Erhan GÖKSEL: “Yahudi sermayesi Arap cennetine el koyuyor”

Genel & Güncel Konular

Erhan GÖKSEL: “Yahudi sermayesi Arap cennetine el koyuyor”

İletigönderen bezgin » Pzt Kas 30, 2009 15:24

Resim

'YAHUDİ SERMAYESİ DUBAİ'YE EL KOYMAK ÜZERE"


Küresel krizin 2007 yılında geleceğini haber veren, Dubai'nin ise borç batağında olduğunu geçen yıl verdiği bir röportajda dile getiren Verso Araştırma Şirketi'nin sahibi Erhan Göksel, 59 milyar dolarlık borç ertelemesi isteyen Dubai'ye “Yahudi sermayesi tarafından el konulmak üzere” olduğunu ileri sürdü.

Göksel, Birleşik Arap Emirliklerinin petrol zengini olan emirliği Abu Dabi'nin de Dubai'yi kurtaramayacağını iddia etti.

Dubai şokunun Türkiye'yi de etkileyeceğini belirten Göksel, Dubai'de yatırımı bulunan Türk şirketlerinin ağır bir krizin eşiğine geleceği, hatta batacağı uyarısında bulundu.

Ekim 2008-Temmuz 2009 dönemleri arasında Türkiye'ye giriş yapan 18.7 milyar dolarlık sıcak paranın yüzde 90'ının Körfez sermayesi olduğunu ileri süren Göksel, Merkez Bankası'nın bayram ertesinde faizleri artırmaması halinde, sıcak paranın Körfez'in yangınını söndürmek için çıkışa geçeceğini iddia etti.

ANKA'ya sorularını cevaplayan Verso Araştırma Şirketi'nin sahibi Erhan Göksel, Yahudi sermayesinin Körfez Bölgesi'ni işgal etmeye hazırlandığını öne sürdü. Küresel krizin 2007 yılında geleceğini daha 2004 yılında haber veren, Dubai'nin ise borç batağında olduğunu geçen yıl verdiği bir röportajda dile getiren Erhan Göksel, Citibank'ı kurtaran ABD'nin, Lehman Brothers'ı kurtarmadığını anımsatarak, Lehman Brothers'la birlikte batan 750 milyar doların büyük bir bölümünün Körfez ülkelerine ait olduğunu vurguladı.

Yalnızca Dubai'nin Lehman Brothers'a 120 milyar dolar kaptırdığını kaydeden Göksel, bu krizi “küresel sermayenin büyük oyuncularını” planlayıp, faturasını ABD dışındaki ülkelere yıktıklarına değindi. Dubai şokunun Türkiye'yi de etkileyeceğini belirten Göksel, Dubai'de yatırımı bulunan Türk şirketlerinin ağır bir krizin eşiğine geleceğini ve batacağını ileri sürdü.

Göksel, Ekim 2008-Temmuz 2009 dönemleri arasında Türkiye'ye giriş yapan 18.7 milyar dolarlık sıcak paranın yüzde 90'ının Körfez sermayesi olduğu uyarısında bulunan Göksel, Merkez Bankası'nın bayram ertesinde faizleri artırmaması halinde, sıcak paranın Körfez'in yangınını söndürmek için çıkışa geçeceğini iddia etti.

"DUBAİ BORCUNU ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN ÜLKÜ OLARAK EL DEĞİŞTİRECEK"

Göksel'in ANKA'nın sorularına verdiği cevaplar şöyle:

-Soru: "Yaklaşık bir yıl önce yaptığınız bir röportajda küresel ekonomik krizin planlanıp, faturasının da ABD dışındaki dünyaya yıkıldığını belirterek, Lehman Brothers'le birlikte Dubai'nin 120 milyar dolarının da battığı konusunda uyarmıştınız? Dubai'nin bu noktaya geleceğini bir yıl öncesinden nereden ve nasıl görmüştünüz?"


