Düşüncelerimiz Okunabilir mi¿?

Bilim, teknoloji ve genel ağ (internet) hakkında her türlü yazıyı burada paylaşabilirsiniz. Alt bölümler şunlardır: Uzay, Küresel Isınma / Ekoloji, Bilim ve Toplum, Tutum (Ekonomi)

Düşüncelerimiz Okunabilir mi¿?

İletigönderen Ram » Sal Oca 15, 2008 11:00

Düşüncelerimiz Okunabilir mi?..

Bilim, düşüncelerimizin başkaları tarafından okunabilmesini sağlama noktasına gelmiş midir?..
Bugün beyin ve zihin hakkında artık oldukça fazla bilgiye sahibiz. Başlangıçta bir “kara kutu” olan beyin artık beyaz bir kutu olmasa da bir “gri kutu” haline gelmiştir.

Kısa süre önce, New Scientist’de bir makale yayınlandı. Bu yazıda, bilinci yerinde olan ancak konuşamayan bir hastanın beynine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla titreşimlerin kaydedildiği, bu titreşimlerin konuşmaya döndürüleceği (tercüme edileceği; böylece de düşüncelerin konuşma yazılımına ve seslere dönüştürüleceği belirtilmekte. Bu da, düşüncelerin bir başkası tarafından “okunabileceği” anlamına gelmektedir.

Günümüz teknolojisiyle bu yapılabilir mi? Yoksa bu yazıyı kaleme alan kişi, bir kaza sonucu konuşma alanı tahrip olmuş hastanın beyninden kaydedilen titreşimlerden çok erken ve abartılı sonuçlar çıkararak ilgi çekmeyi mi amaçlamıştır? Yoksa bir bilim kurgu denemesi mi yapmıştır? Böyle bir konunun ilgi toplayacağı açıktır zira “düşünce okuma” konusu, insanların her zaman merakını çekmiştir. Ancak insanların bu konuda fevkalade hassas da olduğu bir gerçektir.

İnsan beyni ve onunla birlikteliği tartışılamayacak olan zihin, doğanın en karmaşık iki varlığıdır. Asırlar boyunca beynin ve zihnin anlaşılmasına çalışılmış, Rönesans ile beraber beyni anlama konusundaki çalışmalar sezgiselden bilimsele doğru ilerlemiştir. Zihin ise ancak 19. yy. sonunda bilimsel olarak ele alınmaya başlanmıştır. Bugün beyin ve zihin hakkında artık oldukça fazla bilgiye sahibiz. Başlangıçta bir “kara kutu” olan beyin artık beyaz bir kutu olmasa da bir “gri kutu” haline gelmiştir. Bu anlamda, artık beynin makro ve mikro büyüklüklerdeki yapıları ve bunlar arasındaki ilişkiler konusunda oldukça çok şey biliyoruz. Zihnin nasıl çalıştığı konusundaki bilgilerimiz de, psikoloji ve özellikle deneysel ve bilişsel psikoloji alanındaki araştırmalar sonucunda belli düzeye ulaşmıştır.

Beyni inceleyen sinirbilimlerinin sahip olduğu bilgiler ya da zihni inceleyen psikoloji biliminin bilgileri ve bütün bunları elde etmede kullanılan teknikler, düşünceleri okumayı sağlama noktasına gelmiş midir?

Sorunun psikoloji bilimindeki yanıtını ele alacak olursak... Kişinin davranışlarından onun ne düşündüğü konusunda çıkarsamaların (vardamaların) yapılabilmesi mümkündür. Bunu her gün hepimiz yapmaktayız. Psikoloğun yaptığı çıkarsamaların, sokaktaki insanın yaptıklarından farkı, psikologda bunların bilimsel temellere oturmasıdır. Psikoloji alanındaki bilgi arttıkça, davranışlar, iyi kontrol edilmiş standart deneysel koşullar altında elde edildiği oranda, çıkarsamalar daha da güvenilir hale gelmektedir. Ancak, düşünen kişinin kendisi açıklamadığı sürece, onun düşüncelerinin okunmasını sağlayacak bir yol psikoloji bilimi kapsamında da yoktur. Telepati ve benzeri tekniklerin kullanılmasıyla düşünce okumanın mümkün olduğu savunulmaktadır. Ancak bu tekniklerin ürettiği bilgilerin güvenirliği fevkalade kuşkuludur ve bu nedenle de, söz konusu girişimler parapsikoloji kapsamında yer almakta, bir pozitif bilim olarak kabul edilmemektedir.

