« ERMENİ SOYKIRIMI YOKTUR » Demek YASAK
Fransa Millet Meclisi, 1 Temmuz 2016 Cuma günkü oturumunda, ‘Ermeni Soykırımını Yadsımaya yasak ve ceza getiren ‘yasal düzenlemeyi’ (Ammendement) oybirliğiyle kabul etti.
3851 numaralı “Eşitlik ve Yurttaşlık” yasasının, 1559 numaralı ‘düzenleme’ ile kimi maddeleri değiştirilmiş oldu.
Yasa’nın 24ncü maddesinin 5nci paragrafında
a- ‘İnsanlık’ sözcüğüne, “köleliğe indirgeme ya da köle konumuna düşürülmüş kişileri sömürme” biçiminde bir ekleme yapılıp
b- “Bu suçları işleyenler cezalandırılmamış olsalar bile” tümcesi eklenmiş oldu.
24 bis maddesinin ilk paragrafına da şu üç paragraf eklendi:
a- “madde 23’te sözü edilen, varolan bir soykırım ya da bu yasanın birinci paragrafında gösterilenin dışında kalan soykırımları yadsıyan, küçümseyen ya da sıradanlaştıranlara (da) aynı cezalar uygulanır”
b- Roma Uluslararası Ceza Mahkemesi tüzüğü (statut)nün 6, 7, ve 8nci maddelerinde tanımlanan, başta ‘yahudi soykırımı’ olmak üzere, köleleştirme veya köle gibi sömürme ya da ‘savaş suçları’nı tanımlayan (suçlar) ile Fransız Ceza Yasası’nın 31 maddesinde belirtilen
- Bir suçun, Fransız yasaları ya da uluslararası bir yasaya göre cezadırılabilir olması
- Bu suçu inkârın, küçümseme ya da sıradanlaştırmanın, ilgili ırk, renk, din ya da millî kökenden olan ya da gelenlere, kişi ya da grup olarak, şiddet veye kin duymaya yolaçıyor olması (da dahildir).

c- Beş yıldan buyana faaliyet gösteren ve ‘tüzük’lerinde bu konularla ilgili faaliyet gösterecekleri belirtilmiş olan dernekler, ilgli mahkemelerde ‘taraf’ olabilirler.
İlgili yasa değişikliğini okurken, ‘Hukuk dili’nin, demek ki dedim kendi kendime, dünyanın tüm dillerinde ‘alingirli’ olması gerekiyormuş.
Oysa sözkonusu değişiklikle yapılmak istenenler şöyle açıklanabilir:
Fransa’da bilinen tek ‘soykırım’ Yahudi Soykırımı olup, ‘kölelik’ ve ‘savaş suçları’ gibi ‘insanlığa karşı’ suçlar da en az ‘Yahudi soykırımı ‘kadar ağır suçlardır
Ancak özellikle ‘Ermeni Soykırımı’nı bu kapsama sokabilmek için
1° Önce yasadaki ‘İnsanlık’ sözcüğü değiştirilip, genişletilmelidir. Onun için ‘İnsanlık’ yerine ‘İnsanlık ve Ermenilik’ biçiminde bir değişiklik yapılacaktır.
2° Yüz yıl önce işlendiği varsayılan bu ‘soykırım’a, zamanında mahkemeler ceza kesmemiş olsalar bile, bugün ‘ceza kesmek’, Fransa’nın zeka yoksunu parlamenterlerinin ‘uhde’sinde olmalıdır
3° Cezalandırma için, ‘suçu işleyen’lerin ölümünün üzerinden yüz yıl geçmiş olsa bile, bu ceza onların torunlarına kesilebilmelidir
4° Böyle bir ‘suç işlenmedi’ demek, Ermenistan yurttaşlarına hakaret etmekle birdir ‘ama yetmez’; Dünyanın herhangi bir yerinde bu ‘yalan’ı savunmak için dernek kurmak ve bu derneğe üye olmak da yeterlidir.
5° O arada, başta ABD olmak üzere, Fransa gibi Devlet’lerden hem ‘insanlık adına yardım’ alınabilecek, ve hem de ilgili Devlet’lerin Türkiye politikalarında ‘destek’ olunabilecektir.
6° Türkiye’ye karşı ‘dış politika’da bir ‘alet’ olmak da yetmez; Hollande gibi bir başkanın ‘iç politikada yerlerde süründüğü’ bir dönemde, “Hollande, hiç bir konuda başarılı olamadı ama seçimde Ermenilere verdiği sözü tuttu” gibi bir ‘yalandan başarı’ sağlamasına önayak olunabilecektir.
Bütün bunlara karşın;
Oybirliği ile geçtiği ilan edilen bu ‘yasal düzenleme’nin, Fransa’da uygulamaya konulma olanak ve olasılığı var mıdır?
Ne yazık ki yoktur.
Öncelikle, Meclis’ten ‘gece karanlığı’nda geçirilen bu ‘değişiklik’ Senato’da görüşülürken yer yerinden oynayacaktır.
Çünkü,
- Fransız Senato’sunda öyle Marsilya varoşlarından toplanan ‘Milletvekilleri’ değil, ama hak ve hukuk bilen ‘senatör’ler oturmaktadır.
- Fransa’da yasalar ‘Anayasaya uygun’ olarak çıkarılmak zorundadır
- Fransa Anayasa Mahkemesi, bu varoşlardan toplanan milletvekillerine son onbeş yılda en az on kez, böyle bir yasa Fransız Anayasası’na aykırıdır demiştir
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da, Avrupa’da, en azından Avrupalı Devlet’leri bağlamakta olup, AIHM’e göre ‘Ermeni Soykırımı’ndan sözetmek olanaklı değildir. Bu konuda bir ‘Mahkeme kararı’ yoksa, zorla ‘olmuştur’ demek en azından ‘hukuk’a aykırıdır demiştir.
Bütün bunlara karşın, bu ‘sözde yasa’nın ‘yasalaştığı’nı varsayalım. Böyle bir yasa Fransa’da ve 600 000 Türk’ün olduğu bir ülkede uygulanabilir mi?
En kibar ve hukuksal yanıt “Nah uygulanır” olmalıdır.
Onun nasıl olacağını da, yasa uygulanmak istendiği zaman göreceğiz.
Habip Hamza Erdem