Cevap: "Geçen sene Lehman Brother'in batırılmasının etkilerini analiz ettim. 'ABD neden yahudi sermayesine ait Citibank kurtardı, Lehman Brothers'ı kurtarmadı' sorusunu kendime sordum. Lehman Brothers'la birlikte 750 milyar dolar battı. Tam olarak yok oldu. Mudiler aldıkları bir mektupla, 'Paranız battı' yazısıyla karşılaştı. Bu sorunun cevabını düşündüğümde, altından çok net bir şey çıktı. Çünkü Lehman Brothers'ın mudileri arasında hemen hemen ABD'li bir tek kişi bile yok. Lehman Brothers'la birlikte 1990'lardan sonra özelleştirmelerle zengin olan “Rus Oligarklar”ın 150 milyar doları, Körfez ülkelerinin ise 600 milyar doları battı. Batan Körfez sermayesinin 120 milyar doları Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) 7 emirliğinden biri olan Dubai'ye aitti. Yıllık Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'sı (GSYH) 70-75 milyar dolar olan bir ülkenin, milli gelirinin iki katı büyüklüğünde bir para batırması ne demek? O ülkenin batması demek. Tamamen yok olması demek. Şimdi ne oldu? Dubai'nin hızlı kalkınmasında önemli bir rolü olan ve hükümetin sahip olduğu Dubai World'ün ve bu şirkete bağlı Nakheel şirketi 59 milyar dolarlık borcuna erteleme istedi. Ayrıca Dubai'de kamunun ve diğer şirketlerin de borcu bulunuyor. Toplam borcun 80 milyar dolar olduğu söyleniyor. Ancak bu buzdağının görünen kısmı. Mevcut borcun saklanan kısmının da bir o kadar olduğunu iktisadi deneyimimle görüyorum. En iyimser tahmin, bu borcun ödenebilmesi için Dubai'nin önümüzdeki 2.5 yıllık dönemde GSYH'sını bir kuruşunu harcamadan, yemeden içmeden, borcunu ödemesi olur. Bu da bu reel dünyada maalesef mümkün değil. Sonuçta, Dubai'nin battığı anlamına geliyor. Özetle; Dubai Ülkesi borcunu ödeyemediği için Ülke olarak el (sahip) değiştirecektir. Dubai'ye Yahudi sermayesi tarafından el konulmak üzeredir.

DUBAİ'Yİ, ABU DABİ DE KURTARAMAZ
Soru: -BAE'nin başkenti ve petrol zengini Abu Dabi yetkililerinin, Dubai'nin borçlarını ödemesine yardım edecekleri, ancak bu borçlara kefil olmada seçici olacaklarını açıkladığı belirtiliyor…

Cevap: "Dubai'yi Abu Dabi kurtaramaz. Uluslar arası finans kuruluşları buna izin vermeyecek. Bunu yorum olarak söylemiyorum. Biliyorum. Özellikle Dubai'nin borç ertelemesine yeşil ışık yakmayan bir grup Yahudi sermayesinin uluslararası finans kuruluşları buna geçit vermeyecek. Abu Dabi, BAE'nin en büyük emirliği, petrol zengini. Ancak burada kritik nokta şu: Dubai bir süre önce borçlarına karşılık 10 milyar dolarlık devlet tahvili çıkardı. Abu Dabi, krize karşı Dubai'ye destek olmak için bu tahvilleri aldı. Ancak bunun ardından yaşanan bu Küresel krizden hiç etkilenmeyen Yahudilere ait bir uluslararası finans kuruluşu, Dubai'nin garantörü olan Abu Dabi'yi köşeye sıkıştırdı. Kolunu kanadını kırdı. Abu Dabi'nin ve Körfez'deki bazı Arap Emirlikleri'nin fonlarını elinden çıkardı. Bu nedenle Dubai'yi Abu Dabi kurtaramaz. Zaten borçlara kefil olmada seçici olacaklarını söylüyorlar. Bu ne demek, bu saatten sonra Dubai'nin garantörü olamam demek. Küresel ekonomik krizi planlayıp, faturasını diğer dünya ülkelerine yıkmak isteyenler, buna izin vermeyecek. Daha doğrusu on yıldır Körfez'de biriken Petro dolarlar bir basit operasyonla asıl sahiplerine geri döndü. Hem de hiç bir maliyeti olmadan."

DUBAİ'NİN ERTELETMEK İSTEDİĞİ BORÇ GÖRÜNÜN BANKALARA DEĞİL
Soru: -Borç ertelemesi söz konusu olamaz mı?

