Erdoğan’ın son darbesi!
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanlığı’na İsmail Rüştü Cirit seçildi.
Zühtü Arslan 2006 yılında Polis Akademisi Başkanı sıfatıyla “Kürt Meselesinin Çözümü: Türkiye Modeline Doğru” başlığı altında, “Demokratikleşme paketinde olması gerekenler ile süreç kapsamında neler yapılabileceği” konulu bir toplantı düzenlemişti. “Çözüm süreci” böyle başladı.
* * *
Zühtü Arslan, cumhuriyetin kuruluş felsefesinin olmadığı bir Anayasa taslağı hazırlayan Ergun Özbudun ekibinde de yer almıştı. Zühtü Arslan, aynı zamanda Soros’un mali destek verdiği TESEV’deki çalışmaları ile de biliniyor. Zühtü Arslan, Polis Akademisi’nde ders verirken AB’nin fonladığı TESEV’in TSK’yı hedef alan “Almanak 2005” çalışmasına katılmıştı. Fakat AKP iktidarı kendisini Polis Akademisi’nin başına getirmişti.
Almanak 2005 çalışmasını, 2006 yılında birkaç yazı ile eleştirmiş ve özetle “Soros parasıyla, Türk Ordusu’nu çözme raporu!” demiştim. Tabii Türk ordusunu çözmek için sadece rapor yetmezdi. Ülkenin milli güçlerine karşı çok büyük bir operasyon hazırlandığına dair kuvvetli emareler vardı. Bu yönde aleni uyarılar yapıyor ve herkesi uyanık olmaya davet ediyordum ama kimse burnundan kıl aldırmıyordu! Sonrasını hep birlikte yaşadık.
* * *
Yargıtay Başkanı seçilen İsmail Rüştü Cirit ise Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı iken AKBİL davasında, kayıt dışı satış yapıldığı, veri tabanının silindiği gibi iddialarla yargılanan dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan ve ekibi hakkında beraat kararı vermesi ile biliniyor. Cirit, daha sonra Yargıtay üyeliğine getirilmişti. Cirit, başkan seçildikten sonra halkın teveccühüne teşekkür etti! Seçimi halk mı yaptı? Herhâlde kendisine oy veren hâkimlerden bahsediyor. Oysa Anayasa Mahkemesi’nde görevi sona eren Haşim Kılıç, “En ücra köşeye gidin oradaki hâkim ve savcıların hangi siyasi görüşe yakın olduğunu vatandaşlar biliyor. Böyle bir yargı ile devam edemeyiz. Bunun sebebi yargıdaki seçimler. Yargıdaki seçimler, yargıyı çürütüyor” diyor.
Her neyse, Tayyip Erdoğan, böylece rejim değişikliği yolunda iki adım daha atmış oldu. Bunların da yetmeyeceğini biliyor elbette. Son darbeyi seçimlerde vurmaya hazırlanıyor.
Vatana-millete hayırlı uğurlu olsun.
Ahmet Türk kim adına utanç duyuyor?
Mardin Büyükşehir Eş Başkanı Ahmet Türk, Hamburg’da yaptığı konuşmada “Halkımızın özgür olması coğrafyamızdaki Ermeni’nin, Süryani’nin, Ezidi’nin ve herkesin özgür olması anlamına geliyor. Türkiye’nin demokrasi güçleri ile yeni bir yaşamın nüvelerini atıyoruz. Bütün çalışmalarımızın temelinde halkların kardeşliği esprisi vardır. Atalarımızın Ermeni ve Süryani halkına yaptıklarından dolayı utanç duyuyoruz” dedi.
* * *
“Atalarımız” derken Ahmet Türk, kimi kastediyor acaba?
Ziya Gökalp’ın “Şaki İbrahim Paşa Destanı” nda geçen Kanco’yu mu?
Kendi memleketi Diyarbakır’a sürgüne gönderilen Ziya Gökalp, bölgede güvenliği sağlamak için kurulmuş Hamidiye Alayları’nın başındaki Milli Aşiret Reisi Şakir İbrahim Paşa’nın adının karıştığı soygun ve baskın olayları karşısında, 1907 yılında halkı direnmeye davet etmiş ve eyleme yöneltmişti. Ziya Gökalp ve arkadaşlarının önderliğinde halk, telgrafhaneyi ele geçirerek saraya telgraflar çekmişti. Hükümet, İbrahim Paşa ve alaylarını bölgeden uzaklaştırmak zorunda kalmıştı. Gökalp, ilk eseri olan Şaki İbrahim Destanı’nda bu olayı anlatmıştır. Destanda Hamidiye Alayları içinde bir Yüzbaşı Hüseyin vardır ki alayın kâtibi ve sancaktarıdır. Aslen Mardin’e bağlı Derik ilçesinin Kasrıkanco köyündendir ve Yezididir. Gökalp’in destanında halkı soyanların elebaşısı olarak “Hain Kanco” adıyla geçer! Ahmet Türk kimden utanç duyuyor, kendisine Kasrıkanco’yu miras bırakan Yüzbaşı Hüseyin’den mi?
Arslan BULUT, 11 Şubat 2015
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr