Durum o kadar vahim ki...
Küreselleşmenin en önemli kuramcılarından biri olan John Naisbitt, Türkçe’ye de tercüme edilen “Global Paradoks” adlı eserinde başımıza gelmekte olan felâketin gerekçesini şöyle açıklıyordu:
“- Büyük şirketlerin özerk ve küçük ünitelere bölünerek daha iyi çalışabileceklerini görüyoruz. Aynı durum ülkeler için de geçerli. Eğer dünyayı tek pazarlı bir dünya hâline getireceksek, parçalar küçük olmalı!”
Emperyalizmin yeryüzüne hâkim olması için “dünyanın bin devletçiğe bölünmesi lâzım geldiğini” gizlemeyen Naisbitt bu bölüp parçalama işinin başarılması için nasıl bir telkinde bulunmuştu biliyor musunuz?
Demişti ki;
- Etnik köken, dil din ve yerel inançlarının geliştirilmesi!
Şimdi anladınız mı “küreselleşme olgusu ulus devlete bakışı değiştirmiştir, artık ulus devletler dönemi bitmiştir” diye ortalıkta dolaşanların kime hizmet ettiğini?
Yıllardan beri “bir evrak için Ankara’ya gidildiğinden” bahisle, mahallî idarelerin niçin özerkleştirilmek istendiğini anladınız mı şimdi?
Ve yaklaşık on yıldan beri ama Allah’ın her günü “etnik kökenden, mozaikten, dilsel ve dinsel azınlıklardan, kültürel farklılıklarını kabul edilmesi gerektiğinden” bahsedenlerden kime hizmet ettiğini de anladınız mı?
Gaflet, dalâlet ve hattâ hıyanet o hâle geldi ki, eğer ‘Üniter Devlet’ ortak paydasında birleşen ülkenin asker-sivil bütün aydınları kuvvetli bir liderlik etrafında Kuva-yı Millîye hareketini yeniden başlatamazlarsa Türkiye’yi kaybedeceğiz.
Vehim değildir bu! Paranoya değildir! Feryattır feryat!
“Parçaların küçük olması için” son 10 yılda 25 yeni devleti ortaya çıkranlar şimdi Türkiye’yi parçalamak için harekete geçtiler.
İki gün önce Sayın Attila İlhan yazdı. Bakın General Aleskiy Kornikof nasıl bir tespitte bulunmuş:
Demiş ki:
“... CIA ve M15, 1987’de Londra’da yeni bir saldırganlık anlaşması imzaladılar: Times Antlaşması. Buna göre beliren iki odak var. Biri Doğu Avrupa’nın merkezi görümündeki Yugoslavya, öteki Mezopotamya ya da Irak ve Türkiye. Önce Yugoslavya ve Mezopotamya’daki etnik gruplar harekete geçirildi. Sonra sıra Irak’a ve Türkiye’ye geldi!”
Bu General Kornikof öyle rasgele bir Rus subayı değil. Askeri İstihbarat Okulu Bölüm Başkanı. Emekli ataşemiliter. Ortadoğu ve Kafkasya uzmanı.
Durum o kadar vahimdir ki, “Türkiye’nin sıkıntılarının Lozan’dan kaynaklandığını” tekrarlayagelenler, artık Sevr’in korkulacak bir belge olmadığını söylemek cür’etini dahi kendilerinde görebilmektedirler.
Lütfen altını çiziniz:
Vatandaşı olduğu devletin “Ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünden” rahatsız olanlar, dün Güneydoğu’nun ıssız vadilerinde ve vahşi dağlarında dolaşıyorlardı. Bugün Başbakanlık koridorlarında geziniyorlar.
Ve devletten aldıkları maaş ve ödeneklerle devleti çökertmek için rapor hazırlıyorlar.
Eğer bahsettiğim liderlik biran önce kurulmaz ve millî kurtuluş hareketi derhal başlatılmazsa Uyum Yasaları’yla birlikte Sevr’in maddeleri nasıl kabul edildiyse, Lozan da gene Uyum Yasaları’yla ilga edilecek, böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senedi hükümsüz sayılacaktır.
Necdet SEVİNÇ, Yeniçağ, 26 Ekim 2004