DTP, terörün sözcüsü bir partidir. DTP'nin başına terör örgütü tarafından atanan adam, PKK'nın silahlı savaş ilanını siyasi sahaya taşımıştır.
Terör örgütünün gözündeki rütbesi sebebiyle milletvekillerinin başına getirilmiş, yılların politikacısı Ahmet Türk de bu aşağılanmayı içine sindirebilmiştir!
DTP kan ve ölüm siyaseti yapmak için kurulmuştur, Nurettin Demirtaş bunun için DTP'nin başına getirilmiştir.
Olay, Haziran 2004'e kadar uzanır.
2002 seçimlerine büyük umutlarla giren DEHAP hezimete uğramıştı. Çünkü DEHAP Mersin adayı sosyolog Ahmet Özer'in partiye verdiği raporda belirttiği gibi, parti "Türkiye partisi" olup olmama konusunda bir türlü karar kılamamış, seçmenin güvenini kazanamamıştır.
"Türkiye partisi" formülünü savunan ılımlılar terör örgütü emriyle tasfiye edilmiştir.
Haziran 2004'te Kandil dağlarında Üzeyir Aydar teröre başlayacaklarını ilan etmiş, HADEP'i yumuşak bulan Apo, ilan edilen teröre paralel yeni bir parti kurulması talimatını vermiştir.
O parti bu DTP'dir!
Bunun için kuruldu!
Ağustos 2005... Eski Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan gibi saygın isimleri de alarak bir "çatı partisi" kurmak istiyorlar. Celal Doğan, "Asgari müşterek vatanın, bayrağın ve hukukun birliğidir" diyor.
Bunu kabul etmiyorlar, Celal Doğan gibi isimleri 'kullanamayacaklarını' görüyorlar, Murat Bozlak gibi ılımlı isimleri de tasfiye ediyorlar.
27 Ekim 2005'te DTP kuruluş toplantısı yapıyor.
Hatip Dicle açıkça Öcalan'ın talimatıyla parti kurduklarını söylüyor.
Ahmet Türk genel başkanlık önerisinin cazibesinden kendini kurtaramıyor!
Tabii bir süre kullanıldıktan sonra uzaklaştırılmak üzere!
İşte şimdi o aşamaya geldiler.
'Siyasetçi' değil, 'militan' unsurların ağır bastığı bir bağımsız adaylar kadrosunu Meclis'e soktuktan sonra başlarına bir 'siyasi komiser' atadılar.
Olay budur.
Krizi derinleştirmek!
Terör örgütü silah kullanarak, bunlar da siyasi tahrikler yaparak Türkiye'yi istikrarsızlığa sürüklemek istiyorlar.
Demirtaş'ın konuşması tamamen tahrikten ibarettir! Özerklikten falan bahsettiği için değil. İsterse ayrılmaktan bahsetsin.
Kan ve ölümün siyasetini yaptığı için tahriktir.
Mahmut Alınak daha net ortaya koymuştur:
"Ancak krizi derinleştirerek çözüme ulaşırız. DTP diyalog siyasetini terk etmeli. Dişe diş, nefes nefese sivil siyaseti gütmelidir!"
Oyuna gelmememiz gereken nokta budur! 'Misilleme' bekliyorlar, siyasette Türk-Kürt kutuplaşması yaratmak istiyorlar, "krizi derinleştirmek" için!
Ilımlılarıyla konuşup görüşmeli ama azgınları yok saymalıyız.
Cumhurbaşkanı Gül, milletvekili olmayanı Çankaya'ya kabul etmemelidir.
Bütün halk, özellikle Kürt vatandaşlarımız daha net görsün bunların "dişe diş" diyen azgınlar olduğunu!
Terör örgütü tarafından atanan Demirtaş'ın DTP gibi bir partide 878 delegeden sadece 234'ünün oylarını alabilmesi çok anlamlıdır. Ahmet Türk'ün içine sindirdiği "talimat"ı delegelerin çoğu içine sindirememiş demek ki!
Partilerini kapatmanın bir anlamı yok, zaten istedikleri bu!
İnsanların huzur, kalkınma, refah, özgürlük, demokrasi özlemleri bu kanlı totaliter siyaseti zamanla eritecektir. Bundan korktukları için "krizi derinleştirmek" istiyorlar zaten!
kaynak