Ergenekon kumpasını başlatan Gül ve Koru artık konuşmalı
Ergenekon gerekçeli kararıyla birlikte dava çöktü ve yeni süreç başladı…
✔ Abdullah Gül, “Delillendirin, savcı bulun” dedi ve operasyonlar başladı.
✔ Gül, bir grup gazeteciye “Ümraniye'deki bombaların arkası gelecek” dedi.
✔ Fehmi Koru, sözde Ergenekon belgelerini ilk kez 2001'de yazan ‘gazeteci'.
✔ Aynı Koru, FETÖ ile mücadele eden SÖZCÜ'ye operasyonu başlatan isim.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yayınladığı 739 sayfalık gerekçeli kararda “Ergenekon adı altında bir terör örgütünün varlığına hükmedilemedi” denildi… O zaman arşivi açalım… Bir grup gazeteci, İstanbul Çırağan'da önemli bir yemeğe davetlidir. İsimlerini yazmıyoruz çünkü Can Dündar hariç hiçbiri o yemeği daha anlatmadı… (Siz o gazetecileri tahmin edersiniz) Yıl 2007'dir ve Ümraniye'de bir gecekonduda el bombaları bulunmuştur… İşte o günlerde Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül gazetecilere off the record (yazılmamak kaydıyla) şu cümleleri kurar: “… Bu bombalara dikkat edin. Bunun arkası gelecek…” Milliyet'te yazdığı günlerde Can Dündar bu cümleyi tam 5 yıl sonra açıklar… 13 Aralık 2012'de yazısının başlığı “Abooov”dur ve Gül'ün anlattıklarından sadece bir cümleyi öğrenebiliriz! Yani Gül, Fetullahçılar'ın operasyonlarını önceden biliyordu ve Ergenekon'un arkasının geleceğini de birileri ‘fısıldamıştı'… Belki de operasyonların tam göbeğindeydi! Ümraniye'deki bombalardan 1 yıl geriye dönelim…
ABDULLAH, GÜL MİT VE EMNİYET'TEN BRİFİNG ALDI
Tarih 17 Mayıs 2006… Alparslan Arslan'ın faili olduğu Danıştay cinayetiyle Türkiye başka bir rotaya hızla ilerledi. Cinayetten üç saat sonra dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin Meclis'te, “Sürprizlere hazırlıklı olun” dedi. 18 Mayıs 2006'da da Bakan Şahin'in ‘gizli' diye açıklamadığı bilgileri, İstanbul Emniyeti'nden üst düzey bir polis müdürü, Hürriyet'e şöyle özetledi: “Avukat Alparslan Arslan'ın otomobilinde 'Ulusal Haber'e ait kart ile 'Vatansever Kuvvetleri Güç Birliği Hareketi Genel Başkan Yardımcısı' yazan bir kartvizit bulundu. Danıştay saldırısını yapanlarla Cumhuriyet Gazetesi'ni bombalayanlar yüzde 99 aynı kişiler. Eyleme katılanlar toplam 3-4 kişi. Arslan, siyasallaşmış mafya uzantısı.” Ve saldırıdan iki yıl sonra 4 Temmuz 2008'de Radikal'den İsmet Berkan'dan şunu öğrendik: “…2006 Mayıs ayında Alparslan Arslan, Danıştay'da katliam girişiminde bulunduktan hemen sonra, Başbakan Yardımcısı sıfatıyla Abdullah Gül, Emniyet ve MİT'ten kendisine bu saldırıyla ilgili bilgi sunmalarını istedi. Kısa süre sonra iki kuruluş art arda gelerek Gül'e birer brifing verdiler. Bu brifinglerde Emniyet Genel Müdürü bir de ilişkiler şeması gösterdi Gül'e. Bu şema, aynı zamanda Ergenekon'un ‘çete' tarafını oluşturan, silahlı-külahlı işlere karışanların şemasıydı. Aslında Abdullah Gül çok kararlıydı, ‘Haydi' dedi, (Bana anlattığınızı delillendirip savcıya da anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın.)…” Ve deliller arka arkaya yağmaya başladı… Devam edelim…
‘SAVCI BULUN, DELİLLENDİRİN’ TALİMATIYLA KUMPAS BAŞLADI
