EKONOMİK YURTSEVERLİK
Geçen hafta Fransa Ekonomi Bakanı Arnaud Montebourg, ‘Klasik ekonomi politik’in « Bırakınız Yapsınlar Bırakınız Geçsinler » sloganının yerini « Ekonomik Yurtseverlik » sloganının alması gerektiğini ileri sūrdū.
Le Monde muhabiriyle yaptığı söyleșide, « Daha önce Fransız șirketlerinin yabancılar tarafından satın alınmasını salt ‘savunma ve gūvenlik’ açılarından değerlendiren bir ‘denetim mekanizması’nın olmasına karșın, Arnaud Montebourg yeni ‘kararname’yle su, sağlık, enerji, tașıma ve iletișim alanlarında da ūlkenin temel çıkarlarıyla çelișmesini engelleyecek yeni ‘denetim’ araçlarının uygulamaya konulduğunu » söyledi.
Yeni kararnameyle, Devlet’e bu beș ‘stratejik’ alanda ‘özel’ ișletmelerin egemen olmalarını engelleme olanakları sağlanmakta.
Būtūn bu tartıșmaların odağında ise ALSTOM adlı uluslararası șirket var.
Als-Thom adı, Fransa’nın Alsace bölgesinde 1839’larda kurulan bir ‘mekanik’ atelyesinin būyūyerek 1879’da Amerika’daki Thomson adlı bir elektrik șirketiyle evliliğinden doğuyor.
Ne var ki, bugūn dūnyanın dört bucağında elektrik ūretiminden suya, gıdadan hızlı trene, iletișimden ev aletleri ūretimine değin bir dizi alanda faaliyet gösteriyor.
İșlem hacmi 2000’li yılların bașında 23-24 milyon avroya ulașan șirket zorda.
2005 yılında ișlem hacmi yarı yarıya dūșen șirket, son 2012-13 yıllarında 20 milyon avroluk ișlem hacmini zar-zor sūrdūrebilmekte.
O arada, Alstom 2004 yılında Meksika’da kamu hizmetlerinden mahrum bırakılma cezası alıyor.
2008’de İtalya’daki iki șubesi kamu yöneticilerine ‘rūșvet vermek’ yūzūnden cezalandırılıyor.
2011’de İsviçre’de, Letonya, Malezya ve Tunus’taki kamu çalıșanlarına aktarılan paralarla kazanılmıș kazançtan alıkonulmasına karar veriliyor.
Bu Alstom’un, benzeri Çūș’(Çok ūlkeli șirket)’ler gibi, ‘ekonomik kazanç’ uğruna insanlık suçları saymakla bitmez.
Sözgelimi ūretim sūrecinde amyant kullanımı gibi insanları öldūren ve ya da yașam boyu hasta kılan suçları da yok değil.
Ne var ki būyūk payı Fransa’ya ait olan șirketin paylarının satıșı sözkonusu olduğunda ABD’li General Electric ile Alman Simens harekete geçiyorlar.
Bugūnlerde Fransa’nın ‘sosyalist hūkumet’i de bu satıș ișlemiyle hașır-neșir.
Ekonomi Bakanı, “Alstom diyor, enerji konusunda ulusal bağımsızlığımız’ açısından vazgeçilmezlerimizdendir.
Çok uluslu șirketler ile ‘ulusal çıkar’lar arasında her zaman, ve özellikle gūnūmūzde, bir koșutluk yoktur.
Ve belki tersi çok daha doğrudur.
O halde önce ‘ulusal çıkar’ ve onu savunmakla görevli ‘devlet’in çıkarı gelmelidir.
Eğer bu ekonomi politiğin ‘laisser faire’ kuramının sonu sayılacaksa, varsın sayılsın.
Konuya nereden bakılırsa bakılsın 2008 bunalımı 1929 bunalımını anımsatmaktadır.
Bundan böyle, ‘serbest rekabet’, ‘serbest ticaret’, ‘devletin kūçūltūlmesi’ tūrū son otuz-kırk yıllık ‘sözde kuramlar’ yerine daha çok ‘kamulaștırma’, daha çok ‘denetim’, daha çok ‘devlet mūdahalesi’ konușulacaktır.
Fransa’da bu, bașbakan Manuel Valls ve ekonomi bakanı Arnaud Montebourg’la bașlamıștır denilebilir.
Yeni hūkumetin ilk ‘yūzūncū gūnū’nde önemli adımlar atılacağa benzemektedir.
Demek ki dūnya ‘açılımlar’lardan çok ‘kapanım’lara doğru yönelmekte.
Yönelmekten bașka ‘seçenek’ de yok gibidir.
Habip Hamza Erdem