gizli örgüt ile icicedir.
CFR Ikinci Dünya Savasi’nda cok önemli bir rol oynamistir. Yayinladigi Foreign Affairs isimli dergi ile de calismalarini tüm dünyaya duyurur. CFR her ne kadar gizli olmayan bir görünüme sahip olsa da, bu gercek degildir. CFR, SBS, Bilderberg gibi cok gizli bir örgüttür. Her yil hazine sekreteri, CIA veya NSA yöneticileri ile cok gizli, halka acik olmayan toplantilar yapar. Normal kosullarda CFR’in anayasaya bile aykiri oldugu iddia edilmisse de bunu yargilayacak olan Anayasa Mahkemesi veya Yüce Divan üyelerinin büyük cogunlugu da CFR üyesidir. J.P. Morgan ve Rockefeller gibi devler CFR’ye büyük paralar yatirirlar, ama isadamlarina devletin güvenlik sirlari hakkinda brifing verilmesini kimse anlayamaz ve anlatmakla bitip tükenmeyen Amerikan demokrasisinin neresine koyacagini bilemez. Bu demokrasi ise neden hic bir sey halka ve basina aciklanmamaktadir? Orasi da pek anlasilamaz. Gerci basina aciklansa da farketmez, cünkü CFR tüm medyayi kontrol eder. 1988’den beri 14 devlet bakani, 14 hazine bakani, 11 Savunma bakani ve bir sürü federal büroya ait görevli CFR üyeleri arasindan secilmistir. Özel sirketlerin devletin bu kadar icine girmesi nasil demokrasi ve hukuk sistemi ile bagdasir bunu J.P. Morgan’a ve Rockefeller’a sormak gerekir tabii. Dullestan beri her CIA direktörü, örnegin Richard Helms, William Colby, George Bush, William Webster, James Woolsey, John Deutsch, ve William Casey hep CFR üyeleri arasindan secilmislerdir. Ne isi vardir Rockfeller’in kurdugu bir konsülde halkin ulusal güvenligini korumakla görevli onca insanin? Hukuk ülkesi ve demokrasinin besigi oldugu iddia edilen Amerika’nin bu gerceklerini Amerikalilarin cogu bilmez, onlar kredi karti borclarini ve ev taksitlerini ödeyip, evde patlamis misir yiyerek biralarini icerler. ABD’li pek cok yazar CIA’in Amerika ve Amerikan halki icin degil, CFR’in dostlari ve gizli iliskide oldugu dernekleri icin bilgi topladigini dile getirmisler, ama komünistlikle suclanmislardir.
CFR bu isadamlarinin istedigi kisileri hep yükseltmis en üst ve dokunulmaz noktalara getirmistir. Bunun en güzel örnegi siradan bir akademisyen olan ve David Rockefeller ile tanistiktan sonra sansi acilan Henry Kissenger olmustur. Clinton döneminde de tüm devlet yetkilileri CFR üyeleri arasindan görevlendirilmis neredeyse yurt disina yollanan büyükelcilerin yarisi CFR icinden secilmistir. Baskanlarin seciminde de ayni yol izlenmektedir, secmenler bir CFR üyesi ile öteki arasinda tercih yapmak zorunda birakilmaktadirlar, zaten Demokrat Parti ile Cumhuriyetci Parti birbirinden cok farkli degildir ki! CFR’in gizli raporlarindan ve konferanslarindan birinde söyle denilmektedir (Ross 2000):
“Silahsizlanma, Amerika’nin bagimsizligi ve bu bagimsizligin tek dünya hükümetine dönüsmesi CFR’nin 1551 üyesinin yüzde 95’ine 1975’te aciklanmistir. CFR’nin üyelerin yüzde 75’ine aciklanmamis ve yazilmamis iki amaci daha vardir. Bu olusumun hedefleri size biraz garip gelebilir, bunlari biraz tartisalim.
“Bu inancimizin temelinde yatan, monopolistik kapitalizmin dünyanin her yerindeki farkli para birimlerini, banka sistemlerini kredi ve üretim sistemlerini, temel kaynaklarini tek hükümetle kontrol edilebilir hale getirmek ve aydinlatilmis dünya sistemindeki üstünlügümüzü kendi dünya ordumuzla temin etmektir.”
Kendi kurdugu dünya ordusu ile tüm dünyadaki kaynaklari ve para sistemini kontrol edip, tüm kaynaklara el koyacakmis. CFR’in amaci buymus! Skulls and Bones Society’nin 1880’lerdeki fasist ideolojisinin bir devamidir bu! Bu mentalite bugün Ortadoguyu bir ordu indirerek kontrol altina almak istemektedir.
CFR’in gizli bir organizasyon olmadigini söyleyenlere de CFR’in 1992 yillik raporundan bir cümle ile yanit verelim. Sayfa 21: “Tüm toplantilardaki konusmalar ve aciklamalar bu toplantilar disinda kimseye aciklanamaz!” (Ross 2000). Ayni raporun, 122, 169, 174, 175 ve 176 inci sayfalarinda da bu gizlilik sürekli tekrarlanmakta ve gizlilik bozulup da medya veya birisine bir bilgi sizdirilirsa nasil cezalandirilacagi ima ediliyor. Daha önceki masonik ilkelerin tümünün uygulandigi bir örgütlenmedir CFR. Ayrica CFR’in ve gizliliginin ve fasist ideolojilerinin ABD anayasina aykiri oldugu defalarca zikredilmistir.
IMF ve Dünya bankasi da CFR’in tamamen etkisi ve yönetimi altindadir (Ross 2000; Sklar 1980). Geri kalmis ülkeleri fakirlestirmek ve ekonomilerini yoketmek yolunda IMF, CFR’in emirleri dogrultusunda calismaktadir.
Bilderberg gizli örgütü
CFR’in temel globalizasyon planlari daha kuruldugu günden beri bilinmekteydi. Ama CFR ABD icinde tam bir kontrol saglamak ve tek jandarmali kapitalizmi Avrupa’ya yaymak ve sosyalizm ve komünizm ile mücadele etmek zorunda idi. Eski CFR baskani ve Rockefeller’in Chase Manhatten Bankasi baskani olan John McCloy OSS (Office of Strategic Services) isimli istihbarat örgütünün (Bill Donovan tarafindan 1941-1942’de kurulmustur) kurulmasini ve CFR ile karsilikli iletisim icinde calismasini sagladi. 1947’de OSS, CIA’ya (Central Intelligence Agency’e) dönüstürüldü. 1947 Ulusal Güvenlik Kanunu ile de gerek sivil gerekse kriminal yasalara karsi korunan bir örgüt haline getirildi. Yani CIA, anayasaya ragmen ulusal güvenlik adina her türlü sucu isleyebilen bir örgüt yapisina kavustu. 1950’de General Walter Bedel Smith CIA baskani oldugu zaman, CFR’den aldigi emir üzerine Avrupa’da etkin bir örgüt kurulmasini istedi. Daha sonra CIA ve Ulusal Güvenlik Konseyine konan bu semsiye daha da güclendirildi ve 1982’de Reagan tarafindan Executive Order 12333 (Etkin Yasa 12333) devreye sokuldu (Montalvo 2000).
Bilderberg, CFR ve öteki örgütlerin Avrupa ayagini ve etkinligini teskil etmek icin CIA tarafindan Hollanda’da Oosterbeek sehrinde Bilderberg otelinde 1954 de kurulmustur. Dünyanin yönetimi ve globalizasyon konusunda her yil farkli ülkelerde toplantilar yapar (Ross 2000; Marrs 2000). Toplantilar son derece gizli kosullarda ve özel ortamlarda yapilir. Katilanlar bu konuda hic bir bilgi vermezler. Spotlight isimli bir dergileri de vardir. Liberty Lobby Inc, 300 Independence Ave., SE, Washington D.C. 20003 adresinden yayin yapar.
Bilderberg örgütünün Avrupa adresi: Maja-Banck Polderman, Bilderberg Meetings, Amstel 216, 1017 AJ, Amsterdam, Hollanda. Bilderbergin ABD adresi ise Charles W. Muller, American Friends of Bilderberg, Inc. 477 Madison Ave., 6th Floor, New York, NY 10022.
Bilderbergin kuruculari arasinda Hollanda prensi Bernhard ve Polonyali sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger de vardir, Retinger Bilderbergin babasi olarak bilinir. Bilderbergin kurulusunda ABD istihbarat örgütlerinin, özellikle CIA’in rolü oldugu cok iyi bilinmektedir. Prens Bernhard ise eski bir NAZI SS üyesidir, 1937 de Hollanda prensesi ile evlenmistir, ama Nazilerle olan yakin baglari cok iyi bilinmektedir (Marrs 2000). ABD’li gizli örgüt ve CFR üyelerinin bazilari da Bilderberg üyesidir. Retinger ABD’ye CFR baskanlarindan Averell Harriman tarafindan getirilmistir. David ve Nelson Rockefeller, John Foster Dulles ve CIA direktörü Walter Smith ile görüstükten sonra CIA güdümünde bu gizli örgütü olusturmustur. Bilderbergin olusmasinda etkili diger isimlerden birisi de Baskan Eisenhover’in psikolojik savas danismani C.D. Jacksondir.
Bilderberg, merkezi Hollanda olmak ve icine Ingiliz kraliyet ailesini de dahil etmek üzere CFR’nin Avrupa ayagini olusturdu. Önemli isadamlari, politikacilar, bankerler, medya sahipleri, askeri kilit isimler ve istihbarat örgütlerinin üst sinifi ile iliski kurup onlari üye yaptilar ve her yil gizli toplantilar düzenlemeye basladilar. 1991’de Bilderberg baskani Ingiliz Lord Peter Carrington idi. Carrington NATO genel sekreteri, kabine üyesi, CFR’nin Ingiliz kurulusu olan Royal Institute of International Affairs’in baskani idi. Kendisi Rothschild banka imparatorlugu ile hem evlilik, hem is baglantilarina sahipti.
CFR’nin resmi olmadan uluslararasi düzeyine tasinmis bir sekli olan Bilderberg yine Ingiliz ve ABD CFR’lerini finanse edilen kisiler ve CIA’in örtülü ödenegi tarafindan destekleniyordu. Bilderberg diger bir kardes grup olan Trilateral Komisyona cok benzemektedir. Bunlarda her ne kadar daha önce bahsedilen masonik ritueller yoksa da zaten bu gruplarin coguna katilanlar bahsedilen masonik gizli örgütlenmelerin icinde de olan insanlardir. Her yil yapilan cok gizli ortamdaki toplantilari hem CIA, hem de o ülkenin istihbarat örgütü kontrol eder. Türkiye’de son 50 yildir basa gecen ünlü politikacilarin cogunlugu Bilderberg üyesidir, halen bu gizli Bilderberg üyeleri Türkiye’nin etkin yönetiminde rol almaktadirlar. Türkiyedeki toplantilar su ana dek 18-20 Eylül 1959’da Yesilköy-Istanbulda, 25-27 Nisan 1975’de (Çesme’de Hotel Altin Yunus’da) yapilmistir. 2001’deki toplanti ise Isvec’de gerceklesmistir.

Trilateral Komisyon
Trilateral Komisyon (Trilateral Commission, TC) ABD’de yesertilen Yeni Dünya Düzenini tüm dünyaya yani Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonyaya daha iyi yayabilmek icin olusturulmus ve 1973’te David Rockefeller, Henry Kissenger ve Zbigniew Brzezinski tarafindan kurulmus gizli bir örgüttür (Sklar 1980; Robertson 1991; Ross 2000; Marrs 2000). Brzezinski 1973-1976 arasinda baskanligini yapmistir. CRF’nin Atlantik ötesi ülkelerde CIA tarafindan örgütledigi bir kurulus oldugu bilinmektedir. Adresi: 345 Street, East 46th Street, Suite 711, New York, NY 10017 dir.
1994’teki bir TC bildirisine göre Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya’dan 325 kilit noktadaki isim TC’ye üyedir. Sistem CFR’da oldugu gibi islemektedir. Ama bu ABD’nin ve globalizasyonun tüm dünyaya yayilmasi icin Amerikan-Nazizminin yeni bir oyunu sahneye koymasindan ibarettir. Buradaki hedef yine ekonomik sinirlarin kaldirilmasi ve politik, ekonomik, askeri, politik ciddi noktalardaki kisilerin kontrol altina alinmasidir. CFR anayasasindaki ilkeler TC’da da gecerlidir.
Her ne kadar adresi yeri, üyeleri belli ise de Trilateral Komisyonun yaptigi aktivitelerin ardinda gizli amaclar, ABD’li istihbarat örgütleri ve NATO’nun gizli özel savas örgütleri vardir. ABD baskanlarinin ve Avrupa, Amerika ve Japonya’daki yönetici kadrolarin cogu TC üyesidir. Tüm dünyada TC, Bilderberg ve CFR birbirinin icine girmislerdir ve her ücünün de üyesi olan 50 kisi vardir (daha önce sunuldu). Örnegin Bill Clinton, Brent Scowcroft (Ulusal Güvenlik Konseyi), John Mark Deutsch (CIA direktörü), Robert Strange McNamara (Savunma Bakanligi Sekreteri), Henry Kissenger, Walter Fritz Mondale ( Japonya Büyükelcisi), Benjamin Nye (Hazine sekreteri) gibi dokunulmazligi olan isimler her üc teskilatin da üyesidirler.
Burada temel olarak anlatilmak istenen 19. yüzyilda bazi gizli cemiyetler, zengin aileler tarafindan yaratilan bir ideolojinin nasil önce ABD’de CFR olarak kök salip, sonra nasil Bilderberg ve Trilateral komisyon sayesinde her ülkenin ic yapisini ve politikasini, endüstrisini, medyasini ve sosyal yapisini kontrol ettigidir. Amerikan derin Devleti ve Dünya Gizli Hükümetine karsi tüm Amerikalilar ve Avrupalilar bilincsizdirler, cünkü 45 yil boyunca totaliter bir komünizm gelecek korkusu ile uyutulmuslardir.
Sonuc ve Türkiye bu gizli örgütlerin neresinde?
Türkiye’de de bu gizli örgütlerin cok büyük etkinligi vardir ve 1948’lerden sonra Türkiye’yi hic bir zaman bu ülkeyi kuran Kemalist ulusalci ve vatansever ideoloji yönetmemistir, Türkiye 1948’den sonra bize Bati tarafindan bicilen Türk-Islam Sentezci ve ülkeyi emperyalizme köle haline getiren bir ideoloji tarafindan yönetilmistir. Bu yönetim bahsedilen CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyon tarafindan da sekillenmistir. Ne yazik ki gerek Türkiyeyi yöneten, gerekse Türk istihbarat örgütlerinin icinde olan bazi Bilderberg ve Trilateral Komisyon üyeleri vardir. Bu örgütlerin Türkiye icin verdigi kararin Sevr kosullarinin uygulanmasi oldugunu görmemek icin ise kör olmak gerekir.

