kgursu yazdı:.
Bekir Coşkun, Özkök yok mu!Tuncay Güneyin sorgu kasedi MİT tarafından Ergenekona bakan mahkemeye gönderildi.Bilirkişi tarafından çözümlenen ses kayıtlarında sorguda Güneye işkence yapıldığı tespit edildi. Veli Küçükle bağlantılı gazetecileri soran polislerin, Bekir Coşkun ve Ertuğrul Özkökün isimlerini kendileri söyleyip, Güneye tekrarlatarak dosyaya dahil etmeye çalıştıkları görülüyor.
MİT tarafından Ergenekon davasına bakan İstanbul 13ncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen ses kayıtlarında, Tuncay Güneyin ifadesinin işkenceyle alındığı ortaya çıktı.
Mahkemenin atadığı bilirkişi Battal İnal tarafından çözümlenen sorgu kayıtlarında, sorgucular Güneye Bekir Coşkun, Ertuğrul Özkök gibi isimlere dikte ettirerek dosyaya dahil ediyor. "Veli Küçük ve ekibinin telefon dinlemelerini yaptığı yer neresiydi?" sorusuna sorgucular istedikleri yanıtı alamayınca ses kaydında bağırma, kusma sesi, "Sık ta.ağını" talimatları duyuluyor. İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, 2 Mart 2001de gözaltına aldığı Tuncay Güney, mülakatlarda çekilen görüntü kayıtlarında rahat tavırlarıyla dikkat çekiyordu. Ama bu ifadelerin işkence altında alındığını ileri sürmüştü.
İşkenceyi belgeleyen ses kayıtları, Ergenekon Davasına bakan İstanbul 13ncü Ağır Ceza Mahkemesinin MİTe, Tuncay Güney ve Ergenekonla ilgili ne gibi çalışmalar yaptığını sorması üzerine ortaya çıktı. Mahkemenin bu isteği üzerine MİT müsteşarı adına Hukuk Müşavir Vekili S. Asuman Bozoklu, davanın 31inci duruşmasında bir yazı gönderdi. Yazının ilk paragrafında 3 Temmuz 2002 yılında MİTe posta kanalı ile isimsiz ve imzasız bir ihbar mektubu ile birlikte altı CD gönderildiği belirtildi. Mahkeme heyeti, MİTin elindeki dökümanları incelenmek üzere istedi. Gelen CDler ve mektup incelendi.
5 numaralı CD5 numaralı CDdeki "T.G sorgu kaydı" kodlu dosyada bugüne kadar ortaya çıkmayan bir ses kaydı vardı. Mahkeme, bilirkişi olarak Battal İnalı atadı ve CDdeki ses kaydının dökümünün çıkartılmasını istedi. Bu ses kaydının dökümü, geçen hafta Cuma günü dava dosyasına girdi.
3 kişi sorguladıErgenekon operasyonu kapsamında halen tutuklu bulunan Adil Serdar Saçan, Tuncay Güneyin gözaltına alındığı 2001de Organize Suçlarla Mücadele
Şube Müdürüydü. Tuncay Güneyin sorgusuna ise aynı şubeden emniyet amirleri Kemal Karademir, Ahmet İhtiyaroğlu ve İstihbarat Şubesinden Hakan Ünsal Yalçın girmişti. İncelenen sorgu ses kayıtlarında da 3 sorgucu bulunuyor. Sorgucular S1, S2 ve S3 olarak kodlanmış.
Tamam söyledim...
Bir daha söyle
Sorgulamanın ileri aşamalarında, sorgucuların soruları ile Tuncay Güneyi yönlendirdikleri ve kendi söyledikleri isimleri Güneye tekrarlatarak dosyanın içine dahil ettikleri anlaşılıyor. Burada özellikle gazetecilerin isimlerini Tuncay Güneye söylettirmeye çalışıyorlar:
S2: Böyle basında Veli Küçükün sözünden çıkmayan, istediği gibi yazılar yazdırabileceği isimler yok mu? Mutlaka vardır.
S1: Yani Bekir Coşkun.
T.G: Enis. Onları söyledim. Tamam
S2: Onları tekrar. Bir daha söyle
TG: Bekir Coşkun var. Enis Berberoğlu var. Bekir Coşkun, Enis Berberoğlu, Doğu Perinçekin etrafındaki o tüm kadro. Şey olarak. Ondan sonra kim var. Türkiye Gazetesinden Aslan Tekin var. Kurultayda Aslan Bulut, Necdet Sevinç var
S1: Aslan Bulut
TG: Necdet Sevinç
S1: Necdet Sevinç, Kurultayda, başka?
T.G: Ondan sonracıma. Zaman Gazetesinde Hüseyin Gülerce var. Zaten bütün kadro hiç yazı yazmıyor, Aksiyon dergisi dahil. Ama Zaman Gazetesinden yönlendirmeyi Hüseyin Gülerce yapıyor. Başka şeyinden çıkmayacak Gülçin Telci vardı. Onun sözünden çıkmazdı. Bekir Coşkun kati suretle bişey yapmazdı çıkmazdı. Patron olarak Dinç Bilgin vardı.
S2: Ertuğrul Özkök
TG: Ertuğrul Özkök var. Hiçbir zaman
TG: Bir tek Veli Küçükün kontrol edemediği bir yer var. Milliyet Gazetesi. Daha çok Radikaldeki Tuncay Özkan onlarda Milliyet Gazetesi ve Radikal. Niye diyeceksiniz? Aydın Doğandan dolayı mı? Hayır generalleri Aydın Doğan tehdit etmişti. Ben o zaman Milliyette çalışıyordum.
