Neye Başkaldırıyoruz?
Küreselleşmeye
Emperyalizme
Kapitalizme
Geleneksel Dine...
İyi ama nereden başlayacağız?
İlk başkaldırı noktası Kapitalizm...
İkinci başkaldırı noktamız ise Geleneksel Din...
İkisi de önem derecesi açısından birbirine eşit.
Kapitalizm,
Arzu ve isteklerine boyun eğen insanın inşa ettiği bir düzen.
Hep daha fazlasını isteyen
Hiç doymayan
Azgın bir aç gözlülükle bütün ekonomik kaynakları yağmalayan, insani değerlere saldıran bir düzen.
Kapitalizm bugün, siyasi görüşü ne olursa olsun toplumun neredeyse bütün kesimlerince benimsenmiş durumda.
Toprağın, suyun, ormanların ve hayvanların Millete ait olduğu Egemenlik anlayışı tek başına kapitalizmin beline kırmaya yeter...
EKONOMİK DÜZLEMDEKİ BU BAŞKALDIRININ ARACI EGEMENLİK ANLAYIŞI...
Geleneksel Din ise,
Yine arzu ve isteklerine boyun eğen ve iman adı altında cehalet üreten bir anlayış.
Bu anlayışın diğerlerinden farkı toplumsal düzende Allah'ı kullanması.
Geleneksel dinin bu yapısı onu ekonomik kaynakları yağmalayan kapitalizmin payandası yapıyor.
Tek başına "Allah" kelimesi kitleleri oradan oraya sürüklemeye yetiyor da artıyor bile.
Kapitalizm, azgın ve aç gözlü isteklerini rahatlıkla "Allah" kelimesi arkasına gizleyebiliyor...
GELENEKSEL DİNE BAŞKALDIRININ ARACI DA AKIL, BİLİM VE KUR'AN...
Bu iki araç:
Akıl, Bilim ve Kur'an ile
Toprağın, suyun, ormanların ve hayvanların mülkiyetinin Millete ait olduğu
Egemenlik anlayışı
Bizi aydınlık yarınlara taşımaya yetecektir...