Erdoğan yüzünü Yahudi sermayesine döner mi?
Yurt dışı gezi programı henüz bilinmiyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük olasılıkla Eylül ayı sonunda BM yıllık Genel Kurul toplantısına katılmak için New York'a gidecek.
Erdoğan bu geziyi yapmak zorunda.
Ekonominin iyi olmadığı sır değil.
Uluslararası sermayenin merkezi sayılan New York, Türk ekonomisinin geleceği açısından hayati önem taşıyor.
Ekonomik veriler S.O.S işareti veriyor.
Kredi kuruluşlarının verdiği zayıf notlar Türkiye'ye uluslararası sermaye girişini önlüyor.
Ekonomi milyarlarca dolar borç korkusuyla saklambaç oynuyor.
Turizmin dibe vurduğu sahillerin, acıklı halini gözler önüne seriyor.
Kel Arapların 'saç nakli turizmi' İstanbul Taksim'de sıradan bir kaç oteli bile tatmin etmiyor. Sahillerdeki turistik tesisler kan ağlıyor.
Avrupalı, Amerikalı turistlerin listesinde Türkiye yok artık. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın güncellediği son 'seyahat uyarısının' etkileri sadece turizmi değil, yabancı yatırımı da uzun süre engelleyecek.
Türkiye'yi önümüzdeki dönem yalnızlaştıracak (terör, insan hakları v.s) örnekleri çoğaltmak mümkün.
Washington-Ankara ilişkileri giderek kötüleşiyor.
Başkentlerden yapılan açıklamalar daha da kötüleşeceğini gösteriyor.
Rıza Sarraf dosyası henüz kapanmış değil. Sarraf'ın kapalı kapılar ardındaki itiraflarını bilemiyoruz. New York Güney Bölge Savcılığı, yeni isimlerin yer aldığı yeni bir iddianame çıkarırsa şaşırmamak lazım.
ABD Hazine Bakanlığı'nın Halkbank'a keseceği muhtemel ceza gündemde olmaya devam ediyor. Cezanın miktarı ve başka bankaları kapsayıp kapsamayacağını henüz bilmiyoruz ama ceza 'Trump Yönetimi'nin beyzbol sopası' gibi bir kenarda bekletiliyor.
Uzmanlar, Türk ekonomisinin acilen 'yabancı yatırım ve taze paraya' her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan son derece kötü ekonomik koşullar altında New York'a gidecek.
Bu kez gündeminde 'Kudüs'ün başkent olup olmadığı yada 'Dünya beşten büyüktür' gibi argümanlar olmayacak.
Her nekadar üstü örtülmeye çalışılsa da Erdoğan’ın ABD'ye her gidişinde 'Yahudi sermayesi ve Lobisi’yle görüştüğü biliniyor. Bu kez durum daha da farklı.
Yahudi sermayesiyle yakınlaşmasını gerektiren acil nedenler mevcut.
Yahudilerin New York finans çevreleri üzerindeki etkisi Erdoğan’ı yeniden aynı masaya oturtmaya zorlayacaktır.
Tıpkı 2016 yılında New York Peninsula Otel'deki buluşma gibi.
Şartlar 2016 yılında BM toplantıları için gittiği New York’ta ünlü Henry Kissinger ve Yahudi tarihinin meşhur 'Rothschild' Aile’sinin temsilcisi James ve 'elit' Yahudi sermaye temsilcileriyle yaptığı toplantıyı hatırlatıyor.
Bloomberg kuruluşunun başındaki Michael Bloomberg'e toplantı düzenlemesi için yine iş düşecek gibi!
Tabii Anti-Defamation League (ADL), Jewish Congress (WJC), American-Israeli public Affairs Committee (AIPAC) gibi etkin İsrail lobilerinin çabalarını da yabana atmamak lazım!
Yılmaz POLAT, 2 Temmuz 2018