Cevap: "Kriz zincirleme devam ediyor. Borcun büyük bir bölümü Dubai World'e ait. Burada şeyh Makdum, Genel Müdür konumunda. Gayrimenkulleri ve yatırımları için bankalarla ve uluslar arası finans kuruluşlarıyla anlaşmalar yapan o. Bu anlaşmalar sırasında da teminat gösteriyor. Bugün Dubai'nin metrosu, enerji kaynakları, bütün turistik işletmeleri, su tesisleri, elektrik idaresi, aklınıza ne gelirse teminat olarak gösterilmiş, ipotekli durumda. Dubai'de sorun yeni başlamadı ki! Son on yılda yalancı bir cennet yaratıp, acemice tüm kaynakları har vurup harman savurdular. Ekonomi görüldüğü gibi hayal ettiklerinizi yapmakla yürümüyor. Dubai, aslında çok uzun bir süredir borç ertelemek için uğraşıyor. Bazı borçları ertelendi. Ancak Dubai World'in Mayıs ayına kadar ertelemek istediği borcun büyük bir bölümü görünen ve bilinen çok uluslu bankalara değil, perdenin arkasında havuza su akıtan Yahudilere ait uluslararası birkaç finans kuruluşuna ait. Bankalar büyük oranda aracı kurum. Asıl finansör bir büyük Yatırım Bankası ve Fon grubu. Bu şirket vade uzatımı (roll-over) yoluyla Dubai World'in borcunu erteleme girişimini Bankalar evet dediği halde geri çevirdi. O nedenle bugünlere gelindi. Öyle ki, bu kuruluş Bankalara roll-over'a izin vermediği için; şu anda Avrupa'nın bir çok bankası da ağır tehdit altında. Bu kuruluş, Dubai'nin Abu Dabi Hükümeti'ne tahvil satışı gerçekleştirdiği dönemi fırsat bilerek; Abu Dabi'nin elindeki potföyünü boşaltan ve Dubai Ekonomisi'ni vuran kuruluş. Şimdi ne olacak, Dubai batarsa, bankalar Dubai'yi haczedecekler. Bu bankaların hepsinin arkasında kim var, Bankalar Dubai'ye verdikleri kredileri hangi havuzdan finanse ettiler. Unutmayalım ki, dünyadaki en büyük 10 finans kuruluşunun 6'sı Yahudi. Üstelik büyüklük olarak ilk 3 de Yahudi Sermayesi var. Bu Dubai Krizi'nde Dubai'nin ipini çeken de Yahudilerin bu en büyük 10 sermayesine sahip fon gruplarından birisi. Bu şu anlama geliyor: Dubai yakında el değiştirecek. Yahudi sermayesi tarafından Dubai'ye el konulmuştur. 10-15 yıllık yakın bir gelecekte Dubai Ülkesi, İsrail'in bir parçası olursa şaşmayalım."

MERKEZ BANKASI ÖNLEM ALIP, BAYRAM ERTESİNDE FAİZLERİ ARTIRMAL
I
Soru: -Dubai şoku Türkiye'yi nasıl etkiler?

Cevap: "Bunun iki boyutu var. İlki Dubai'de yatırımları bulunan Türk şirketlerinin büyük kısmı iflasın eşiğine gelir. Dubai'de yatırımı olan 55 Türk şirketi var. Türk şirketlerinin hemen hiç birisi ayakta kalamaz. Uluslararası ihaleye girildiğinde, ilk olmazsa olmaz şart teminat mektubu istenmesidir. Dubai'de iş alan Türk Müteahhitlere ipotek karşılığı borç veren Türk ve Yabancı Bankalar, bu durm karşısında teminat mektuplarını geri çekeceklerdir. Bu durumda, Dubai'de yatırım yapan Türk şirketleri ağır bir krizin eşiğine girecektir. Bunun sonucu Türkiye'ya yansıyacak ve yaşadığımız kriz daha da ağırlaşacaktır. Diğer önemli nokta ise 2008 Ekim'den 2009 yılı Temmuz'una kadar olan dönemde yüzde 90'ı Körfez ülkelerinden olmak üzere, Türkiye'ye 18.7 milyar dolar sıcak para girişi olmuştur. Bayram ertesinde Merkez Bankası önlem alıp, faizleri yükseltmezse, sıcak paranın bu sefer de çıkışı yaşanacaktır. “Adamın evinde yangın var”. Bu yangını söndürmek için Türkiye'deki parayı alır götürür. Merkez Bankası'nın ve hükümetin en kısa sürede müdahale etmesi, olayı anlaması gerekir."

