Erdoğan'ın vicdanı hiç mi sızlamıyor?
MHP’nin Kızılcahamam kampında “Arap Baharı”nın etkisine giren ülkelerin durumu görüşülürken, Fas, Suudi Arabistan, Ürdün, Umman, Katar, BAE gibi ülkelerin neden bu ayaklanma dalgasından etkilenmediği de sorgulandı..Çünkü bu ülkeler Amerikan güdümlü iktidarlar tarafından yönetilmektedir.
Bahreyn’de bir ayaklanma oldu ama onu da Suudi Arabistan’dan gönderilen özel kuvvetler bastırdı. Çünkü Bahreyn de Amerikan güdümündedir. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan, Fas, Suudi Arabistan, Ürdün, Umman, Katar, BAE ve Bahreyn gibi ülkeler için “Zulüm ile âbad olunmaz. Artık otokrasi dönemleri bitiyor. Totaliter rejimler gidiyor. Artık halkın iktidarı geliyor” diyemez.
ABD güdümlü bir iktidar bulunmayan Suriye için “Suriye’de de halkına zulmedenler ayakta kalamayacaklardır” der.
***
Meselenin bir de Türk Milleti’nin bütünlüğünü hiçe sayan bir tarafı var ki ona da CHP’nin Suriye gezi heyeti içersinde yer alan CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı işaret etti.Atıcı, “Mısır’ın Al-Shorouk gazetesine verdiği demeçte ‘Suriye’de meselenin Şiilerle Sünniler arasında bir iç savaşla nihayete ermesinden korkuyorum’ diyen Tayip Erdoğan ‘Alevilerin rejim içinde ve güvenlik birimlerinde önemli pozisyonlarda olduğunu’ belirtmiş ve ‘Halkın öfkesi de onlara yönelik’ demiştir. ‘Eylemcilerin ölümünden sorumlu tutulan bir grup hükümet yanlısı milisin de Alevi mezhebinden olduğunu’ belirten Erdoğan, bunun da ‘Alevilerle sünni çoğunluk arasındaki anlaşmazlığı derinleştirdiğini’ dile getirmiştir” bilgisini verdikten sonra bu söylemleri yanlış ve tehlikeli bulduğunu ifade etti ve “Suriye halkının sorunları etnik veya mezhepsel sorunlara dayanmamaktadır.
Sorun, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ve demokratikleşememe sorunudur. Sorunu çarpıtarak kendi zihnindekileri ‘gerçekmiş’ gibi yansıtmak Başbakan için yeni bir şey değildir. Halkımız artık bunları daha net görmektedir” diye konuştu.
Atıcı, “AKP zihniyetinin yurtiçindeki sözcüsü Hüseyin Çelik’in Suriye ile ilgili mezhep temeline dayalı bölücü ve saldırgan açıklaması henüz manşetlerden inmemişken, ustası Erdoğan’ın bu kışkırtıcı ve hatta ‘hedef gösteren’ sözleri çok tehlikelidir” dedi.
***
Bu tespitler, AKP iktidarının Türkiye’nin başına çok büyük belalar açacağını gösteriyor. Suriye’de Alevi-Sünni çatışması varmış gibi göstermek, meseleyi oraya doğru sürüklemek anlamına gelir.
Suriye halkı, silahlandırılmış üç-beş bin kişinin ayaklanma çıkarma girişimlerine yüz vermeyince, Alevi-Sünni çatışması çıkararak ülkeyi çökertmek ABD’ye yakışır! Zaten Irak’ta İngiltere ile birlikte yaptıkları budur. Ancak Türkiye Cumhuriyeti adına konuşan bir kişinin, olmayan bir Alevi-Sünni çatışmasını dillendirmesi vahimdir.
***
Peki Erdoğan neden böyle yapıyor? Hiç mi vicdanı sızlamıyor?
Aslında Tayyip Erdoğan, Amerikalılar ile özel görüşmelerine Belediye Başkanı iken başlamıştı. O görüşmelerde yaptığı konuşmalar, verdiği sözler Amerikalılar tarafından kaydedilmiştir. Hatta, bu kayıtların kendisine karşı bir şantaj aracı olarak kullanıldığına dair iddialar da vardır.
Her ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, ABD’nin bütün taleplerini harfiyen yerine getirmesi, Türkiye açısından kabul edilemez.
Arslan Bulut / 18 Eylül 2011