Emperyalizmin çatlak yumurtaları: "Akiller" firarda!
Tesadüf mü?
Değil... Emperyalist tezgah değişmeyeceği için aynı yemeği pişirip pişirip önümüze koyacaklar.
* * *
Akil adamlar buzdolabından firar etmiş, Oslo'da buluşmuş.
Oysa Erdoğan 2015'in Ağustos ayında İmralı Süreci-Çözüm Süreci'ni dondurduklarını açıklamıştı.
Akillerin buzlarının çözülmesi neden bugünlere denk geldi?
Yaşadığımız ve derinleşecek olan ekonomik kriz ve bu krizden "çıkış yolları" ile bir ilgisi var mı?
* * *
Ünlülerin isimlerini saymıyorum, onları biliyorsunuz; birlikte poz verdikleri ve çözüm sürecinin artılarını eksilerini masaya yatırdıkları yer Oslo!
Yani bir dönem AKP Hükümetinin onayı ile PKK ile pazarlıkların yapıldığı, Türk istihbarat örgütünün en üst düzey isimleri ile terör örgütü temsilcilerinin "istişare" yaptıkları kentte bir araya geldiler!
Emperyalist bir tuzak olduğunu ilk günden beri söylediğimiz "açılım-çözüm" sürecinin tüm memleketi paralize ettiği, hipnotize ettiği yılları hatırlayın;
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "güzel şeyler olacak" dediği,
Erdoğan'ın "demokratik açılım projesi ile milli birliği sağlayacağız" diyerek sanatçı, artist, futbolcu ünlülerden destek istediği,
Diyarbakır Belediyesi'nin tabelasının yanına Kürtçe tabela asıldığı, yani "çift dilli" bölücü tuzağın ayyuka çıktığı,
Yalçın Akdoğan'ın; "süreci en iyi Öcalan okuyor ",
Bülent Arınç'ın; "Öcalan'a sayın demeyi ve posterini taşımayı suç olmaktan çıkardık",
Besleme kalemlerin; "Öcalan sürecin önünü açıyor",
Beşir Atalay'ın; "Öcalan'ın mesajları bizim de düşüncemiz" dedikleri günler...
"Durun, teröristlerle pazarlık olmaz, masaya oturulmaz" görüşünü savunanların ise neredeyse hain ilan edildiği zamanlar!..
* * *
O günlerde, yani çatışmasızlık ortamında yeni anayasa ile ilgili referandumun da aradan çıkartıldığını unutmayalım!
* * *
Dün gazetemizin manşetindeydi... Oslo'da Yeni Arayış Toplantısı!
Akiller çözüm sürecinin artılarını ve eksilerini konuşmuşlar.
Ben söyleyeyim; Türkiye terör örgütü ile pazarlık yaparak yeniden masaya oturabileceğinin önünü açtı! Elbette masada terörün kaynağı emperyalist devletler de var.
"Buzdolabı" sözü boşuna söylenmiş değil...
Çözüm süreci gençlerin dağa çıkmalarını teşvik etti! İtiraz edenlere "işin sonuna geldik, örgüte katılmak zorundasınız" denilerek baskı yapıldı.
PKK şehirlere yığınak yaptı, çok sayıda güvenlik görevlimiz kentlerin temizliği sırasında, bu yığınak ve hazırlık nedeniyle şehit düştü. Kentlerin yeniden imarı için harcanan parayı geçiyorum... Açılım süreci, sonunda; gözü yaşlı, yüreği yangın yeri eşler, anneler, babalar, öksüz çocuklar bıraktı!
Teröristle pazarlık yapmanın sonunda olacaklar belliydi. Elinde silah olanlarla barış konuşulamaz!
* * *
Ben büyük resme dikkatinizi çekmek istiyorum;
Bu köşeyi takip edenler bilir, Uluslararası Kriz Grubu'nun raporlarına yer vermiştim. Bu grup emperyalizmin sözcüsü gibidir, olacakları ve niyetleri önceden haber verir.
En son yayınladıkları iki raporun özeti şuydu: Türkiye açılım sürecini yeniden başlatmalı, Kürtlere özerklik verilmeli, seçim barajı düşürülmeli, kimlikten arındırılmış bir yeni anayasa yapılmalı (Türk kimliğinin olmadığı bir anayasa), askeri operasyonlar durdurulmalı...
Buna karşılık PKK'ya ise "Suriye'deki kazanımlarının peşine düş, YPG ile birleş, Türkiye'den çekilip önceliği Suriye'deki oluşuma kaydır" mesajı verildi.
ABD'nin Irak'ı böldükten sonra Suriye için de tam yapmak istediği bu!
Türkiye'nin bölünmesi zamana yayılacak ve iç cephe ona göre dizayn edilecek!
"Emperyalizmin yumurtaları erken mi çatladı?", bunu yakın zamanda göreceğiz.
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU, 28 Kasım 2018
tuncaytm@gmail.com