Erdoğan kimin vagonudur?Tayyip Erdoğan, MHP’yi CHP’nin vagonu olmakla suçluyor. Böylece, hayır cephesinde bir bölünme meydana getirmeye çalışıyor.
Benim gördüğüm ise CHP ve MHP, ülkenin içine düşürüldüğü tuzakları görerek, referandum gibi konularda benzer politikalar takip ediyor.
MHP’nin referandum sürecinde ortaya koyduğu söylem, Türk Milliyetçiliği olarak ifade ettikleri ideolojinin de gereğidir. Yani, MHP bu süreçte tamamen kendi çizgisine uygun hareket ediyor.
Elbette bütün partiler gibi MHP’nin de eleştirilebilecek çok yönü vardır. Mesela, referandum kampanyasında gündemi belirleyemiyorlar. Ancak ortaya koydukları bakış açısına da kimse cevap veremiyor. Mesela Bahçeli, “Cumhuriyetin ilkelerini ve üniter yapısını tartışmaya açmak, etnik kökene dayanıp millet bütünlüğünü yıkmaya çalışmak, devlete kastetmekle eşdeğerdir, ihanettir” diyor, Tayyip Erdoğan susuyor!
Peki
Tayyip Erdoğan bugüne kadar kimlere vagonluk etmiştir?Notlarımı filan karıştırmadan ilk aklıma gelenleri söyleyeyim:
Erdoğan, Yahudi spekülatör Soros’a vagonluk etmiştir.
Erdoğan, Yahudi işadamı Ofer’e vagonluk etmiştir.
Erdoğan, Ford, Citigroup, Newmont Mining, Metro AG, BNP Paribas, Arcelor, Hyundai, Unilever, ISCAR, Merloni, Fiat, Telecom Italia ve Pirelli, Toyota, Nortel, Corus, Mitsui, Daimler Chrysler ve Unicredit şirketlerine vagonluk etmiştir.
Bilindiği gibi Tayyip Erdoğan’ın davetiyle İstanbul’da her sene toplanan Yatırım Danışma Konseyi’nde Türkiye’yi paylaşma toplantıları yapılır. Uluslararası Yatırım Danışma Konseyi üyeleri, daha çok ABD ve İngiltere merkezli şirketlerden oluşur ve bunların da çoğu Yahudi sermayesidir.
Bunları davet eden de Erdoğan’dır.
Telekom’u Hariri ailesi üzerinden İngiliz istihbarat servisine satan Tayyip Erdoğan’dır.
Amerikan Cargill firması için yasa üzerine yasa çıkarılmasını sağlayan Tayyip Erdoğan’dır.
Mossad ikinci başkanı David Kamhi’nin Ankara’da glokalleşme toplantısı düzenleyip, Türkiye’nin şehirlerini küresel hükümete bağlama operasyonunda vagonluk eden Tayyip Erdoğan’dır. Toplantıya bizzat katılıp destek vermiştir.
Küresel güç merkezlerinin Türkiye’yi 16 eyalete bölme operasyonu demek olan demokratik özerkleşme projesini, daha iktidara gelmeden kendisine gönderilen gizli memorandumu parti programı haline getiren ve yerel yönetimlere özerklik vermeyi kabul eden, söylece CFR denilen güç odağına vagonluk eden Tayyip Erdoğan’dır.
Erdoğan, bugüne kadar Türkiye’nin Başbakanı gibi değil, ABD’nin, AB ülkelerinin, İsrail’in Türkiye’deki sözcüsü gibi davranmıştır.
Millet, cenazelerde Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına “Bush’un emrinden çıkın” diye bağırmıyor muydu?
Tayyip Erdoğan MHP’den işte bunun için rahatsızdır. Çünkü bağıranların MHP’liler olduğunu öğrenmişti.
Erdoğan’ın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 2003 yılı Mayıs ayında Londra’da, ünlü Citigroup’un düzenlediği program çerçevesinde, Rotschild gibi Yahudi ailelerine, BP’ye ve Shell şirketlerinin sahiplerine, Tüpraş, Petkim, Milli Piyango ve Tekel’i pazarlarken itiraz edenlere de “babalar gibi satarım” diyordu.
Özelleştirme adı altında, Türkiye’nin en büyük servetlerini, bankalarını, maden arazilerini Rio Tinto ve Citibank’a devreden Tayyip Erdoğan’dır.
“Türk” kavramını etnik bir kimlik gibi takdim eden Tayip Erdoğan’dır.
Etnik gerekçelerle Türkiye’nin çimentosu olan “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözüne karşı çıkan ağız Tayyip Erdoğan’ın ağzıdır!
Tayip Erdoğan, Yahudi sermayesinin Türkiye temsilcisi gibidir. Öyle ki Türkiye-Suriye sınırını İsrail firmasına devredebilmek için gırtlağını yırttı neredeyse..
Arslan BULUT / 12.08.10 / YENİÇAĞ