Kamusal alanın kanayan yarası
ÖSS zamanı geldi ya; zihinsel sıkıyönetim bildirileri arka arkaya gelmeye başladı. Başları açık olmayan adayların sınava giremeyecekleri acil bir şekilde açıklandı. Bu tavır, ülkemizin kanayan yarası haline gelmiş türban sorununun çözülmesi yolunda hiçbir adım atılmadığını gösteriyor
Ülkemizde her yıl aynı komedi sahneye koyuluyor. ÖSS zamanı geldi ya; 17 Haziran yaklaşırken zihinsel sıkıyönetim bildirileri arka arkaya gelmeye başladı kaçınılmaz olarak.
Başları açık olmayan adayların sınava giremeyecekleri acil bir şekilde açıklandı. Bu tavır, ülkemizin ciddi bir kanayan yarası haline gelmiş türban sorununun çözülmesi yolunda hiçbir adım atılmadığını gösteriyor.
Temelinde çözümü hayli kolay olan bir sorun bu aslında ama çözme yolunda iyiniyet olmadığından adım atılamıyor bir türlü.
Halbuki aklı başında olan tüm siyasetçi ve düşünürler, üniversite öğrencilerine türban yasağı getirilmesinin yanlış olduğunu, çözümün hemen buradan başlayabileceğini söylüyorlar.
Aslında Türkiyenin tüm türban meselesinin üniversitedeki türbandan ibaret olduğunu, orada sorun çözüldüğünde Türkiyedeki sorunun büyük ölçüde rahatlayacağını düşünenler de var. Bu bağlamda kamusal alanda hizmet alanlar ile hizmet verenler arasında ayırım yapılması gerektiğini söyleyenler de hizmet verenlerde yani devlet dairelerinde türban meselesinin olmadığını, bu yönde bir talep de bulunmadığını söylüyorlar.
Ancak türbana mutlak olarak karşı olanlar, bu tür nüanslara dikkat etmiyorlar.
Onlar için hizmet verenler-hizmet alanlar ayrımının hiçbir önemi yok.
Ama bu ayrım yapılmadığında üniversiteye devam etmek isteyen türbanlı bir kız ile üniversitede ders veren türbanlı bir hoca arasında bir fark görülmemeye başlanıyor.
Bu çok sağlıklı bir durum değil tabii. Eğer bu ayrım sağlıklı yapılırsa ve kriterler net olarak konulursa, Türkiyenin kanayan yarası türban meselesinin çözümü yolunda büyük adım atılabilir. En azından türban sorun olarak halkın gündeminden çıkar.
Dün Bilkent Üniversitesinde mezuniyet töreni vardı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün kızı Kübra da mezun oldu. Kübra törene türbanı ile gelmişti. Kepini de türbanı üzerine giydi. Arkadaşlara sordum, Dışişleri Bakanının kızı olduğu için mi ona özel muamele ediyorlar acaba diye... Hayır böyle değilmiş durum.
Bilkent Üniversitesi uzun zamandır türbanlı kız öğrencilere hoşgörülü davranıyormuş. Türkiyenin en kaliteli üniversitelerinden birisi, pırıl pırıl mezunlar veriyor, bu konu problem de olmuyor.
Devlet üniversitesinde olsaydı Kübrayı içeri almamak için kapıya polis bile dikerlerdi.
ÖSSde gördünüz, daha giriş sınavı düzeyinde terörü başlatıyorlar.
Hizmet verenler-hizmet alanlar ayrımı bir an önce yapılmalı, net kriterler konulmalı ve üniversitelerde türbanlı öğrenci yasağı hemen kaldırılmalı.
Aksi Türkiyeye yakışmıyor, çağdışı bırakıyor bizi.
Serdar TURGUT
EVET arakadaşlar,bu yazıyı paylaşmaktaki amacım, bu BÖLÜCÜ uygulamın derhal kaldırılması ve de elele,milletçe barış içinde yaşama isteğimi belirtmek içindir!
Sadece bu yazıyla alakalı olarak sayın yazara katılıyorum!
Katılan?Katılmayan? Mümkünse sebep ve çekincelerini yazsın ki bilelim!