Kaynakca
1. Baigent Michael, Leigh Richard, Lincoln Henry. Holly Blood, Holly Grail. New York: a Dell Book, 1983
2. Barret David, Secret Societies, New York:Blanford, 1999.
3. Blum William, Rogue State: A Guide to the World’s Only Superpower, Maine:Common Courage Press, 2000.
4. Chomsky Noam, Manufacturing Consent, New York: Pantheon, 1988.
5. Chomsky Noam, Necessary Illusions. Common Courage Press, 1991.
6. Chomsky Noam, ‘What Uncle Sam Really Wants’ Arizona: Odonian Press, 1992.
7. Chomsky Noam, Secrets Lies and Democracy, Arizona:Odonian Press, 1994.
8. Constantine Alex, The Virtual Government, California:Feral House, 1997.
9. Domhoff William, Bohemian Grove and Other Retreats, New York: Harper Colophone Books, 1974.
10.Domhoff William, Who Rules America Now? Toronto: Mayfield Publishing Company, 2000.
11.Draul Arkon, Secret Societies: A History, New York: MJF Books, 1989.
12.Hager Nick. Exposing the Global Surveillance System, Covert Action Quarterly, Winter 1996-1997.
13.Ironhouse Adam, Bushlarin Gizli Tarihi. Çeviren: Kemal Okuyan, Ankara:Kim Yayinlari, 2002.
14.Nuel Pharr Davis, Lawrence and Oppenheimer, New York: Simon and Schuster, 1968.
15.Marrs Texe. Circle of Intrigue. Texas: Rivercrest Publishing. 2001.
16.Marrs Jim ‘Rule by Secrecy’, NewYork: Harper Collins, 2000.
17.Manisali Erol. Türkiye Avrupa Iliskilerinde Sessiz Darbe. Istanbul: Derin Yayinlari, 2002a.
18.Manisali Erol. Dünya’da ve Türkiye’de Büyük Sermaye. Istanbul: Derin Yayinlari, 2002b.
19.Meyssan Thierry. Dehsetengiz Hile: Pentagona Ucak Düsmedi. Çeviren Ayse Meral. Istanbul: Med-Cezir 2002.
20.Montalvo Michael, Prisoner of the Drug War: George Bush. Prevailing Winds, 8: 76-83. September-December 2000.
21.Robertson Pat, The New World Order, Dallas: Word Inc. 1991. s: 97.
22.Ross Gaylon, Who is Who of the Elite? Spicewood-Texas, RIE Press, 2000.
23.Sayin Ümit, Gizli Hükümetler, Gizli Projeler ve Kara Bilim. Bilim ve Ütopya, 5 (45):60-63; Mart 1998
24.Sayin Ümit, Kiyamet Komplosu, Editör: Atilla Akar. Istanbul: Gendas 2002. S:187-207
25.Sklar Holy, editor, TRILATERALISM, Boston: South End Press, 1980. s: 147-149.
26.Sutton Antony, America's Secret Establishment, Montana:Liberty House Press. 1986.
27.Sutton Antony, The Secret Cult of the Order, Montana: Liberty House Press. 1990
28.Sutton Antony, Trilaterals over Washington, Montana:Liberty House Press, 1988.
29.Vankin Jonathan, Conspiracies, Cover-ups and Crimes:From Dallas to Waco, Georgia: Illuminet Press, 1996.
Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!
....
Bu da can d..... efendiye olsun. belgeselci.
"Siz Mustafa demeye devam edin, biz de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
shadow39
Üye
Üye
 
