
Milletler, bu günlerini daha iyi anlayabilmek ve geleceklerine doğru temellerde yön verebilmek için tarihlerini öğrenirler. Tarihini bilmeyen bir millet, adeta geçmişini unutmuş, kim olduğunu bilmeyen, hafıza kaybı yaşamış bir insan gibi, dayanaksız yaşar. Tarih bilincini, kendi toplumları ders çıkarsın diye, devletler eğitim kurumları ile toplumlarına taşırlar.
Çok bilinen bir cümledir. "Tarihini bilmeyen bir milletin, coğrafyasını başkaları çizer." Bu yüzden emperyalist merkezler, hedef aldığı bir milletin öncelikle eğitim müfredatına el atar. Bunun tarihimizdeki en yakın örneği, ekonomik yardım temeline dayanan 1947 Marshall Planı'nın şartlarıdır. Bu "Plan"ın en çok dikkat çeken maddesi, ekonomik yardımın koşulu olarak milli eğitim müfredatının dört Türk, dört ABD'li uzmandan oluşan sekiz kişilik bir heyet tarafından belirlenmesiydi. Oylama ile belirlenecek olan müfredatta, oylar eşit sayıda çıkarsa, kararı belirleyecek olan dokuzuncu kişi ABD'li başka bir uzman olacaktı. M.Emin Değer'in "Oltadaki Balık Türkiye" adlı kitabında, Marshall Planı'nın ayrıntılarına yer verilirken, bizzat ABD'li uzmanların bir ülkenin eğitim müfredatını şekillendirme amaçları şu cümleyle ifade ediliyor. "İtaatkar bir öncü kuşak yaratmak." Yani bir ülkenin, başka bir ülke tarafından milli eğitim sistemine müdahale edilmesindeki amaç, bu kadar net olarak ifade ediliyor. Hedef alınan toplumu şekillendirmek, o toplumun sömürgeci merkezlerin çıkarlarına uygun bir biçimde düşünmelerini sağlamak.
Belli merkezler tarafından Türkiye’de, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ve Atatürk ilke ve devrimlerinin unutturulmaya çalışılması, yukarıda ifade edilen bir toplum tasarımına dönük sabotajdan başka bir anlam ifade etmemektedir. Hangi "formatta" yapılırsa yapılsın, İnkılap Tarihi derslerinin önemsizleştirilmeye çalışılması, en başta Türk ulusunu hedef alan küresel merkezlerin çıkarına uygun bir durum yaratacaktır. Tarihin ilk başarılı ulusal kurtuluş savaşının yürütücülüğünü yapan, bu savaşı bir program dahilinde teşkilatlandıran, Müdafaa-i Hukuk esaslarına göre bir devlet yapısı inşa eden doktrini, yani Atatürk'ün doktrinini unutturmaya çalışmak en başta Batı'lı güç odaklarını sevindirecektir.
Günümüzde Vietnam, Küba, Venezüella gibi Asya'dan Latin Amerika'ya uzanan hatta, Atatürk ve Atatürk'ün önderliğinde başarıya ulaşan Milli Kurtuluş Savaşımız okullarda ders niteliğinde anlatılırken, Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyet çatısında kendi tarihimizin dinamitlenmesi, emin olalım denize döktüğümüz işgal kuvvetlerini sevindirecektir.
Ne diyordu Attila İlhan? "Ekonomi, savunma ve eğitim milli olmazsa Sevr gelir."
Mithat Akar
https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226