ANKA
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Erhan GÖKSEL: “Yahudi sermayesi Arap cennetine el koyuyor”

İletigönderen İL-BARS » Pzt Kas 30, 2009 19:43

Akp'nin can simidi olan meşhur Arap Sermayesi de batmış.

Tabii Yahudi Oferlere, Arap Şeyhlerine ülkenin değerlerini yok pahasına peşkeş çekip, bu soyguna karşı çıkan insanları sermaye ırkçılığıyla suçlayan zat-ı muhteremin bu gelişmelerden sonra neler yumurtlayacağını, çok yakında göreceğiz.

Milyonlarca yabancı işçiyi, Körfezdeki ülkelerde üç kuruş paraya talim ettirip, berbat şartlar içerisinde çalıştırıken, kendileri bir durmadan tüketen, lüks düşkünü Bedevi Şeyhlerine ve sülalelerine de iyi bir ders olmuş. Böylelikle Arapların ellerinde tuttukları en büyük koz olan Petrol Fiyatlarını Belirleme ayrıcalığı da bu finansal kriz sayesinde tarihe karışmış oluyor.
Kullanıcı küçük betizi
İL-BARS
Üye
Üye
 
İletiler: 135
Kayıt: Cum Eki 09, 2009 11:21

Re: Erhan GÖKSEL: “Yahudi sermayesi Arap cennetine el koyuyor”

İletigönderen maydonos » Pzt Kas 30, 2009 20:12

Somuru aleti olan dinlerini de, sermayelerinide; Guzelim Ulkemizdeki isbirlikcilerinide, alip defolsunlar.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Erhan GÖKSEL: “Yahudi sermayesi Arap cennetine el koyuyor”

İletigönderen bezgin » Çrş Ara 02, 2009 12:02

Resim
Niye Dubai'yle birlikte biz batmıyoruz da Yunanistan batıyor? - Ergun Çağlayan


Her batan finans patronuna para basınca krizin savuşturulacağını iddia ediyorlar. Çin'de üretim şahlandıkça, işlem tamam yorumları sıklaşıyor. Bir de şu ayakları yerden kesik, burunları havada petrol şeyhleri olmasa!

Geçen hafta tam bayram arefesinde yeni bir bomba batladı. Dubai'nin birbiriyle sermaye ilişkisi olan iki holdingi borçlarının büyükçe bir kısmını altı ay boyunca konsolide ettiğini duyurdu. Dünyanın en yüksek yapısında metrekaresi 43 dolardan satışa çıkarılan ofisler anlaşılan pek öyle peynir ekmek gibi satmıyordu. 50 metrekarelik küçük bir ofis 3,2 milyon liraya denk geliyor. Milli Piyango'nun yılbaşı çekilişinde büyük ikramiye vursa, ancak büyükçe bir tanesi alınabilir! Körfez piyasalarını yakından bilenler, bu erteleme istemine “fiilen iflas” diyorlar. Göreceğiz.

Bu açıklama, sermayenin 2008 yılında sık gördüğü ve bir yıldır hatırlamak istemediği kabusu nüksettirmişti. Büyük emlak yatırımları yapıp batmak sık rastlanan bir durumdu ama başta HSBC gibi dev tekellerin bu projelere astronomik rakamlarla sorgusuz sualsiz kredi dağıtması pek sıradan değildi.

Bu hafta başında yapılan bir açıklama, iki dev holdinginin kendi boyunu aşan borçlanmasının emirliği "bağlamadığı" yönündeydi. Dubai, aslında Arap sermayesinin bindiği dalı kesiyor. Kasası petrodolarla dolu devletlere bakıp gecekondu şirketlere yüklü borç veren batı bankaları için bir devir, biraz can acıtarak kapandı demektir.