İletiler: 2230
Kayıt: Cmt Mar 03, 2007 20:27

İletigönderen MedceziR » Cmt Tem 21, 2007 10:19

Güzel ve açıklayıcı bi paylaşım olmuş sağolasın abi...
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen shadow39 » Cmt Tem 21, 2007 10:33

MedceziR, okudugun icin tesekkurler
Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!
....
Bu da can d..... efendiye olsun. belgeselci.
"Siz Mustafa demeye devam edin, biz de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
shadow39
Üye
Üye
 
İletiler: 2230
Kayıt: Cmt Mar 03, 2007 20:27

İletigönderen Ram » Cmt Tem 21, 2007 13:28

shadow39, teşekkürler.

1. Asian & American Free Labour Institute (AA-FLI)

2. American Institute Free Labour Development (AIFLD)

3. American & Israel Public Affairs Committee (AIPAC)***
"Amerikan ve Israil Vatandaşları için İş Komisyonu"

4. American Information System (AIS)

5. A. Philip Randolp Institute (APRI)

6. American Security Council (ASC)

7. American Western Policy Centre (AWPC)

8. Cuban American National Foundation (CANF)

9. Congress for Cultural Freedom (CCF)
"Kültürel Özgürlük Kurultayı"

10. Centre for Democratic Majority (CDM)
"Demokratik Çoğunluk Merkezi"

11. Council on Foreign Relations (CFR) "Yabancı Akrabalar Konseyi"

12. Committee for the Free World (CFW)***
"Özgür Dünya için Komisyonu"

13. Central Intelligence Agency (CIA)*** "Merkezi İstihbarat Teşkilatı"

14. Centre International Private Enterprise (CIPE)

15. Christian & Muslim Understanding Centre (CMUC)
"Anlayışlı Hristiyan ve Müslüman Merkezi"

16. Centre for Present Danger (CPD)*** "Tehlikeli Takdim Merkezi"

17. Centre Strategic and International Studies (CSIS)
"Uluslararası İyi Düşünceler Merkezi"

18. Democratic Century Fund (DCF)

19. Free Trade Union Institute (FTUI)

20. Form World Features (FWF)

21. Islamic Association for Palestine (IAP)***

22. International Center for Economicy Policy Studies (ICEPS)

23. Islamic Community of North America (ICNA)

24. Int. Repudiate Institute (IRI)***

25. John Fred Kenedy Foundation (JFK-F)

26. Jewish Friendship League (JFL)***

27. Jewish Institute for National Security Affeirs (JINSA)***

28. League for Insdustrial Democracy (LID)

29. Middle East Media Research Institute (MEMRI)

30. Middle East Quarerly (MEQ)

31. National Democracy Institute (NDI)

32. National Endowment for Democracy (NED)***

33. National Jewsih Coalition (NJC)***

34. National Security Committee (NSC)***

35. Open Society Institute (OSI)

36. President's Advisory Committee on Mediation and Conciliation (PACMC)

37. Pueblo Institute (PI)

38. Republican - Jewish Committee (R-JC)***

39. Royal Institute of International Affeirs (RIIA)

40. Soros Foundation (Soros F)***

41. Unification Chruch (UC)

42. Virginia International Univercity (VIU)

43. Washington Institute for Near East Policy (WINEP)***

44. World Trade Organization (WTO) "Dünya Ticaret Örgütü"

45. Woodrow Wilson Centre (WWC)

Bazı Açıklamalar

(CIPDD) Serbest Pazar Ekonomisi propagandası için desteklenmektedir

(CRICH) Bilgisayar ve Haberleşme olanaklarını arttırmak için desteklenmektedir

