Erdoğan’a FETÖ raporu!
Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan! FETÖ’nün darbe girişimi ile ilgili yapılan değerlendirmelerin hiçbiri meselenin esasına girmiyor. Bir defa, 1960 darbesinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde ağını kurmuş bir örgütten, Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların, Genelkurmay Başkanlarının ve MİT müsteşarlarının haberdar olmaması mümkün değildir!
Bu itibarla eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “TSK’ya sızmalardan birinci derecede MİT sorumludur” değerlendirmesini de çok eksik buluyorum!
Çünkü sızmalarla birlikte, FETÖ’cü örümcek ağının kurulması, devletin bütün birimlerinin bilgisi dahilinde yapıldı! Kimse “benim haberim yoktu” diyemez.
* * *
Soru şudur: Devlet bunu neden yaptı?
■ Bülent Ecevit, ilk başbakanlığı sırasında, “kontrgerilla”nın varlığından tesadüfen haberi olduğunu söylemişti. Özel Harp Dairesi Başkanı Sabri Yirmibeşoğlu ise kendisine teminat vermiş, devletin siyasi partiler içinde de örgütlenme yaptığını, hatta çeşitli partilerden birçok milletvekilinin bu yapının üyesi olduğunu söylemişti.
Devletin ilgili kurumları sadece siyasi partileri değil, herhalde bölücü ve dinci örgütleri de kontrol etmek için çalışmalar yapıyordu.
■ Meselâ, Fethullah Gülen ve Müslüm Gündüz, daha askerlik çağında iken 1960-61’de keşfedildiler. İskenderun’da birlikte askerlik yaparken, hafta sonu çarşı iznine çıkarılarak bir evde eğitime alındılar. Fethullah Gülen, küçük yaşta hafız olduğu ve sıkı bir dini eğitimden geçtiği için o yaşta vaaz verebilecek birikime sahipti. Hafta sonları birliğinden çıkıp, asker elbisesinin üzerine bir cübbe geçirerek camilerde vaaz vermeye başladı! Bir defasında cumhuriyet aleyhinde vaaz verildiğine dair ihbar üzerine polis tarafından yakalandı. Asker olduğu anlaşılınca, garnizon komutanlığına sevk edildi. Ve o günkü şartlarda Ankara’dan gelen bir telefon emriyle birliğine gönderildi!
■ Fethullah Gülen, askerlikten sonra da kendisi gibi bir “görevli” olan ve tahsili yeterli olmadığı halde Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı’na getirilen Yaşar Tunagür’ün açtığı yolda ilerledi. İzmir’de başka bir devlet görevlisinin evinde dört yıl eğitim aldıktan sonra Erzurum’da Komünizmle Mücadele Derneği’ni kurmakla görevlendirildi. 12 Eylül’den sonra da Kenan Evren ve Turgut Özal’ın desteğiyle, Nurculuk hareketini kontrolüne aldı. Diğer Nurcu grupları, devre dışı bırakmaya başladı. Gülen, askeri liselere eleman yetiştirmeye de bu tarihlerde girişti. 90’lı yılların başında artık elemanları teğmen olmaya başladı. Bu arada medyaya el attı. Önce Türkiye’de sonra Türk Cumhuriyetleri’nde ve bütün dünyada, kendisinin bizzat ifade ettiği gibi “Amerikan desteğiyle” İngilizce öğretim yapan okullar açtı.
■ Okulları açmak için ilgili ülkelerin devlet başkanlarına tavsiye mektuplarını Turgut Özal ve Süleyman Demirel yazdı. Abdullah Gül de Dışişleri teşkilâtına cemaate yardımcı olmaları için talimat verdi. (Müslüm Gündüz’ün ne işi yaradığını da 28 Şubat’ta hep birlikte gördük!)
■ Cemaatçiler 57. Hükümet döneminde DPT’ye yerleştiler! AKP iktidarında ise devletin bütün kadrolarını 17-25 Aralık operasyonuna kadar cemaatin ellerine bıraktınız. “Dinler arası diyalog” diye Gülen’in Vatikan projesine hizmet etmesine sessiz kaldınız.
■ Şimdi darbeci olarak tutuklanan subayların yüzde 45’i 2009’da, yüzde 38’i 2010’da, yüzde 58’i 2011’de, yüzde 67’si 2012’de, yüzde 68’i 2013’te, yüzde 67’si 2014’te ve yüzde 74’ü 2015’te terfi üzerine terfi almış!
Bunları terfi ettirenler kimdi?
■ Şimdi “Allah bizi affetsin” diyorsunuz ama gereğini yine yap(a)mıyorsunuz.
* * *
■ Devlet, bunu, kendi aklıyla yapmadı. Devletin birimleri, NATO’nun Gladio yapısı ile birlikte Türkiye’nin bütün istihbaratını avucunun içine almış olan ABD’nin taleplerini yerine getirdi!
■ Devletin birimleri Abdullah Öcalan’ı nasıl kontrolden kaçırıp Türkiye’nin başına belâ ettiyse Fethullah Gülen’in de aynı şekilde bir bumerang gibi dönüp devleti vurmasına yol açtı!
■ Cemaatin yönlendirmesi ile Türk ordusuna Ergenekon, Balyoz ve Casusluk operasyonlarını yaptırdınız şimdi de çözüm diye ABD’nin Turgut Özal zamanında dayattığı “Türk ordusunun küçültülmesi, profesyonelleştirilmesi ve Amerika’nın bölgesel acil müdahale gücü olarak kullanılması” projesini uygulamaya başladınız!
Sayın Erdoğan, bu sistem içinde çözüm yoktur; Atatürk politikası uygulamak gerekir!
Arslan BULUT, 4 Ağustos 2016
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr