Erdoğan, Türkiye’ye ANAP’ın hediyesidir

Erdoğan, Türkiye’ye ANAP’ın hediyesidir

İletigönderen Tsigalko » Pzr Tem 15, 2007 3:15

Erdoğan, Türkiye’ye ANAP’ın hediyesidir

İddia ediyorum: Anavatan Partisi’nin basireti bağlanmasaydı, bugün Türkiye’de RTE diye bir siyasetçi ve AKP diye bir parti yoktu.
Önce, eski defterleri karıştırmak nereden çıktı, 13 sene sonra bu konu nereden aklıma geldi, onu söyleyeyim.

Hürriyet’in haberi ‘ERDOĞAN’IN RAKİBİ, CHP’DE İLHAN KESİCİ’ diyordu.

“Türk siyasetinde Demirel ailesinin damadı olarak tanınan DPT eski Müsteşarı İlhan Kesici, Baykal’ın davetini kabul ederek, milletvekili adaylığı için CHP’ye katıldı. 1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi adayı Tayyip Erdoğan’a karşı Anavatan Partisi’nin adayı olarak seçimlere giren ve çok az farkla seçimi kaybeden Kesici’nin İstanbul 1’nci bölgeden aday olacağı kaydedildi.” (Hürriyet, 22 mayıs)


*

Biliyorsunuz, Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk siyasi hayatında yıldızı 27 mart 1994 günü parladı. Refah Partisi’nin eski İstanbul İl Başkanı olan RTE, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra Allah ve ABD ona ‘YÜRÜ YA KULUM’ dedi, Erdoğan bugün geldiği noktaya yürüdü.

Eğer 27 mart seçimlerini kaybetseydi, % 99.99 ihtimalle bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın adı hatırlanmıyor olacak, AKP macerası hiç yaşanmayacaktı.


*

27 mart 1994 yerel seçimleri öncesinde, Konda Araştırma ve Danışmanlık Şirketi, Kanal D, Milliyet gibi yayın organlarının yanısıra, adaylar ve ANAP için de kamuoyu araştırmaları yapıyor. Ben de şirket müdürü sıfatıyla partilerle yakın temas içindeyim.

Seçime üç dört gün kala, Anavatan Partisi’nin İstanbul-Fulya’daki seçim merkezindeyiz.

Mesut Yılmaz’ın (partide yetkisiz ama etkili ve her şeye maydanoz) kardeşi Turgut Yılmaz, İstanbul’da yürütülen kampanyanın yöneticilerinden (bugünlerde AKP’den tekrar siyasete girmesi söz konusu olan) Cem Kozlu ve ANAP’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayı (bugünlerde CHP’den tekrar siyasete girmesi söz konusu olan ve İstanbul’da, Erdoğan’la aynı çevreden seçime gireceği iddia edilen) İlhan Kesici. Ve bendeniz.

Seçimden önceki son toplantımız. Elimizdeki son anketi ANAP yöneticilerine sunuyorum:

Kararsızlar dağıtıldıktan sonra durum şöyle:

1. İlhan Kesici (ANAP) % 24.9
2. Zülfü Livenile (SHP) % 24.7
3. Recep Tayyip Erdoğan (RP) % 23.1
4. Bedrettin Dalan (DYP) % 15.5


Diyorum ki, mealen:

- Beyler, elimizdeki son ankete göre, birinciyle üçüncü arasında sadece 1.8 puanlık bir fark var, ki bu hata payı sınırları içinde. Demek ki üç aday da bu seçimi kazanabilir. Ankette ANAP önde görünüyor ama istatistik açıdan bu bir şey ifade etmez.

- Yani?

- Yanisi şu: eğer bu anket doğruysa – ki öyle olduğuna inanıyorum – bu tablodan Refah Partisi galip çıkar!

Ve niye böyle düşündüğümü anlatmaya çalışıyorum.

ANAP’lı aday ve iki yönetici şüpheli gözlerle beni dinliyorlar.

- Yani?

- Yanisi şu: sizinle anlaşmamız bugün burada bitiyor. Ben biraz sonra elinizi sıkıp, size iyi şanslar dileyecek ve şu kapıdan çıkıp gideceğim. Ama aylardır sizin anketlerinizi yürütüyorum, bir anlamda kamuoyu danışmanlığınızı yapıyorum. Sizi uyarmak zorundayım: son bir hamle yapmazsanız, seçimi Refah Partisi kazanmak üzere...

‘Sen kendi yaptığın ankete inanmıyor musun?’dan tutun da ‘Yok kardeşim, bu iş tamam!’a (İlhan Kesici) hatta ‘Sen bu işi hiç bilmiyormuşsun!’a kadar (Turgut Yılmaz) her türlü eleştiriyi dinledikten sonra, son bir kez ısrar ettim:

- Profesyonel açıdan size söylemek zorundayım. Mutlaka son bir hamlede bulunmanız gerekiyor. Dalan’ın ANAP lehine çekilmesini mi temin edersiniz, çok ses getirecek bir çıkış mı yaparsınız, olmayacak bir vaatte mi bulunursunuz... Siyasi karar size ait, bir kamuoyu araştırmacısı olarak görevim size, son bir kez ‘Vurucu bir hamle indirmezseniz, bu seçimi Recep Tayyip Erdoğan kazanabilir’ demek...

Turgut Yılmaz bana bu işten hiç anlamadığımı bir kere daha hatırlattıktan sonra, tok sesiyle İlhan Kesici konuyu kapadı:

- Tamam Serdar, teşekkür ederiz, iyi günler!

- Peki, pazartesi sabahı bu konuştuklarımızı hatırlayacaksınınz!..

*

Elimizdeki bu anketin sonuçları, seçime 24 saat kala, Milliyet gazetesinde de yayımlandı.

O yayın, benim kamuoyu araştırmaları kariyerimdeki en riskli anket yayınıydı. Lafı uzatmamak için, bu anketten aşağıda, ayrı bir yazı olarak bahsedeceğim. Ama Milliyet’in korkarak küçük kullandığı haber özelte şöyle diyordu:

... üç parti, ANAP, SHP ve RP ‘hata payı içinde’ bu kentte şanslı. KONDA’ya göre, ANAP az farkla önde olmakla birlikte, seçimin sonucunu katılım oranı ve seçmenin sandık başında vereceği karar belirleyecek. KONDA’nın yorumu şöyle: “Seçmen sandığa da anket günündeki tereddütleriyle giderse, bu tablodan Refah çıkar.” (Milliyet, 26 mart 1994)


*

27 Mart 1994 İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı seçimi sonuçları:

RECEP TAYYİP ERDOĞAN (RP) % 25.19

İLHAN KESİCİ (ANAP) % 22.14

ZÜLFÜ LİVANELİ (SHP) % 20.30

BEDRETTİN DALAN (DYP) % 15.46

*

Yazının başındaki iddiamı bir kere daha tekrarlıyorum:

ANAP yöneticilerinin basiretsizliği, beceriksizliği ve yetersizliği sayesindedir ki, Recep Tayyip Erdoğan Türk siyasetinde parlamıştır. Eğer sözünü ettiğim toplantıda İlhan Kesici, Cem Kozlu ve Turgut Yılmaz ‘sen bu işten hiç anlamıyorsun kardeşim’ dedikleri Serdar’ı dinleselerdi...
iddia ediyorum, bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın adını bile hatırlayan yoktu!


[img]http://onpunto.com//Blogs/serdardevrim/recep.jpg[/img]
Serdar Devrim, mayıs 2007[/align]
Kullanıcı küçük betizi
Tsigalko
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 23:17

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

cron

x