Emperyalizmin İlk Yenilgisinin Belgesi: Lozan Antlaşması

Emperyalizmin İlk Yenilgisinin Belgesi: Lozan Antlaşması

İletigönderen Başkomutan » Pzt Tem 26, 2010 4:35

Emperyalizmin ilk yenilgisinin belgesi olarak Lozan Antlaşması


Savaşlar, isterse taraflar yenişememiş olsunlar, isterse biri ötekisini yenmiş ve dize getirmiş olsun, bir barış antlaşması yapılarak sona ererler, böyle bir antlaşma yapılmazsa savaş hukuken sona ermiş sayılmaz.

Bu gerçeğin konumuz bakımından önemi şudur:

Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti için Sevr Barış Antlaşması ile sona ermiştir. Ancak, bilindiği gibi, Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki T.B.M.M. bu antlaşmayı kabul etmemiş, imzalayanları da vatan haini ilan etmiştir. Şu duruma göre, Birinci Dünya Savaşı bu tarihte sona ermemiş bulunmaktadır. Salt bu açıdan bakıldığında bile, ulusal güçlerin bu savaşta yenilgiyi kabul etmedikleri ve savaşı sürdürdükleri kendiliğinden anlaşılır. T.B.M.M. Hükümeti için Birinci Dünya Savaşı, daha dört yıl sürecek ve Lozan Barış Antlaşması ile sona erecektir.

Oysa, Türkiye’nin fiilen 1918 yılında biten Birinci Dünya Savaşı’ndan Almanya ve öteki bağlaşıklarımızla birlikte yenik çıktığı ilkokuldan başlayarak öğretilir. Ulusal Kurtuluş Savaşımız, bu savaştan ayrı ve yeni bir savaş olarak gösterilir. Fakat, İsmet İnönü, Prof. Dr. Seha Meray’ın hazırladığı Lozan Barış Konferansı, Tutanaklar-Belgeler kitabına 30 Eylül 1969’da yazdığı “Önsöz”de açıkça demektedir ki:

    “Türkiye herkesin 1918’de bitirdiği muharebeye, daha dört sene devam etti.”

(2.basım. Yapı-Kredi yyn., İstanbul, 2001, C.I, s.ıx)

Devam eden savaş, Birinci Dünya Savaşı’dır, bu savaş Lozan Barış Antlaşması ile sona ermiştir.

Durumu daha iyi kavrayabilmek için, her şeyden önce, Ulusal Kurtuluş Savaşımız’ın yalnızca emperyalist güçlerce kışkırtılan Yunanistan’a karşı yürütülmemiş olduğunu anımsamak gerekir. Karşımızda, yine, 1914-1918 yıllarında savaştığımız devletler vardı. Kaldı ki, Yunan ordusu denize döküldüğünde de başta İstanbul olmak üzere İngiliz, Fransız ve İtalyan işgali kimi yerlerde sürmekteydi.

Ama asıl önemlisi, Lozan Konferansı’nda karşımızda yer alan devletlerdir. Gerçekten de, Konferans’a katılan devletler arasında örneğin Romanya, Japonya, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı bulunmaktadır. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri de Konferans’a katılmıştır.

Bu devletler, Birinci Dünya Savaşı’nda bir bağdaşma (ittifak) oluşturmuş bulunan ve Osmanlı Devleti’nin karşısında yer almış olan devletlerdir. Bizler, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Japonlar, Amerikalılar, Sırplar v.b. ile fiilen savaşmış değiliz. Bu devletler, Lozan Konferansı, Birinci Dünya Savaşı’nı Türkiye açısından sona erdirecek bir konferans olduğu içindir ki Lozan’da bulunmuşlardır.


İsmet İnönü, Prof. Dr. Meray’ın kitabına yazdığı “Önsöz”de bu gelişmeleri çok açık bir biçimde şöyle belirtmektedir:

    “1922’de, birdenbire, askerî vaziyet, galiplerin hiç ihtimal vermedikleri kesin bir netice ile, yani Türk zaferi ile yeni bir safhaya girdi. Büyük galip devletler, yardım ettikleri küçük ortaklarıyla muharebeyi devam ettirmişler ve dört sene içinde, bizi, içeriden padişah hükümeti, karışıklıklar ve sona kadar Yunan ordusuyla amana düşüreceklerini zan etmişler, muvaffak olamamışlardır, 1918 galibiyetinden farklı bir vaziyete düşerek bizi sulh masasına çağırmışlardır.”


Öte yandan, Lozan Konferansı’nda görüşülen ve karara bağlanan konuların büyük çoğunluğunun da Birinci Dünya Savaşı ile ilgili olduğu da unutulmamalıdır. Bu çerçevede vurgulanması gereken bir gerçek de şudur:

    Lozan Konferansı sırasında Gazi Mustafa Kemal Paşa, karşı tarafa ve dünya kamuoyuna, görüşmeler Türkiye’nin çıkarlarına ters bir doğrultuda gelişecek ve Türkiye’nin “tam bağımsızlığı” sağlanamayacak olursa, kan dökülmesine karşı olduğunu, ama, “Hareket-i askeriye, faaliyet-i siyasiyenin ümitsiz olduğu noktada başlar” diyerek savaşın sürdürüleceğini açıklayacak ve “T.B.M.M. ordularının vazifesi Misak-ı Millî ahkâmını [hükümlerini] temin etmektir” diyecektir.
(İkdam, 24 Eylül 1922)


Bu kararlılık nedeniyle de, Lozan’daki görüşmeler kesintiye uğrayıp da İsmet Paşa başkanlığındaki heyetimiz Konferans’tan çekilince, ordu yeniden savaşa hazır duruma getirilecektir. Artık, karşımızda Yunanistan değil, Birinci Dünya Savaşı’ndaki en önde gelen düşmanımız İngiltere var-dı. Ne ki, İngiltere savaşı sürdürmeyi göze alamamış ve barış yolunu seçmiştir. Başka bir deyişle, İngiltere savaştan kaçmıştır.

Lozan’da tarihe tescil edilen Türk zaferinin anlamını Gazi Mustafa Kemal Paşa daha sonraları en özlü biçimde şu sözlerle belirtecektir:

    Lozan muahedesi, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr muahedenâmesiyle ikmal edildiği zan edilmiş büyük bir suikastın inhidamını [çöküşünü] ifade eden bir vesikadır.

(Hakimiyet-i Milliye, 24 Temmuz 1933)

Çetin YETKİN / 25 Temmuz 2010
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Şu dizine dön: Çetin YETKİN

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x