Erdoğan'ın İslâma aykırı İslâmcılığı!
Tayyip Erdoğan Mersin'de "Çanakkale'de bedel ödedik, Kurtuluş Savaşı'nda bedel ödedik, darbeler, muhtıralar yüzünden bedel ödedik. Siyasi, ekonomik krizlerle, sosyal çalkantılar yüzünden bedel ödedik. Bir gerçeği gördük, milletin söz sahibi olduğu dönemlerde zaferlerin sevincini yaşarken milletin hor görüldüğü dönemlerde hep hüsrana uğradık. 1950'li yıllarda rahmetli Menderes ve arkadaşlarının ülkemizi getirdiği yere bakın, bir de 1960 darbesinden sonra kendimizi bulduğumuz yere bakın. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaz, Boşnak, Arnavut bizi böldüler, parçaladılar. Ben sizleri Türk, Kürt, Çerkez, Abaza, Boşnak, Romanıyla ayırd ederek değil yaradandan ötürü sevdim. Cuma namazında Mersin Müftüsü'nün güzel bir hutbesi vardı. Biz İslâm milletindeniz. Bizim kaynağımız, Hz. Adem ile Havva'dır. Oradan geliyoruz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız." dedi.
* * *
İşte Türkiye'nin asıl sorunu bu zihniyettir. Bu zihniyette bütün kavramlar ve tarihi olaylar birbirine karışmıştır. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda bedel ödemeyip de ne yapacaktık? Kadir Mısıroğlu'nun "keşke" dediği gibi İngiliz'e teslim mi olacaktık?
Bedel ödemeyip de ne yapacaktık? Yoksa AKP iktidarı döneminde adına anma toplantıları düzenlenen İskilipli Atıf Hoca gibi "İslâmın kilidini İngilizler koruyacaktı, size ne oluyor?" mu diyecektik? Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal Paşa'ya, Samsun'dan başlattığı kurtuluş hareketi dolayısıyla idam fetvası veren Mustafa Sabri ile birleşip Yunan uçakları ile Anadolu'ya bildiri attırarak o kahramana hakaretler mi edecektik?
* * *
Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda ödediğimiz bedelle darbeler ve muhtıralarda ödediğimiz bedel arasında ne gibi bir irtibat vardır? "İkisinde de saldırı emperyalistlerden geldi" deniliyorsa amenna! Fakat "zaferlerin sevinci yaşanırken milletin hor görüldüğü dönemler" diyerek, nereye varmak istiyoruz? Bazı hatalar yapıldı diye Cumhuriyetten intikam almak mı gerekir?
"Rahmetli Menderes ve arkadaşları" nereye getirdi Türkiye'yi? Amerika'nın kucağına getirdi! Menderes, bunu veciz bir şekilde Meclis kürsüsünden söylemiş "Donumuzu bile Amerika veriyor, Amerika buğday vermese aç kalacaktık" demiştir. İdam edilmiştir diye, bu ezik politikaları da yüceltecek miyiz?
Bizi etnik kökenlere göre kim böldü, parçaladı? Her fırsatta etnik kökenleri zikrederek bunları birleştirmekten bahsetmek ne anlama gelir? Etnik unsurların tamamı, vatandaş olmaktan dolayı Türk Milleti'nin fertleri değil midir? Bir Anayasa değişikliği Meclis'ten geçti diye milletin adını mı değiştirdiniz de "İslâm milletiyiz" diyorsunuz?
* * *
İslâm'a mensup olanlar bir "ümmet"tir ama bir "millet" değildir.
Arap, Fars, Rum milletleri gibi Türk Milleti de vardır ve Kur'an'daki ayetlere göre, Allah'ın ordusudur!
Millet olmanın kaynağı Adem ile Havva'nın çocuğu olmak değil Allah'ın insanları milletler halinde yaratmasıdır. (Hucurat 13)
Tehcirde giden Ermeniler de mübadelede giden Rumlar da Adem ile Havva'nın çocuklarıdır. Ne yapalım şimdi, Ömer Çelik gibi, onların torunlarını Türkiye'ye yerleşmeye mi çağıralım?
Veya Suriye'den gelen mültecileri de vatandaş yaparak, Adana, Mersin, Hatay, Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfa'nın nüfus yapısını mı değiştirelim?
Hepsini Anadolu'ya yerleştirip onlarla beraber mi Türkiye olalım? Şimdiye kadar ne idik?
* * *
Bu ideolojik bakış, etnik niyetlerin üstünü İslâm ile örtmeye dayalı, İngiltere tarafından teşvik edilmiş, Kadir Mısıroğlu tarafından geliştirilmiş, sadece Anayasa'ya değil, akla, mantığa, Kur'an'a ve İslâm'a da aykırı, sorunlu bir bakıştır. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı artık bu zihniyeti terk etmelidir!
Arslan BULUT, 6 Şubat 2017
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr