Erdoğan’ın “kırılma noktası” Hürriyet mi?
Tayyip Erdoğan, muhtarlara hitap ederken “Buradan çeşitli şekillerde terör örgütüne hizmet eden herkese bir çağrıda bulunuyorum, ‘Gelin bu oyuna alet olmayın. Ey medya bu oyuna alet olma.’ Erdoğan’a düşmanlığınız olabilir, ki bu düşmanlığınızı zaten attığınız başlıklarda görüyorum ama bilesiniz ki siz ne kadar düşman olursanız olun Rabbimin takdir ettiği ömrü hiçbir zaman azaltamayacaksınız ve bu mücadele azmimizi de hiçbir zaman yıldıramayacak, durduramayacaksınız ve bu oyunun kazananı asla siz olmayacaksınız” dedi.
Aslında bu sözlerle nasıl bir psikoloji içinde olduğunu açıklamış oluyor. Kim kimin ömrünü kısaltabilir ki?
* * *
Bunu geçelim ve Erdoğan’ın “Terör örgütüne hizmet eden medya” iddiası üzerinde duralım.
Bilindiği gibi yandaş medyada, koro halinde Aydın Doğan ve Doğan Grubu’nun terör örgütünü desteklediği yönünde temelsiz iddialar öne sürülüyor. Yine başlarında AKP’li milletvekili bulunan bir grup Hürriyet gazetesini iki defa bastı. Bu arada Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı, yandaş basındaki iddiaları suç duyurusu sayarak Doğan Grubu hakkında soruşturma başlattı. Doğan Grubu’nun bütün elektronik haberleşmesi de inceleniyor.
Delil olarak daha önce röportaj yapılan bir kişinin terör örgütüne katılması gösteriliyor. Oslo’da, İmralı’da ve Kandil’de PKK ile masaya oturan, Habur’dan giriş yapan PKK militanlarının ayağına seyyar mahkeme gönderenler, karşılama yaptıranlar, Doğan Grubu’nda çalışanlar değildi. Yine Dolmabahçe Sarayı’nda Abdullah Öcalan’ın yazdığı “ortak vatan” taleplerini mutabakat metni olarak kabul edenler de onlar değildi.
Fakat Tayyip Erdoğan, yine de Aydın Doğan’ı şahsen hedef alıyor! Hakkında iddialarda bulunuyor. Aydın Doğan iddiaları yalanlıyor ve hayatı boyunca “milliyetçi” olduğunu söylüyor.
Gerçi Aydın Bey’in gazetelerinde, AKP’nin “Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınmak” politikası ve ardından “çözüm süreci” desteklenmiş, buna karşılık millî çizgideki yazarların çoğunun işine son verilmiştir. Bunun sebebi, AKP’nin devletin temeli olan Türk milletini tanımaması ve rejimi değiştirmek istemesi karşısında o yazarların gidişata karşı çıkmasıdır. Buna rağmen Doğan Grubu’nun terör örgütünü desteklediğini iddia etmek mümkün değildir.
* * *
Öyleyse bu iddiaların sebebi nedir?
Türk seçmeni 7 Haziran’da AKP’yi aşağı indirmiştir. Buna rağmen AKP, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması sayesinde iktidarı teslim etmemiştir. Erdoğan da 1 Kasım’da yeniden seçim kararı almıştır. Bu seçim Erdoğan’ın söylediği gibi bir “kırılma noktası”dır ama kendisi için! Bu sebeple 1 Kasım’a kadar basında en küçük bir muhalefete bile tahammülü yoktur. Hürriyet, çok yıpranmış olsa da halen Türkiye’nin en etkili gazetesidir ve dünya çapında bir ağırlığı vardır. Bu ağırlığın en büyük dayanağı, bütün tasfiyelere rağmen gazetenin yazarları, muhabirleri ve yazıişleri kadrosudur. Dolayısıyla Erdoğan açısından Hürriyet’in susturulması hayatidir. Çünkü gerçeğin bir kelimesi bile yeterli oluyor!
Fakat sadece Hürriyet’in değil, bütün muhalif gazetecilerin üzerine gidiliyor. Erdoğan’ın avukatları, muhalif çizgideki bütün etkili yazarlar hakkında suç duyurusunda bulunuyor ve savcılar da talep Cumhurbaşkanlığı’ndan geldiği için soruşturma açıyor. Soruşturma açılan yazılara bakıyorsunuz hakaret yok, eleştiri var. Şikâyete konu yazı bulmakta da sıkıntı çekiyorlar! Öyle ki dört ay önceki bir yazıyı, zorlamayla şikâyet konusu yapabiliyorlar! Bundan anlaşılan odur ki eş zamanlı suç duyurularının tamamı siyasi amaçlıdır ve 1 Kasım seçimleri öncesinde basın özgürlüğüne aleni bir müdahaledir.
Arslan BULUT, 1 Ekim 2015
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr