Erdoğan Demokrasisi / E. Fuat TEKÇE

Erdoğan Demokrasisi / E. Fuat TEKÇE

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Eki 04, 2013 16:21

Erdoğan Demokrasisi

Demokrasi sözcüğü dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye’deki kadar Başbakan’ın diline persenk olmamış, ağzında aşınmamıştır.

Sabah kalkıyor, başlıyoruz demokratikleşmeye, ertesi gün devam etmek üzere akşam yatarken bakıyoruz ki, şükür, biraz daha demokratikleşmişiz.

Oysa demokrasi lafla olmadığı gibi laf ebeliği de değildir.

Batıda demokrasi bir geceden gündüze oluşmamış, İngiltere’de kralın yetkilerini kısıtlayan 1215 yılındaki Magna Charta Libertatum (Büyük Özgürlük Ferması) ile başlayarak gerçekleşmesi yüzyıllar sürmüştür. Batıda Rönesans, Reformasyon ve Aydınlanma çağları ile ihtilaller dönemi gibi beş yüz yıllık bir sürecin ürünüdür. Hitler ve Mussolini faşizmine karşı uğrunda II. Dünya Savaşı gibi görülmemiş cehennemî bir yıkım yaşanmıştır.

Bizde ise demokrasi, siyasette toplumu adeta bir oyalama, bir uyutma aracı haline geldi. Hele de son onbir yılda! Örneğin, unutulmaya yüz tutmuş AB süreci, iki Kürt açılımı ve Barış Süreci gibi. Yeter ki gündem değişsin de dikkat başka bir yere çekilerek iktidarın beceriksizliği anlaşılmasın.

Güldürü oyuncusu olmak bir sanattır. Hem de değme bir sanat. Eğitim ister, kültür ister, kişilik ister! Ama Türkiye’de demokrasi lafazanlığıyla ancak ve nihayet gülünç olunuyor! Hatta, yeni moda, demokrasinin pizza ve pide paketi gibi paket sürümleri var.

Usandıran, üstelik de gülünç bir propaganda kampanyasından sonra sonuncusunu bizzat Başbakan getirdi gündeme. Önce beş dakika geç geldi. Kime ne? O Başbakan! Sonra bir saat konuştu. İlk yarım saatında icraatını ve partisini öve öve bitiremedi, muhalefete çattı da Allah çattı, ikinci yarım saatında da TBMM dahil kimseciklere danışmadan kapalı kapılar ardında kendi zorba iktidar anlayışının ölçülerine göre hazırlattırtığı demokratikleşme paketini anlattı.

Öncelikle şu sarsılmaz gerçek anımsansın: Başbakan istediği kadar şikayet etsin, yırtınsın; demokrasi muhalefetsiz olmaz. Önce bunu içselleştirip özümsemesi gerekiyor. Esasen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da demokrat olmaz, olamaz. Neden mi? Buyurun, aşağıdaki inciler, hem de siyah inciler kendi söylemleridir:

"Elhamdülillah şeriatçıyız"

“Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız… ”

“Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.”

“Bizim için en üst belirleyici, İslam'ın etkileridir. Her şey ona göre belirlenir."

“Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir.”

“Bir buçuk milyarlık İslam alemi, müslüman milletimizin ayağa kalkmasını sabırsızlıkla bekliyor. Kalkacağız, bu ayaklanma başlayacak.


Ve bunlar gibi daha neler de neler.

***
Başbakan birkaç kez paketten “her kesim memnun olacak” demişti. Durduğu yere göre beğenen de oldu, beğenmeyen de; beğenmeyenler çoğunlukta! Ama seçimleri, özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçimini gözeterek mavi boncukların dağıtıldığı içeriğinden çıka çıka hacıyatmaz gibi nicedir bilinenlere ilâveten ayrımcılık ve bölücülük çıktı.

Geçen yıl ortaokullardan kaldırılmıştı. Şimdi de “and” ilkokullardan kaldırıldı.

Efendi, efendi! Türklük batıyor mu? Hazreti Muhammed’den (sas) intihal yoluyla “tüm milliyetleri ayaklarımın altına aldım” dediğinize göre demek ki batıyor. Ama kime hizmeten batıyor? Lütfen söyler misiniz? Dört ayrı ırk ve otuz altı etmik gruptan oluşan ABD’de bir millet yaratmak çabası iki yüz yıldır ciddî devlet politikasıdır. AB milli devletlerden oluşur. Kendileri açısından “yaşasın milli devlet!”; bize gelince “milli devletin zamanı geçti.” Hadi ordan sen de! Topunun canı .........! Bu çifte standart batıdaki iki yüzlülüğün somut örneğidir.

Firavunların yukarıya doğru çaprazlamasına uzatılmış baş kabınının küçültülmüşünü çağrıştıran sıkmabaş turban kamu kurumlarında nihayet resmen serbest bırakıldı. Hiç kuşku yok, bu iktidarın -Allah korusun ama- tekrarı hâlinde birkaç yıla kalmaz sokaklarda zaten şimdiden görülen kara çarşaftan da geçilmeyecektir. Belli ki oy uğrunda murat da budur zaten. Ne var ki cahillik ve geri kalmuşlığın simgesi türbanlı, tesettürlü hiçbir İslam toplumu din ile, din yolundan kalkınıp da emperyalizmin oyuncağı olmaktan kurtulamamıştır!

Pakette seçim barnajına üç seçenek getirildi. Kısır tartışmalara yol açacak bu seçenek bolluğu aslında barajı indirmenin düşünülmediği gösterir. Çeşitli durumlarda olduğu gibi burada da yalnızca göz boyanmaktadır.

Sekiz yüz bin dolayında Roman (Çingene) kökenli vatandaşımız için dil ve kültür enstitüsü açılacakken hatırı sayılır bir rakam olan 10 ile 12 milyon kadar alevi vatandaşımıza açıkça avucunu yala deniliyor. İşte bu, düpedüz fanatik ayrımcılıktır.

Türk alfabesine q, w, x harfleri getirilecek, Kürtçe seçmeli dersin yanı sıra özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önü açılacak, Kürtçe özel eğitime izin verilecek ki o da tabii vatandaşın özel okula verecek parası varsa ve köy isimleri değiştirilebilecekmiş, vesaire vesaire…

Hani “dağ fare doğurdu” diye bir deyim vardır. Paketin ta kendisi. Özetle eveleme, geveleme, oyalama taktiğinin yeni bir sürümü - o kadar!

Her millet kendi yazgısını belirler, hak ettiği iktidarla yönetilirmiş. Ama ben yıne de güçlü inancımın derinliklerden sesleniyorum ya Rab!

E. Fuat TEKÇE, 3 Ekim 2013
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: E. Fuat TEKÇE

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x