(IWPR) ABD İNGİLTERE FRANSA İSRAİL VE DİĞER konukların gezi programlarını düzenlemek için desteklenmektedir

(GUDP) Siyasal oluşumları desteklemek için

(GAWB) Kadınların Örgütlenmesi için çalışmalar yapmakta en büyük kozu Feminizm adı altında kadınlara yönelik yüceltici eylemler yapmaktadır

***Not: Dünya Kadın Hakları adlı bir örgüt GAWB örgütüyle ortaklaşa çalışmaktadır.Kadınların İş Dünyası Siyaset Hukuk v.d. yerlere gelebilmesi için gerekli finansman desteğini verir.

Lakin amaçları farklıdır Kadınlara ekonomik özgürlük adı altında özellikle Müslüman ailelerinde aile bağlarının zayıflaması ahlakın yok olması Asi ve isyankar olması Zorluklara ve sıkıntılara sabretmez olması Gerçek Sevgi ve Saygıyı kaybetmesi amaçlanmaktadır

(PRS GP) Saydam devlet projesi için desteklenmektedir

(CAG) Siyasi danışmanlık için destek verildi

(PSI) Kurulan yeni şirketlere siyasal danışmanlık katkılarda bulunmakta

(CCC) İnsan Haklarının geliştirilmesi için kuruldu
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Veled » Cmt Tem 21, 2007 13:30

gerçekten çok güzel paylaşım arkadaşlar teşekkürler shadow39, sağol abi Ram, sen de sağol baişlığı derin devlet ve siyaset bölümüne taşıyorum :D
Kullanıcı küçük betizi
Veled
Satılmıştır
 
İletiler: 3
Kayıt: Çrş Mar 07, 2007 20:46

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Tem 21, 2007 16:30

shadow ve RAMa teşekkürler.TEORİ dergisinin İP'in yayın organı olduğunu sevgili arkadaşlarımıza hatırlatmak isterim.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen shadow39 » Pzr Tem 22, 2007 9:04

Ram, Semih R.Cabalar, Çetin Taş, rica ederim
Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!
....
Bu da can d..... efendiye olsun. belgeselci.
"Siz Mustafa demeye devam edin, biz de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
shadow39
Üye
Üye
 
İletiler: 2230
Kayıt: Cmt Mar 03, 2007 20:27

İletigönderen Neo » Prş Eyl 20, 2007 23:13

''Dünyayı ben yönetiyorum'' desem inanır mısınız?

İnanmazsınız...

''Dünyayı şu örgütler,şu kuruluşlar,şu kişiler yönetiyor'' deseler,inanır mısınız?

İnanırsınız...

Dünyayı ismi David'le,Joseph'le,Ben'le başlayan kişilerden herhangi biri yönetiyor deseler,yine inanırsınız.

Evet,dünyayı her kim yönetiyorsa,galiba psikolojik savaşında başarılı olmuş :)

Dünyayı kim yönetiyor biliyor musunuz?

Bizim kantinci....
Kullanıcı küçük betizi
Neo
Üye
Üye
 
İletiler: 17
Kayıt: Prş Eyl 20, 2007 3:01

İletigönderen Çetin Taş » Prş Eyl 20, 2007 23:56

Neo,komik adamsın,kabul ediyorum.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Neo » Cum Eyl 21, 2007 0:00

Evet.Ben de gazetelerin köşe yazarları kadar olmasam da,komik olduğumu düşünüyorum bazı zamanlar
Kullanıcı küçük betizi
Neo
Üye
Üye
 
İletiler: 17
Kayıt: Prş Eyl 20, 2007 3:01

İletigönderen Ram » Cum Eyl 21, 2007 0:02

Neo, onların "kendi isimleri için" yürüttükleri psikolojik savaş; kendilerinin açığa çıkmalarını engelleyemedikleri için, ulaşılmaz ve yok edilemez güç olduklarını yaymaktan başka bir şey değildir. Faliyetleri net bilinmektedir. Ayrıntılar elde edilemese bile, sonuçları ortadadır.

