Ege ve Kıbrıs Sorunlarının Perde Arkası…

Ege ve Kıbrıs Sorunlarının Perde Arkası…

İletigönderen Noyan Umruk » Prş Eyl 01, 2011 13:15

EGE ve KIBRIS SORUNLARININ PERDE ARKASI… :taz:

Dr. Noyan UMRUK

Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de devasa bir uçak gemisi. Küresel güçler için stratejik açıdan büyük öneme sahip. Türkiye için ise, Akdeniz’den yumuşak karnına uzanan konumu ve küresel güçlere karşı son tarihi “meydan okuma” olması nedeniyle hem stratejik, hem de moral açıdan son kale.

Ancak, bir önemi daha var Kıbrıs’ın, Kıbrıs Türkleri ve Türkiye için. Ülkemizin petrol zenginlikleri sadece G.doğu Anadolu bölgesiyle sınırlı değil. Ege ve Kıbrıs’taki ciddi petrol yatakları, bu iki bölge üzerinden yürütülen mücadelenin perde arkasında kalmış önemli bir nedeni.

Yıllar önce sismik araştırma gemimiz Hora’nın Ege'de yaptığı petrol aramaları sonucu, karasularımızda önemli petrol yatakları bulunmuştu.“Yunanlı Kardeşim” şiiri ile Egenin karşı kıyısına zeytin dalı uzatan rahmetli Ecevit’in “Gelin işbirliği yapalım, bu zenginliklerden birlikte yararlanalım; Ege barış gölü olsun…” önerilerine, muhatabı dudak bükmüş; Hora, Yunan savaş gemileri ve uçaklarınca taciz edilmişti. Bu taciz üzerine, T.S.K., bölgeyi, savaş gemisi ve uçaklarla korumaya almıştı. Bu gelişmeler üzerine Yunanistan, kara sularının 12 mil olduğunu ileri sürünce, T.B.M.M. böyle bir girişimi casus belli-savaş nedeni sayacağını tüm dünyaya ilan etmiş, o günlerde sınırlarda yapılan askeri yığınağı da içeren ciddi bir gerginlik süreci yaşanmıştı. “İt dalaşları” bu sürecin devamı.

Bugün Yunanistan’ın, Türkiye’nin AB üyeliğine verdiği sözde desteğin ve A.B.nin “Komşularınızla iyi geçinin” öğüdünün altında, alacakları tavizlerle Ege’deki zengin petrol yataklarına sahiplenmek umudu da yatıyor.

Kıbrıs'ın etrafı da petrol kaynıyor

Uzmanlar, Kıbrıs'ın kıta sahanlığında da zengin petrol yatakları bulunduğunu ifade ediyor. Cumhuriyet’in Lefkoşa temsilcisi ve Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar, Akdeniz, Ortadoğu, Kuzey Afrika’da yaşananları irdeleyen iki yazı yazdı. Reşat Akar “Ateşle Dans Etmek” başlıklı yazısında

Denktaş’la yaklaşık 32 yıl önce yaptığı söyleşiyi şöyle aktarıyordu:

“Denktaş, 1979 yılında on maddelik anlaşma imzaladığı Rum lideri Spiros Kiprianu’nun Mısır’la petrol konusunda flört etmesinden rahatsızlık duymuştu.”
Akar, Denktaş’a soruyor 1979’da:

“Sondaj çalışmalarına başlanırsa tepkiniz ne olur?”

Denktaş: “Bu, bir savaş nedeni olur!”

Akar’ın haberi o tarihte Günaydın’da yayımlandı... Ardından BM örgütü harekete geçti... Denktaş’ın ve Ankara’nın sert uyarıları karşısında, Rum lideri bir açıklama yapma gereği duydu: “BM Genel Sekreteri, petrol konusunda geri adım atmamızı istiyor ve Türklerin şaka yapmadığını söylüyor.” Rumlar geri adım attı ve petrol arama çalışmalarını durdurdu.

20 Şubat 2003 tarihinde Kıbrıs Rum yönetimi Ticaret, Sanayi ve Turizm Bakanı Nikos Rolandis, Kıbrıs deniz sahasında olası petrol yataklarının varlığını gösteren, yüzlerce hareketsiz petrol lekesiyle dolu bir haritayı göstererek “adanın etrafının petrolle kaplı olduğunu” yineliyordu. Dönemin KKTC Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş ise, Kıbrıs'ın etrafında geniş petrol yataklarının kavganın önemli nedeni olduğunu söylerken, baba Denktaş da oğlunu teyit ederek, ''Petrollere sahiplenmek için, Kıbrıs'ı istiyorlar'' diyordu. Rauf Denktaş, Rum tarafının bu konuda yıllardır Mısır ve Suriye'yle anlaşmalar yapmaya çalıştığını ve Amerikan şirketlerinin bu işe giriştiğini ifade ederek, Amerikan şirketlerinin bu konuda KKTC'yle de temaslar yaptığını, bu şirketlerin anlaşma yapmak için KKTC makamları nezdinde de zemin yokladıklarını açıklamıştı.

2007 yılı başında Kıbrıs Rum radyosuna göre, Papadopulos, G.Kıbrıs ile Lübnan arasında denizde ekonomik bölge sınırlarının belirlenmesine ilişkin anlaşmaya Türkiye’nin protestosunu yorumlarken, bu tür anlaşmaların imzalanana kadar gizli tutulması gerektiğini söylemekteydi. ''Ne zaman müzakerelere başlasak, Türkiye etkin bir şekilde varlık gösteriyor. Bu nedenle öncesinde ve sonrasında açıklanması uygun değil''diyen Papadopulos, aynı durumun Suriye ve Mısır gibi ülkelerle de anlaşma imzalanmasında da yaşandığını kaydediyordu. ''Türkiye’nin bu yataklarda gözü mü var?''şeklindeki soruya ''onlar komşu ülkelerin de hakkı olduğunu savunuyorlar. Biz, özellikle güneyde böyle bir haklarının olmadığını iddia ediyoruz.” Benzer bir anlaşmanın Türkiye ile de imzalanması sorulduğunda, Papadopulos ''asla''diyordu. Rum Politis Gazetesi ise Türkiye’nin bu konu da tepki göstermesine rağmen, anlaşmanın, Dışişleri Bakanı Lillikasın Lübnan'a yaptığı bir ziyaret sırasında imzalandığını belirtiyordu. Anlaşma ile iki ülke, daha önce Mısırla da yapıldığı gibi, ekonomik bölgenin orta hattını belirlediler. Yatakların bu orta hatta yakın olması halinde, imzalanacak yeni bir anlaşma ile yataklardan ''müştereken yararlanma ''söz konusu olacak. Haravgi Gazetesi de Rum Yönetiminin ''petrol üretimini sistemleştireceğini” duyurduğu haberinde ''Kıbrıs’ta petrol arama faaliyetinin başlaması için yasal süreç oluşturuluyor'' ifadesini kullanıyor ve PSG.GEOPHYSİCAL adlı Norveç şirketi ile işbirliğini belirtiyordu.

Bu önemli ulusal sorunun yakın geçmişi böyle sevgili okurlar. Ama yine yerim kalmadı. Sorunun günümüzde vardığı boyutu ve geleceğini de gelin haftaya görüşelim.

Zafer ve ramazan bayramlarınızı geleceğin mutlu, kıvançlı, gönençli ve özgür günler getirmesi umut, özlem ve dilekleriyle kutluyorum.

Dr. Noyan UMRUK, AYDINLIK Gazetesi, 1 Eylül 2011
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1061
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x