El Tayyib’in işbirlikçi fetvası! / Arslan BULUT

El Tayyib’in işbirlikçi fetvası! / Arslan BULUT

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Ağu 09, 2011 0:14

El Tayyib’in işbirlikçi fetvası!

Tayyip Erdoğan, her zaman mazlumun yanında zalimin karşısında yer aldıklarını söyledi ve “Halkınızın üzerine kurşun yağdırarak kimi sevindiriyorsunuz? Suriye konusunu dış sorun olarak görmüyoruz. Suriye meselesi bizim bir iç meselemizdir. Çünkü Suriye ile 850 kilometre sınırımız var. Oradaki sesleri duymak zorundayız, duyuyoruz ve gereğini yapmak zorundayız” dedi.

Mazlumun yanında yer almak, elbette güzel de, Irak ve Afganistan halklarının üzerine bomba yağdırılırken Tayyip Erdoğan ve hükümeti kimin yanında yer aldı? Libya bombalanırken, Tayyip Erdoğan ve hükümeti kimin yanında yer aldı?

* * *

Kemal Kılıçdaroğlu tabloyu özetledi:

“Bunun arkası askeri müdahaledir. Askeri müdahaleyi hangi gerekçeyle yapacaksın. Batılı egemen güçler için mi yapacaksın? Suriye halkı ihaneti unutmaz. Türkiye askeri müdahalede rol üstlenmemeli. Başbakan Batılı egemen güçlerin Ortadoğu’daki taşeronudur. ‘Libya’da NATO’nun ne işi var’ dedi. Sonra gitti tıpış tıpış imzayı attı, NATO’nun Libya’ya müdahalesine kapı araladı. Bugün kutsal Ramazan’dayız. Sivillerin öldüğünü, Akdeniz’de binlerce Müslüman’ın öldüğünü biliyoruz. Bunların birinci sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır.”

* * *

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise bugün Şam’a yapacağı ziyaret öncesi Hillary Clinton ile bir telefon görüşmesi yaptı. Clinton’un, Davutoğlu’ndan Suriye yönetimine “ordu derhal çekilsin” mesajını iletmesini istediği bildirildi. Yani, Davutoğlu, son talimatları aldı!

Guardian gazetesinde Simon Tisdall imzalı yorumda, “Türkiye, Suriye’ye İngiltere’nin veremediği mesajı gönderiyor. Ankara’nın bir diğer endişesi de, giderek daha fazla tecrit edilen Esad’ın İran’la kurduğu ittifak” diyor.

Milliyet’te de “İran konusunda gözler açılıyor” yorumları var!

ABD işbirlikçisi Suudi Arabistan Kralı Abdullah ise Suriye’de kan akıtılmasına son verilmesini talep ederek, bu ülkedeki büyükelçilerini geri çağırdıklarını açıkladı. İşbirlikçi Kuveyt ve Bahreyn de aynı yolu izledi.

Özetle, Türkiye’nin Amerikan işbirlikçiliği açısından Suudi Arabistan ile pek bir farkı kalmadı.

Peki, asırlarca İslam’ın kılıcı olmuş Türk Milleti’ne, İslam dünyasını vuranlarla işbirliği yakışır mı?

Müslüman katilleri ile işbirliği yapanlara destek vermek, hangi kitaba sığar?

* * *

Gerçekler apaçık ortada.. Kimse, Irak, Afganistan, Libya ve Suriye rejimlerinin, kendi halklarına baskı yaptığı bahanesine sığınmasın. Irak’ta 1.5 milyon Müslüman, Hıristiyan askerler tarafından öldürüldü. Şimdi Suriye’yi ve ardından İran’ı da mı özgürleştireceksiniz? İnsan artık böyle bir durumda bile bahane üretirse komik olur. Ancak kimse bu şerefsizliği örtemez.

Mısır’daki El Ezher’in Şeyhi Ahmet El Tayyib ise Suriye’ye, kan akıtmaya son verme çağrısında bulundu. El Tayyib, Mısır’ın Mena ajansında yayımlanan açıklamasında, “Suriye’de durumun çizgiyi aştığını” belirtti. “El Ezher’in uzun süre sabrederek, hassaslığı sebebiyle Suriye’deki durumdan bahsetmekten kaçındığını” ifade eden El Tayyib, ancak çizginin aşıldığını ve bu trajediye son vermekten başka çözümün olmadığını söyledi.