Ayrıca senin kantinci, aç karna kuruyu çekerse; elbette onun için dünya, onun hükmündedir. :)
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Neo » Cum Eyl 21, 2007 0:10

Dünyayı yönetmek,sistemler kurmak vs.bunların kolay iş olmadığını ve mükemmel zekalar gerektirdiğini az çok tahmin edebiliriz.Bu adamlar,madem ki bu kadar güçlüler ve herşeyi hesaplayabiliyorlar,kendilerini hiçbir şekilde açığa çıkarmazlar.Bunları açığa çıkarabilecek güçler,gizli servislerdir,onlar da,yine aynı merkezin kontrolündedir.Açığa çıkmalarını engelleyemedikleri için,bu tür yazıları yaymaları,mantıklı bir hareket.O zaman bu demek olur ki,dünyayı bunlar yönetmiyor,çünkü bahsi geçen büyük güçün,böyle şeylere ihtiyacı yoktur.Biz eldeki verilere göre,yaptığımız analizlerle sonuca ulaşmaya çalışırız,ulaşırız,ama yanlış sonuca.

Bizim kantinci,ülker'i pazarlamakla mükellef,pazarladığı için de yönettiğini sanıyor sözüm ona RTE gibi...:)
Kullanıcı küçük betizi
Neo
Üye
Üye
 
İletiler: 17
Kayıt: Prş Eyl 20, 2007 3:01

İletigönderen Ram » Cum Eyl 21, 2007 0:19

Neo yazdı:Dünyayı yönetmek,sistemler kurmak vs.bunların kolay iş olmadığını ve mükemmel zekalar gerektirdiğini az çok tahmin edebiliriz.Bu adamlar,madem ki bu kadar güçlüler ve herşeyi hesaplayabiliyorlar,kendilerini hiçbir şekilde açığa çıkarmazlar.Bunları açığa çıkarabilecek güçler,gizli servislerdir,onlar da,yine aynı merkezin kontrolündedir.Açığa çıkmalarını engelleyemedikleri için,bu tür yazıları yaymaları,mantıklı bir hareket.O zaman bu demek olur ki,dünyayı bunlar yönetmiyor,çünkü bahsi geçen büyük güçün,böyle şeylere ihtiyacı yoktur.Biz eldeki verilere göre,yaptığımız analizlerle sonuca ulaşmaya çalışırız,ulaşırız,ama yanlış sonuca.

Bizim kantinci,ülker'i pazarlamakla mükellef,pazarladığı için de yönettiğini sanıyor sözüm ona RTE gibi...:)


Bahsettiğim psikolojik savaşın sonucu bunları yazıyorsun ne yazıkki. Dünyayı yönetenleri ismen asla kesin bilemeyiz. Ancak savaşlara kaynak sağlayan, manüpulâsyon yaparak ülkelerde kriz yaratan, kendi yandaşlarına devamlı finans sağlayıp IMF gibi kuruluşlarla geriye kalanları süpürenler ve bunlara yardım edenler bilinmekte. Bütün bunları yönetenler, aynı zamanda dünyayı yönetmekte.

Ezoterik Mısır tarihinden veyahut Haçlı Seferleri'nden ya da dünya savaşlarından kanıtlar sunulabilir. Bu yeni bir yapılanma değildir. Yeni olmadığı için, bunları belirlemek o kadar da zor değildir.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Ram » Cum Eyl 21, 2007 0:22

Neo, ÜLKER'de TE'yi pazarlıyor. Bu durumda kantincinin dünyayı yönetemesede, TE'yi yönettiği kesin.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Neo » Cum Eyl 21, 2007 0:36

Neo yazdı:Evet,dünyayı her kim yönetiyorsa,galiba psikolojik savaşında başarılı olmuş :)


Evet...

Dünyayı yönetenlerin kim olduklarına dair ip uçları ABD Dolarında mevcut...Amerikan halkının 'inandığı tanrısı' dolar,doların tanrısı illuminati,illuminatinin tanrısı,inançlarına göre baphomet veya yok veya yehova veya 'God'...


credo quia absurdum :)
Kullanıcı küçük betizi
Neo
Üye
Üye
 
İletiler: 17
Kayıt: Prş Eyl 20, 2007 3:01


Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 7 konuk

x