EEG Gürültü Değildir Ama…

Sorunun sinirbilimlerindeki yanıtına gelince… Günümüzde çalışan beyni incelemede çeşitli teknikler kullanılmaktadır. Bunlardan ilki beynin ürettiği elektiriksel faaliyete dayanmakta ve ilgili tekniğe elekroensefalografi (EEG) denmektedir. Düşüncelerin, duyum, algı ve bellemenin EEG’deki bileşenlere yansıdığı doğrudur. Artık kimse EEG’nin gürültü olduğunu düşünmemektedir. Günümüzde beynin gerek dinlenme durumunda gerekse olaylara karşı verdiği elektriksel tepkiler konusunda oldukça geniş bir bilgi birikimine sahibiz. Saniyenin binde birine varan zaman sürelerinde oluşan, bir voltun milyonda biri büyüklüklerdeki elektriksel bileşenleri yakından tanıyor, onların, örneğin gelişim boyunca nasıl değiştiğini; nörolojik ve psikiyatrik bozukluklarla nasıl etkilendiğini biliyoruz. Farklı zihinsel durumlarda bunların nasıl değiştiği, ilgili uyarıcılara nasıl tepkide bulunduğu konusunda bilgi sahibiyiz. Beynin elektriksel doğası ile yakından ilişkili manyetik doğası da ölçülebilmektedir ve bu tekniğe magnetoensefalografi (MEG) denmektedir. MEG tekniğiyle, bileşenlerin beynin neresinden kaynaklandığını metematiksel hesaplamalar ve modellemeler yoluyla, EEG'ye göre daha güvenilir bir şekilde tahmin edebiliyoruz. Ancak, bütün bunlar, faaliyette bulunan alan beyin kabuğunda ve kabuğa teğet ise yapabiliyoruz.

Yazının devamı Popüler Bilim Dergisi'nde...
Resim
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Nihan » Prş Oca 17, 2008 14:56

Mirim, düşüncelerimizin okunmasından vazgeçtim bilinçli sinyallerle yönlendirildiğimizi düşünmeye başladım. Herşey öyle karışık ki tam bir dehşet yaşanıyor aslında. Fiziki dünyadaki elektro-manyetik denge bozulunca ruhi durumumuz da etkileniyor. Bunun kasıtlı yapıldığına inanıyorum. Bir güçsüzlük duygusu sardı beni, itaat etme isteği duyuyor hiçbir şeye karşı çıkmak istemiyorum. Sindiriliyor muyuz acaba? :roll:
[img]http://img340.imageshack.us/img340/5780/nihanimza1kx5.jpg[/img]
Artık beklemiyorum.
Açık bir kapı gördüm.
Şimdi sevgi şehrindeyim.
Boşuna beklemişim.
Kullanıcı küçük betizi
Nihan
Üye
Üye
 
İletiler: 832
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:55

İletigönderen NighT_WatcH » Çrş Şub 20, 2008 20:19

Taknolojiyi üreten ülke olmamanın getirdiği teknolojik cehalet içerisinde kim bilir neler yapılabiliyor da haberimiz dahi olmuyor. Umarım bu dönemi de atlatırız
Kullanıcı küçük betizi
NighT_WatcH
Üye
Üye
 
İletiler: 47
Kayıt: Pzr Şub 17, 2008 22:54

İletigönderen shadow39 » Çrş Şub 20, 2008 20:22

Cok sakata geliriz dusuncelerimiz okunursa .
Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!
....
Bu da can d..... efendiye olsun. belgeselci.
"Siz Mustafa demeye devam edin, biz de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
shadow39
Üye
Üye
 
İletiler: 2230
Kayıt: Cmt Mar 03, 2007 20:27


Şu dizine dön: Bilim ve Teknoloji

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x