El Tayyib denilen şeyh bozuntusu, Amerikan askerleri Irak’ta Müslüman kadınlara tecavüz ederken niçin sesini çıkarmadı? El Ezher, Irak’daki tecavüzlere, ülkenin yağmalanmasına, 1.5 milyon Müslümanın göz göre göre öldürülmesine, nasıl sabretti? Bugüne kadar niçin o hassas ağızlarını açıp da Müslüman gibi bir laf edemediler.

Irak’taki durum çizgiyi aşmadı mı? Afganistan’daki durum çizgiyi aşmadı mı? Libya’daki durum, yani Amerika ve Avrupa’nın bu ülkeyi bombalaması çizgiyi aşmadı mı?

Uyanın ey Müslümanlar; derin uykulardasınız!


Arslan BULUT - 9 Ağustos 2011, YENİÇAĞ
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: El Tayyib’in işbirlikçi fetvası! / Arslan BULUT

İletigönderen Fazıl Agiş » Çrş Ağu 10, 2011 7:18

Et-Tayyib'in Fetvası ve Recep Tayyip Siyaseti
Bugün Orta Doğu ülkeleri karışıklık içindedir. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde de Batılı emperyalist devletler, Orta Doğu'da, İngiliz coğrafyası anlayışına göre de Yakın Doğu'da, yani İslâm'ın hâkim olduğu alanda (ülkelerde demiyorum, çünkü henüz böl ve yönet sisteminin gereği irili ufaklı Arap devletleri kurulmamıştı) kavmiyetçilik ve bölgecilik tahrikleriyle birbirine düşman uluslar yarattı. Birinci Dünya Savaşı'nda bu kargaşadan istifade ederek koca bir imparatorluğun parçalanarak paylaşılmasına karar verdiler. Lozan'da "Yakındoğu'yu Yeniden Yapılandırma Konferansı" düzenlendi. Bildiğimiz Lozan Antlaşmasının imzalandığı konferansın resmen adı budur. Sonuçta bağımsız Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti (daha cumhuriyet ilân edilmediği için adı budur) dışında diğer İslâm ülkeleri, ya manda ve himaye altında ya da koloniyal düzen adını verdikleri sömürge rejimleri altındaydılar. Emperyalizmin devam etmesini isteyen bu devletler, her zaman bir şekilde bu bölgelerde nüfuzlarını korumak istemektedirler. Bir zamanlar Bağdat Paktı olan ve Irak'ın bu pakttan çekilmesiyle CENTO olan ittifak, Orta Doğu'da Batılı (ABD'nin başını çektiği Kapitalist blok) ve Doğulu (Sovyetlerin nüfuzunun ağırlıkta olduğu ülkeler) olmak üzere Soğuk Savaş'ın blokları meydana gelmişti. İran'da İslâm Devrimi'nin olması, Sovyetler Birliği'nin sona ermesiyle sosyalist ve komünist ideolojilerin artık anlamsız kalması nedeniyle Dünya, yeniden yapılandırılmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada Yahudiler, dünyanın birçok devletinde sermaye, borsa, bankalar, medya, sinema, TV kanalları gibi kitle iletişim araçlarının önemli olan çoğunu ellerinde tuttuklarından, özellikle de Amerikan siyasetinde etken olmaları sebebiyle İsrail devletinin bu bölgede en güçlü konumda kalmasını istemektedirler. Siyonist ideoloji, insan haklarına saygısı olmadığı aşikâr olmasına rağmen her zaman bu ülkelerce korunmaktadır. Türkiye'nin de bu devletlerle ittifak hâlinde hareket etmesi, Amerika'nın talimatlarına göre davranması, bugün kazandığı durumunu, İslâm ülkeleri halklarının güvencesini sarsmış olacaktır. Belki bir Müslüman ülke olarak, Haçlı hareketini kırmak düşüncesiyle aralarında denge ve güvence unsuruyuz diye tavır koymamıza rağmen görünen, super devletlerine uşak imajı vermektedir. Bu şekil davranış, Türkiye'nin bir zamanlar kaybettiği prestijinin yok olmasına sebep olur.
Kullanıcı küçük betizi
Fazıl Agiş
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Çrş Ağu 10, 2011 6:35


Şu dizine dön: Arslan BULUT

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x