ERKEN SEÇİM Mİ DEDİNİZ ?

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

ERKEN SEÇİM Mİ DEDİNİZ ?

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Cum Haz 28, 2024 1:43

ERKEN SEÇİM Mİ DEDİNİZ ?
Yerel seçimlerin ardından bir ‘erken seçim’ vaveylası koparıldı ki, sonunda CHP Genel Başkanı da, dolaylı da olsa kabul etmiş görünüyor.
Kimi çokbilmişler de, örneğin Fransa’da Macron’un, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından, hemen Meclis’i feshetmesi ve üç hafta içinde seçimlerin yenilenmesini istemesini, ‘demokratik anlayış’ olarak gösterdiler.
Hatta tüm Avrupa’da ‘aşırı sağ’ın yükselmesine önlem olarak ‘solda birlik’ arayışlarının başlatıldığı da sıklıkla anılanlar arasında…
Oysa, benim ‘çokbilmişler’ dediklerimin aslında pek az şey bildiklerini göstermek için bir ‘laboratuvar’la karşı karşıyayız denilebilir.
Elmalarla armutları toplamanın bundan daha güzel bir örneği bulunmaz da denilebilir.
Türkiye’deki olası bir ‘erken seçim’den başlayalım.
Sözde ‘siyaset bilimci’lerden, kendisini ‘siyaset bilimci’ sanan danışmanlara ve giderek ‘alaturka siyasetçi’lere kadar hiç kimsenin, Türkiye’deki ‘erken’ ya da zamanında yapılacak bir ‘seçim’in gerçekten ‘seçim’ olup olmadığı konusunu tartıştığına tanık olanınız var mı acaba?
Şu kadarını anımsatarak, Türkiye’deki bu ‘seçim gevezeliği’ konusunu kapatacağım.
14 Mayıs Genel Seçimleri sırasında, CHP’nin kendi güzel Adıgüzel adlı ‘seçim sistemi sorumlusu’, kanal kanal gezerek CHP’nin ‘enformatik sistemi’nin tıkır tıkır işlediğini anlatmıştı.
Ve ben de, bre kendi güzel Adıgüzel arkadaş, senin sisteme yerleştirdiğin ‘seçmen liste’leri konusunda zerre bilgin var mı diye sormuştum.
Efendim İç İşleri Bakanlığı verileridir diye kestirip atılmıştı.
Yahu bu ‘Devlet’in dış ticaret ‘veri’leri mi doğru, istatistik kurumu ‘veri’leri mi doğru, Merkez Bankası ‘veri’leri mi doğru, kimin kaç para maaş aldığına ilişkin bir veri mi var, istilacı yabancı sayısı mı belli, bunların ne kadarı ‘seçmen’, asker, polis, bekçilerin kaç kez oy kullandıkları mı belli, YSK denilen kurumun üyelerinin ‘adam gibi’ karar aldıkları söylenebilir mi diye yüzlerce ‘soru’ ve ‘sorun’ var yanıtlanması gereken…
Demek ki neymiş? Demek ki Türkiye’de ‘seçim’ denilen hokkabazlığa zerre güvenilmezmiş.
Şimdi zamanında yapılan seçimlerdeki bu ‘hokkabazlık’lardan ne kadarı düzene sokulmuş ki, ‘erken’ seçim isteniyor olsun.
Tam da bu nedenle Türkiye’de ‘erken’ ya da zamanında bir ‘seçim’ yapılabilmesinin birincil koşulu, seçimlerin ‘adam gibi’ yapılabilmesinin gereklerinin yerine getirilmesidir diyeceğiz, nokta.
Peki ama bu konuda, doksan milyonda bir tek kişiden olsun, bir tek ‘lakırdı’ duydunuz mu?
Duymadınız, duymayacaksınız.
O zaman ben de, üzerinde durmayacağım ve sizin ‘seçim’ dediğiniz hokkabazlık konusunu da böylece kapatacağım.
Gelelim Fransa’daki ‘erken seçim kararı’na.
Macron’un ‘sözde demokratik’ ‘erken seçim’ kararını, örneğin eski sosyalist başbakanlardan Lionel Jospin, “Cumhurbaşkanının, bu, üzerinde düşünülmemiş, apansız ve hazırlıksız kararı ülkeyi sıkıntıya sokmuştur” diyerek eleştirmiştir.
Sovyet sisteminin çöküşünü 14 yıl önceden görmesiyle bilinen Filozof Emmanuel Todd ise (La chute finale- 1976), Macron’un erken seçin kararını ‘yarı Darbe’ (un quasi coup-D’Etat) olarak değerlendirmektedir.
Bir diğer filozof Blandine Kriegel ise, bu erken seçim kampanyası boyunca ‘demokrasi’nin ‘Cumhuriyet’e karşı olduğunun kanıtlanacağını göreceğimizi söylemekte.
Demem o ki, davulun sesi uzaktan hoş gelebilir ve Avrupa’da ve özellikle de Fransa’da bu ‘erken seçim kararı’nı ilk bakışta ‘demokratik’ olarak nitelemek yerinde görünse de, özde bir ‘Demokrasi/Cumhuriyet’ karşıtlığının yaşandığı ve bilir-bilmez ‘demokratlık’ taslayanların insanlığı adım adım insanlıktan uzaklaştırmaya yardımcı oldukları ileri sürülebilir.
Örneğin yine Fransa’da ‘solda birlik’ arayışını olumlu bir adım görmek mümkünse de, bu hazırlıksız seçimde solun daha büyük bir yenilgi alması durumunda sözde ‘demokrat’larımız nereye saklanacaklardır diye sorulabilir.
Türkiye’de ‘Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız’ sözüyle ilgili olarak ‘Cumhuriyet ve Demokrasi’ başlıklı bir yazı dizisine başlamıştım.
Ancak araya başka güncel konular girmiş ve ara vermek durumunda kalmıştım.
Blandin Kriegel’e gönderme yaparak, Cumhuriyet’in bir ‘rejim’ konusu ve ‘Demokrasi’nin de bir ‘hükûmet etme’ konusu olduğuna dikkat çekelim.
Cumhuriyet’te ‘Özgürlük/Eşitlik/Kardeşlik’ gibi ‘ilke’lerin sözkonusu olduğu, Demokrasi’de ise ‘Kimlik/Güvenlik/Sertlik’ (identité/securité/autorité) gibi ‘siyaset’lerin ön plana geçtiğinin altını çizelim.
Kaldı ki, Cumhuriyet/Demokrasi karşıtlığı üzerine yazılanların kaynak sayısının bir kitap kalınlığında olduğunu belirtecek olursak, öyle bir iki makaleyle geçiştirilemeyecek bir derinlikte olduğu ortaya çıkacaktır.
Hal böyle iken, Türkiye’deki ‘erken seçim’ teranesini ‘alaturka gevezelik’ olarak nitelemek hiç de ayıp olmayacaktır diyerek bu yazıyı sonlandıralım.
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1635
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x