Emmy Noether'in Düşündürdükleri
Google bugünkü açılış sayfasını Emmy Noether'ın 133. doğum günü için ayırmış. İlk kez duyuyorum adını; düşündüm kim olabilir diye. Araştırdım, işte kısa biyografisi, bu sevimli bayanın.
Emmy Noether (1882 –1935), soyut cebir ve kuramsal fiziğe yaptığı çığır açıcı katkılarıyla tanınan bir Alman matematikçidir. Pavel Alexandrov, Albert Einstein, Jean Dieudonné, Weyl, Norbert Wiener ve daha birçok bilim adamı; onu, alan, halka ve cebir teorilerinde devrim yaratan, tarihin en önemli kadın matematikçisi olarak nitelendirmiştir.
Bavyera'nın Erlangen kasabasında Yahudi bir ailede doğmuştur. Babasının ders verdiği Erlangen Üniversite'sinde matematik okumuştur. Erlangen Matematik Enstitüsü’nde maaş almadan yedi yıl çalışmıştır. O zamanlar kadınlar akademik pozisyonlardan dışlanmışlardı. Ders verme hakkını 1919’da elde etti.1933’e kadar Göttingen matematik bölümünün ileri gelen üyeleri arasındaki yerini sürdürdü.
1932 Zürih Uluslararası Matematik Konferansı'na katılımına kadar, cebirsel yetenekleri tüm dünyada tanınmıştı. Ertesi yıl Alman Nazi hükümeti Yahudileri üniversite pozisyonlarından çıkarttı ve Noether, Pensilvanya'daki Bryn Mawr Üniversitesi'nde bir pozisyona geçmek üzere Amerika Birleşik Devletlerine gitti. Noether cebirsel değişmezler ve sayı alanları üzerine etkin katkılar sağlamıştır. Varyasyonlar hesabındaki diferansiyel sabitler üzerine çalışmaları, Noether teoremi, “modern fiziğin gelişmesine yol gösteren şimdiye kadar kanıtlanmış en önemli matematik teoriler” olarak sayılır. 1921’de yayınladığı bir makalesinde değişmeli halkalarda idealler teorisini geniş kullanıma sahip kuvvetli bir araç haline getirmiştir. Artan zincir koşulunu incelikle kullanmıştır ve bu sebeple bu koşulu sağlayan nesnelere "Noetherian" denir. Grupların "representation" teorisi ve modüller ve idealler teorilerini birleştirmiştir.
***
Okurken, nasıl etkilendim, nasıl duygulandım, tarif edemem: Cebirsel yetenekleriyle tüm dünyada tanınmış, matematik biliminde çığır açmış, devrim yaratmış, tarihin en önemli kadın matematikçisi…
Bütün bu büyük işleri başaran bir kadın… Atatürk’ün “sen yerlerde sürünmeye değil, göklere yükselmeye layıksın” dediği kadın!...
***
Ancak sevincimi gölgeleyen şeyler de geçti aklımdan, birtakım üzücü sözler… Oturdum benzerlerini de araştırdım, buyurun, sıralıyorum:
"Kadınlar aklen ve dinen aşağı yaratıklardır."
"Erkeklerin kadınlardan bir üstün dereceleri vardır."
"İki kadının tanıklığı bir erkeğin tanıklığına bedeldir."
"Erkeğin payı, iki dişinin payı kadardır. Erkeğe kadına nispetle iki pay verilir."
"İtaatsizlik etmelerinden şüphelendiğiniz kadınları dövün."
"Uğursuzluk üç şeyde vardır: Karıda evde ve atta."
"Namazı bozan şeyler; kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.
"Kadınlar arasında iyi kadın yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir."
"Benden sonra erkekler için kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım."
"Bana cehennem halkı gösterildi; çoğunluğu kadınlardı."
"Kadın, zayıf yaratılışlıdır."
"Kadının yeri evidir."
"Kadın erkek eşitliği fıtrata terstir."
"Hamilelerin sokağa çıkması terbiyesizliktir."
"Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, ya kiralıktır ya satılık."
"Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek."
***
Sonuç… Ne diyebilirim ki?
Söylenecek o kadar çok şey var ki!
En başta geleni ile yetineyim:
Sonuç, İslam dünyasının yüzlerce yıldır süren sefaletidir.
Sonuç, bugünkü Türkiye’nin perişanlığıdır.
Prof. Dr. Cihan DURA, 23 Mart 2015