Şeylerini koparırım seninSorgunun ilerleyen kısmında telefon dinlemeleri yapıldığı yer konusundaki soruya tekrar gelen sorgucular, istedikleri yanıtı alamayınca bu sefer de Tuncay Güneye dallama diye hitap ediyorlar. Veli Küçükün silahlı kanadı kim şeklindeki soruya da yanıt alamayınca hakaretler sertleşiyor.
S1: Hiç bu ara, peki Veli Küçükün silahlı kanadı kim?
TG: Bilmiyorum onu ben
(Bilirkişinin analizi: Anlamsız kelimeler, cık cık şeklinde sözler, dalga geçme.
S3: İtirafçılar (diye bağırdı) doğru konuş lan oğlum benim ağzımı açtırma
TG: İbrahim Babatları söyledi. Ben Sami Demirkıran diye bir çocukla tanıştım. O çocukla ilgili doğuda İsmail Yediyıldız diye Veli Paşanın da tanıdığı birisiyle çalışmış. İbrahim Babat, Sami Demirkıran
S: Kim bunlar?
TG: İtirafçı efendim
S3: Aç aç haline bak diye bağırdı, aç, aç, aç)
S: Peki şey bu Sabancı suikastı olayını bir anlat bakayım.
T.G: Sabancı suikastı.
S: Bana bak, yarım olursa var ya o şeylerini koparırım, senin ha
S: Ta.aklarını kopartın, yarım olursa, evet
T.G: Sabancı suikastıyla ilgili biz Doğu Perinçekten bir dosya istedik.
S3: Bir kakma baştan al, her şeyin bir başı var tamam mı, başından başla.
T.G: Peki efendim, Sabancı suikastıyla ilgili ilk önce Veli Paşa, Şevket Sabancı ile her halde görüşüyorlardı. Biz şeye gittik, Adnan Akfırat ile ilgili Ali Haydar Taşyüzü aradık.
S3: Bir dakka, niye oraya gittiniz niye, oraya gitmenizi kim istedi, en baştan lan.
T.G: Doğu Perinçek ile Veli Paşa istedi.
Anlatırsan korkmaSorgunun ilerleyen kısımlarında Güney ağlıyor ve şöyle bir diyalog gelişiyor.
S1: Ne oldu buna gene, buna yaaa, evet tamam gazla
TG: Ben herşeyi anlatıyorum. Bazen şaşırıyorum. (T.G ağlayarak konuştuğundan sesler net değil B.İ.)
S: Oğlum bana bak, bana bak (bağırarak) anlattığın zaman korkmayacaksın, anlatmadığın zaman korkacaksın, tamam mı?
Güneye ilk onu sordularTuncay Güneyin sorgulaması Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile ilgili sorulan bir soru ile başlıyor.
S1: Veli Küçükün itirafçıları kullanma adeti var. Değil de Veli Küçükün yanında yer alan itirafçılar var. Veli Küçükün çevresinde onun haricinde itirafçılardan kimler var.
S2: İbrahim Babat falan filan
Tuncay Güney: Benim bire bir konuşmuş olduğum, samimi olduğum, 3 gün 5 gün beraber olduğum, Ankaraya gittiğimde görüştüğüm, İstanbula geldiğinde görüştüğüm sadece Sami Demirkıran oldu.
2 dakika 40 saniye iskenceTuncay Güneyin işkenceye maruz kalması "Veli Küçük ve ekibinin telefon dinlemelerini yaptığı yer neresiydi?" sorusuna sorgucular istedikleri yanıtı alamayınca başlıyor. Ses kaydının çözümüne göre, gelen telefon ile bir sorgucu dışarı çıkıyor. 2 dakika 40 saniye boyunca Tuncay Güneye, işkence yapıldığı anlaşılıyor. Polisler burada iyi ve kötü polisi oynuyor. İşte ses kaydı çözümündeki o an.
Bilirkişinin notu: Sorgu sırasında bir telefon geldi. 2 dakika 40 saniye boyunca anlaşılamayan sesler, yürüme sesleri, daha sonra ah sesi, bağırma sesi, kusma sesi ve sık ta.ağını, yazık adama, şeklinde sesler duyuldu.
S2: Şunun işkencesi bitsin, buna başlayacağız. Oğlum konuşuyor musun, konuşmuyor musun?
S2: Tuncay
TG: Efendim
S1: Niye ağlatıyorsunuz ulan Tuncayı.
S1: Ha, başka hangi noktada irtibat var.
TG: (Ağlamaklı bir sesle) Drej Ali, Sami Hoştan.
S1: Dur ulan, sakin ol. Ne oldu lan buna, ha, hı neyse evet Tuncay
TG: Sedat Peker, Sami Hoştan, Drej Ali.
S1: Drej Ali, Drej Ali... nin yediği bokları anlat bakalım , ne yapıyorlar. Drej Ali ile irtibatları var da kardeşim, ne yapıyorlar. Ben somut olay soruyorum, beni sinirlendirme şimdi ya.
TG: Peki, Drej Ali ile
S1: Ben bir çıkıyorum buradan, bak hemen saldırıyorlar sana, bak haberin olsun ha. Ben senin yerinde olsam, beni burdan hiç çıkarmam yani.
TG: Drej Ali ile petrol. Kaçak petrol işi yapıyorlar.
[img]http://resimler.kanalbiz.com.tr/logo.jpg[/img]