Türkler bize tazminat da ödemeliler!AKP ülkemizin itibarını sarstı!LÜBNAN patriğinin sözlerine siyaset ve bilim dünyasından tepki yağıyor: Amaçları belli. AKP’nin Ermeni politikası Türkiye’ye itibar kaybettiriyor.
AKP İKTİDARININ YAPTIĞI AÇILIMLAR TÜRKİYE’Yİ BU NOKTAYA GETİRDİ
Ermeniler, şimdi de tazminat peşine düştüHükümetin açılımından cesaret alan Lübnan Ermeni Patriği 1. Aram, sözde soykırımın tanınması için mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini vurgulayarak “Artık tazminatı gündeme getirme zamanı geldi” dedi
Haber: Fatih ERBOZLübnan’da, Adana’daki sözde “Ermeni katliamlarının 100. yıldönümü” dolayısıyla Ermeni Patriği 1. Aram’ın hiyamesinde bir konferans düzenlendi. PanArmenian’a göre, konferensta konuşan 1. Aram, “Ermeni Soykırımı” tanınmasına yönelik mücadelenin sürdürülmesi gereğini vurgulayarak “Ermeni milletinin tazminat konusunu gündeme getirmesi zamanı geldi” ifadesini kullandı. Lübnan patriğinin bu sözlerine tarihçi ve siyasilerden sert tepki geldi.
Diaspora çözüm istemezTürk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Türkiye’nin tarihiyle yüzleşmekten korkmadığını, ancak Ermeni Diasporası’nın, çözümsüzlükten beslendiği için Türkiye’ye karşı sözde Ermeni Soykırımı ve tazminat söylemlerini kullanmak isteyeceğini kaydetti. Bilimsel ve tarihi gerçekler ışığında kurulacak bir komisyonun gerçekleri rahatlıkla ortaya çıkaracağını kaydeden Halaçoğlu, “ Ermeni Diasporası elbette buna yaklaşmaz. Bunun yerine bu tür söylemleri diri tutmak ister. Lübnan’daki Ermeni Patriği’nin sözlerini yadırgamamak gerek. Diaspora sorunları çözmek istemez. Dolayısıyla bu yönde istek ve hedef belirlemesi normal. Sorunları çözmek talebi de zaten Ermenilerin bir isteği değil. Türkiye’nin isteğidir” dedi. Protokollerin sağlıklı biçimde hayata geçebilmesi ve sorunun çözülebilmesi için ABD’nin Kafkasya politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini söyleyen Halaçoğlu, şunları kaydetti:
Karşımıza çıkacaklar“Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların çözülebilmesi için Azerbaycan, İran, Rusya, ABD, Ermenistan yani Kafkasya’daki bütün ülkelerin iyi niyetli olmaları gerekiyor. Türkiye’nin tarihiyle yüzleşmek gibi bir korkusu bulunmuyor. Ermenistan ise protokollere Dağlık Karabağ’dan çekilme ve kaçkınların tekrar yurtlarına dönmesine ilişkin bir şartın konmasını istemiyor. Kaldı ki bu konuda Nalbandyan’ın açıklamaları var. AGİK de bunu istiyor. Dağlık Karabağ’daki işgalin sona ermesi Rusya’yı da yakından ilgilendiriyor, Çünkü işgal altındaki topraklarda onların da askerleri var. Rusya’nın bu noktada bütün politikasını gözden geçirmesi gerek. Protokollerin hayata geçebilmesi geniş anlamda uluslararası politikaların dengelerine bağlı. Bugün sözde Ermeni soykırımını şart koşmasalar bile, emlak-ı metrukeyle yani Türkiye’den giden Ermenilerin malları ile karşımıza çıkacaklar. Eğer Ermenistan iyi niyetli olsa Türkiye’nin protokollerdeki iyi niyetine karşılık verse sorun kalmaz. Bizim ne diğer konulardan, ne de sınır kapısının açılmasından korkumuz var. Biliyorlar ki, eğer sınır kapısı açılır, Ermenistan ekonomik hayatı hareketlenirse o zaman ortaya sürdükleri konuların hiç birinden kamuoyu desteği alamayacaklar. Sınırların genişlemesine ilişkin talepleri de ortadan kalkacak. Suriye ile Hatay meselesini göz önünde tutarsak, orada ne oldu, Suriye’de bu konu artık gündemden neredeyse kalktı. Aynısı Ermenistan ile de olur. Ancak bu konuların diri kalabilmesi ve Ermeni diasporasının etkisini kaybetmemesi için bilimsel komisyonun kurulmasını istemiyorlar, tarihçilerin masasına gelmiyorlar. Sorun gayet açıktır.”
Türkiye’nin itibarı sarsıldıCHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun ise, AKP’nin Ermenistan politikası sonucu Türkiye’nin uluslararası alanda itibarının sarsıldığını ve bu tür iddialara karşı yumuşak bir tavır sergilenmeye başlandığını belirterek, “Bu tür iddialarla Ermeni lobisi dünyanın her yerinde olmayan soykırımı iddialarını ortaya atarak bir kampanya yürütüyor. Bizim hatamız ise bu propaganda karşılığında böyle bir olayın yaşanmadığını, soykırımı gibi bir olayın gündemde bulunmadığını o dönemin tarihsel koşullarıyla bunları belge ve bilgilerle ortaya koyarak Türkiye’nin de karşı bir propaganda yapması gerekiyor” dedi. Durgun, şunları söyledi: “Ama bu, ihmal ediliyor. Ermenistan’a karşı Türkiye Karabağ’ı çözmedikçe sınırların açılmayacağı tavrını Ermenistan’ın uygulamalarına ve iddialarına karşı yaptırım olarak ortaya koymuştuk. Ancak en son yaşanan gelişmelerle birlikte görüyoruz ki artık biz Türkiye olarak uluslararası alanda bu iddiamızı sürdürebilir bir noktada olmadığımızı, bu konularda yumuşadığımızı ve bu nedenle sınırları açma noktasına geldiğimiz anlayışı ortaya çıkıyor.”
YENİÇAĞ, 2 Kasim 2009