Ne Ergenekon var ne de Danıştay saldırısı olmuş… Emniyet İstihbaratı'nda Fetullah'ın “Yüksek Askeri Şura” Başkanı polis şefi Recep Güven (Firari) bir şema hazırlar… Şema ciddiye alınmaz… Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'na Ramazan Akyürek getirilince… Bir de arkasından Şubat 2007'de Ergenekon operasyonunu yürütecek olan polis müdürü Ali Fuat Yılmazer, Ankara'dan İstanbul'a atanınca… 17 Mayıs 2006'da yaşanan Danıştay cinayetinin ardından sözde şema Abdullah Gül'e de sunulur. Gül, “Savcı bulun, delillendirin” der. O savcı Zekeriya Öz olur ve 12 Haziran 2007'den sonra dalga dalga operasyonlar gelir. Yani… Gül'ün Çırağan'da bir grup gazeteciye ‘O bombaların arkası gelecek' cümlesi bilinçli bir konuşmadır… Ki, Gül'ün bütün adımları bilinçlidir! Peki… Çırağan'daki o gazeteciler neden hâlâ konuşmuyor? Şimdi gelelim konuşması gereken esas isme…
Abdullah Gül'ün yakın arkadaşı, Savcı Zekeriya Öz'ün evrakçısı, SÖZCÜ'ye kumpasın mimarı Koru!
Tarih 2 Mart 2001… Tuncay Güney isimli şahıs, araçlara sahte ruhsat ve plaka hazırlamaktan şikayet üzerine İstanbul Asayiş Şube tarafından gözaltına alınır. Sorgusu sürerken, Emniyet İstihbarat'tan bir polis Güney'i merak eder ve Asayiş Şube'ye gider. Çünkü genç yaşta Fetullah Gülen, Veli Küçük gibi isimlerle ilişkiye geçebilen Güney'i tanımak ister. İstihbari anlamda da rapor hazırlayacaktır. O görüşme kayıt altına alınır. Fetullahçı olmayan polisin Güney'le görüştüğü duyulunca ‘cemaatin' Organize Şube'deki memurları Serdar Güldalı ve Ahmet Davulcu Ankara'dan gelen talimatla harekete geçer. Tuncay Güney Asayiş Şube'den Organize Şube'ye götürülür. Güldalı ve Davulcu, Emniyet İstihbarat'tan polisin Güney'le kayıt altına aldığı sohbeti okuyup soru hazırlar. Ve kritik isim Ankara'dan gelir. Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nın Organize Şube Müdürü Recep Güven…
Bugün firari olan Güven'in başkanlığında sorular hazırlanır ve Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan bilgilendirilir. Meşhur 9 saatlik ifade çıkar. Saçan, dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'e ifadeyle ilgili raporunu sunar. Engin de ‘Kurumları incitmeyecek şekilde araştırın' der. Güney'in anlattıkları uzun bir süre araştırılır ve delillendirilemez. Hatta bir arkadaşıyla kaldığı evde yapılan aramada çıkan “Ergenekon Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi”, “Lobi”, “Ulusal Medya”, “Birleşik Komün Girişimi” gibi belgeler de incelenir. Yine delil bulunamaz… Ancak… 30 Nisan 2001'de Fehmi Koru (Taha Kıvanç) Tuncay Güney'den çıkan belgeleri kaleme alır. 12 Mayıs 2001'de de ‘cemaatin' dergisi Aksiyon ‘Sivil Ergenekon' başlıklı kapak dosyası hazırlar! Yani Ergenekon'un alt yapısını Abdullah Gül'ün yakın arkadaşı Fehmi Koru hazırlar! Ve aynı Fehmi Koru… SÖZCÜ Gazetesi'ne karşı başlatılan ve süren FETÖ operasyonun da merkezindeki kişi… 24 Nisan 2010 tarihinde Yeni Şafak'ta Taha Kıvanç kod adıyla yazdığı köşesinde çıkan yazısıyla 7 yıl sonra SÖZCÜ'ye yönelik davalar açıldı… Aynı Koru mahkemeye gelip bu ifadesini yalanladı ve “Esprili bir yaklaşımla yazdım” diye kendisini savundu.
Aytunç ERKİN, 7 Eylül 2019