Erken Seçim

Erken Seçim

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Çrş Haz 23, 2010 15:07

ERKEN SEÇİM
Türkiye bir erken seçim ortamına girmiș bulunmaktadır.
Erken seçim demek, hükûmetin güven tazelemesi demektir.
Seçim sonuçlarına göre de güvenin ‘taze’ mi yoksa ‘bayatlamıș’ mı olduğu ortaya çıkar.
Genel olarak da, iktidar partileri oylarını artıracaklarına inandıkları önemli bir bașarıdan sonra erken seçim isterler.
Sözgelimi seçimlere daha uzunca bir süre varken, o zamana değin sözkonusu bașarının kamuoyunda ‘küllenebileceği’ kaygısıyla, bașarının getirisinden hemen yararlanmak isterler.
Yakın tarihimizden, Bülent Ecevit’in ‘Kıbrıs’ bașarısını bir erken seçimle değerlendirmek ve koalisyon ortağından böylece kurtulmak girișimi örnek olarak verilebilir.
Bugünkü hükûmet için de, örneğin ‘Ermeni açılımı’ bir erken seçim gerekçesi olabilirdi.
Ermenistan, “‘Ermeni Soykırımı’ konusunda yanılmıșız böyle bir yalanla ilișkilerimizi bozduğumuz için Türkiye’den özür dileriz” deme noktasına getirilmiș olsa;
“Türkiye’den toprak ve tazminat talebi de ne imiș, kusurumuza bakmayın; hem bizim ‘yabancıların toprağı’nda gözümüz olmaz, bakın Karabağ’dan da çekiliyoruz” dedirtilmiș olsa;
“Binyıldır birlikte yașıyoruz, șu sınır-mınır da nedir gelin kardeșce ișbirliği yapalım” içtenliğine kavușturulmuș olsa idi,
Barzani’nin küçük kardeși Davutoğlu Türk ulusuna döner, “Ağabeyim Abdullah Gül’ün açtığı yollardan geçerek Ermenistan ile olan sorunlarımızı sıfırın altına indirmiș bulunyoruz” diyebilirdi.
Dostluğa önem veren yüce ulusumuz da, dostluklara dostluk katan böyle bir kadroyu oylarıyla ödüllendirmek için seçimlerin erkene alınması isteyebilirdi.
‘Kürt Açılımı’ da bir erken seçim gerekçesi olabilirdi.
Ve büyük olasılıkla bu gerekçe ile ortaya atıldı.
Ancak ‘bayram’ çoktan geçmiș ve ‘kına’yı çalacak yer bulmak zorlașmıștır.
Çünkü, öyle ‘demokrasi-memokrasi’ kılıflarına gerek duyulmadan, ‘kardeșlik-mardeșlik’ ișgüzalıklarına girișmeden;
Türk Ulusuna dönüp açıkça ve mertçe; “Beyler bu ülkede iki kurucu öge vardır; bunlardan biri Türk ise diğeri Kürt’tür”;
“Kürt kimliği ve dilinin ‘anayasal’ güvenceye kavușturulması için yeni ve ‘sivil’ bir anayasa yapacağız”;
“ Bu ‘sivil anayasa’ kapsamında, Kürt kardeșlerimizin isterlerse Kuzey Irak’taki kardeșleriyle birlikte hareket etmelerine olanak tanıyacağız” denilebilirdi.
Ve bu tür bir söyleme halkın desteğinin ne olacağı sorulabilirdi.
Oysa bir Kasımpașa söylemi ile;
“Vatanın bölünmesi ne demek, kimse bir çakıl tașını bile Irak’a götüremez”;
“Tekerlek takıp Diyarbakır’ı Kandil’e çıkarmaya kimsenin gücü yetmez” denilirek yașamın gerçekliklerine aykırı bir tutum benimsendi.
Bu söylem, ya da gerçek anlamıyla lakırdı; kiralık kalem ve çeneler (yazar-çizer, profesör-mrofesör de olabilirler) tarafından aynı bağlamda olmak üzere ‘demokrasi’ ve ‘insan ve yurttașlık hakları’ söylemiyle yinelenip durdu.
Kamuoyu bilgi değil ama bilinti bombardımanıyla șașkına döndürüldü.
Bu kiralık kalem ve çeneler, söz, söylem, algı, bilgi ve kavramı biribirlerinden hiçbir zaman ayıramadılar. Bi-le-me-di-ler, bil-me-mek-te-dir-ler.
Ancak, her zaman ve her yerde olduğu gibi, yașam anlatır ve kavratır.
Ve bugün ‘açılım söylemi’nin ‘içi’ yașamın gerçeklikleri tarafından ortaya konulmuș bulunmaktadır.
Pekiyi bu gerçeklik ortaya çıktıktan sonra, bu tür bir ‘açılım’ erken seçimin gerekçesi olabilir mi?
Dr Recep ne diyor; ‘geçiniz!’.
‘Demokrasi’ , ‘insan ve yurttașlık hakları’ söyleminden de geçelim mi o zaman?
‘Demokrasi’, ‘insan ve yurttașlık hakları’ bugün yașamın gerçeklikleri olarak erken seçimi dayatmaktadır oysa.
Geçebiliyorsanız siz geçin bakalım.
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1665
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x