Basra körfezinin ortasında yılın çoğunda kavrulan bir çöl bölgesinde hangi zengin Miami'den ya da Côte-d'Azur'den daha pahalıya yaşamak ister? Reklam ve medya bu kadar güçlü mü? Bunların bu fiyata satacağına dünya zenginlerinden önce inanan mali tekellerin bu arsızlığı ne zaman son bulacak? Göreceğiz. Ama yanıt ‘satamazlar’ ise, batış devam edeceğe benziyor. Bu arada, işin eğlenceli kısmı, batanların "helal bono" olması! Yani yeşil sever ekonomi yönetiminin İstanbul'u da nasiplendirmeye çalıştığı piyasanın araçları.

"Körfez sermayesi" denilen şeyin kimliği biraz daha ortaya çıkıyor. 20 yıl sonra tükeneceği belirtilen petrol rezervinin "beklenen nakit akışı" teminat gösterilerek alınan borçlar, körfez devletçiklerinin boyunu aşmış, buna da "finansal derinleşme" adı verilmiş...

Dubai faciası, Türkiye'ye zarar verir diye düşünenler uzun vadede haklı ama kısa vadede mekanizma öyle çalışmıyor. Dubai, sıfır faize alışmış, yani devletiyle arasını hoş tutmak şartıyla bedava borçlanabilen sarhoş sermayenin gezinti alanından çıktı, şimdilik bu kadar. Büyük bir zarara yol açtı ama sıfır faiz ortamında bir domino etkisi beklemek zor. En fazlası, finans tekelleri, Arap sermayesinin tümünün kredibilitesini düşürebilir.

Ama esas olarak bölgesel etkilerinden çok "marjinal etkileri" önemli. Yani zaten uçurumun kenarına gelmiş olan ekonomiler, tam da düzeliyor muyuz derken kendilerini boşlukta bulabilirler. Hemen akla İrlanda ve Yunanistan geliyor. Bunlardan Yunanistan’ın Ortadoğu ülkeleriyle derin ve tarihi ticari bağları var ama olaydan doğrdan etkilenmesinin nedeni doğrudan bu bağlar değil. Zaten kötü durumda olan ekonominin, Dubai kriziyle bir tür “son darbe” yemiş olması.

Yunanistan. AB üyesi olmasaydı çoktan bitmişti deniyor. Şüphesiz büyük bir yalan bu. Ülkenin bu kötü duruma AB'nin kendisi yüzünden düştüğü açık. Kendi parasını kullanamadığı için, avronun değerlenmesi, Yunanistan'ın dünya krizinden büyük yara almasına yol açmıştı. Parası, yüzde 17 değerlenmiş, ihracatı büsbütün tıkanmış durumda.

Evet, şu anki koşullarda kullandığı para birimi avro olmasaydı, çökmüştü. Ama en başından beri ortak para birimine girmeseydi, devalüasyonla krizi atlatabilirdi. Milli gelirinin 1,35 katı borcu var, bütçe açığı da aynı milli gelirin yüzde 12'sini aşmış. Şimdi AB, "mali disipline uymadın, seni kurtarmayacağım" diyor ("istesem de kurtaracak halim yok" diyemiyor). Böyle bir krizde ilk akla gelen yapılıyor: Kapitalistleri ürkütmeyecek tüm harcamalar (yani toplumsal harcamaların çoğu) sıfır noktasına kadar kısılacak. 16 milyar avroluk vadesi gelen ödemeleri için borç arayacağı gibi, bunun üzerine tam 28 milyar avro daha yeni borç bulması gerektiği iddia ediliyor!

Bizimkilerse yine şükür duasında. Geçen yıl 'iyi ki bankacılığımızı fazla geliştirip türev enstrümanlara alıştırmamışız' demişlerdi. Şimdi de 'iyi ki Amerika’nın dümen suyundan çıkıp Yunanistan gibi Araplarla bağımsız ilişkiler kurmamışız' mı diyecekler? Yoksa "emperyalizm, başı sıkışınca 'bilet kesme' konusunda bağımlıya bağımsıza bakmıyor, kurbanlık koyun gibi sıramızı mı bekleyeceğiz?" diyenlerin sesi daha mı çok çıkmaya başlayacak?

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/ergun- ... iyor-21024

Resim
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x