Sen misin cemaati soruşturan!

Adalet Bakanlığı, İsmailağa Cemaati’ni soruşturan Savcı hakkında soruşturma başlatmış.

Adalet Bakanlığı, İsmailağa Cemaati’ni soruşturan ve 235 şüpheliyi kapsayan dosya üzerinde çalışan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısıİlhan Cihaner hakkında soruşturma başlatmış.

Adalet Bakanlığı’nın, İsmailağa Cemaati’ne yönelik soruşturma yürüten Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında idari soruşturma başlattığı ortaya çıktı. Cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve bazı bakanların da aralarında bulunduğu 235 şüpheliyi kapsayan soruşturma dosyası üzerinde çalıştığı aşamada, Adalet Bakanlığı müfettişlerinin talebiyle telefonları dinlemeye alınan Cihaner’le ilgili soruşturma halen devam ediyor. Cihaner’in diğer savcılarla yaptığı özel nitelikli telefon görüşmelerinin bile soruşturma konusu yapıldığı anlaşıldı.
Erzincan Başsavcısı Cihaner’in ismi bir süre önce İsmailağa Cemaati’ne yönelik başlattığı operasyonla gündeme geldi. Alınan bilgiye göre Cihaner, 16 ile yayılmasını planladığı cemaat odaklı operasyonlara ilk olarak Erzincan’da başladı. Ancak soruşturmanın daha bu aşamasında çok sayıda ilginç olayla karşılaştı.

Cihaner’in, baskın yapılarak aranması talimatı verdiği çok sayıda ev ve işyeri için farklı savcılıklardan arama kararları çıkarıldı.

Cihaner’in verdiği arama talimatları yerine getirilmeden diğer savcılıkların arama talimatlarının yerine getirilmesi, cemaat odaklı baskınların büyük bölümünü sonuçsuz bıraktı. Buna rağmen operasyonlara devam eden Cihaner, uzun süre şüphelilerin telefonlarını dinletti.

Şüpheliler listesi

Telefon dinlemeleri sonunda, Topbaş’ın da aralarında bulunduğu 235 kişiyi kapsayan “şüpheliler” listesi hazırlandı. Cumhuriyet gazetesinin dünkü haberine göre, bu kişiler arasında eski Orman Bakanı Osman Pepe, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Yenişafak gazetesi sahibi Ahmet Albayrak, “Cübbeli Ahme Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de yer aldı.

Başsavcılık devrede

Listedeki isimlere yönelik 16 ile yayılacak operasyonlara başlanacağı aşamada da, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı devreye girdi. Başsavcılık, soruşturmanın kendi yetki alanında olduğunu belirterek dosyayı Erzincan’dan aldı. Erzurum Başsavcılığı, Erzincan Başsavcılığı’nın planladığından çok daha dar kapsamlı bir soruşturma yürüterek iddianame hazırladı ve şüpheli sayısı 13 kişiye düştü.
Bu gelişmeler yaşanırken Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı da ihbarları gerekçe gösterip Cihaner hakkında soruşturma başlattı.

Fatih’te 2006’da bıçaklanarak öldürülen İsmailağa Camii’nin emekli imamı Bayram Ali Öztürk’ün cenaze törenine çok sayıda cemaat üyesi de katılmıştı.

Telefonları dinlendi

Alınan bilgiye göre, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkındaki soruşturma bakan oluruyla başlatıldı. Soruşturma kapsamında müfettişler, Cihaner’in telefonlarının dinlemeye alınması için mahkemeden karar çıkarttı.

Savunma istendi

Emrindeki savcılarla yaptığı özel nitelikli telefon görüşmeleri bile dinlenen Cihaner’in imza attığı cemaat soruşturması dahil, çok sayıdaki soruşturma ve işlemi soruşturma konusu yapıldı. Müfettişler, Cihaner’den bu konularla ilgili savunma istedi.

Görevden alacaklardı

Halen devam eden soruşturma sonunda Adalet Bakanlığı, Cihaner için “meslekten ihraca” kadar uzanan disiplin cezalarından birinin verilmesi için HSYK’ya başvurabilecek. Bakanlık aynı şekilde Cihaner hakkında ceza yargılaması süreci de başlatabilecek. Adalet Bakanlığı, son kararname krizi döneminde, Cihaner’in görevden alınması önerisinde bulunmuş ancak HSYK’nın yargı kökenli üyeleri bu öneriyi reddetmişti.


Gerçek Gündem

tarikatlerin hukuk üzerindeki fasizan baskilari iste ne diyeceksin. demokrasi hukuk falan onlar için sadece birer araç. AKP gittikten sonra bütün devlet kadrolari bu dinci-gerici fasistlerden nasil temizlenecek? yurtlarda isik evlerinde beyni yikanmis garibanlar nasil tedavi edilecek? tedavi edilemeyecek derecede beyni yikanmislar nolacak?

Savcıya 'cemaat' telefonu

Başbakanlık'tan Erzincan Başsavcılığı aranarak şüphelilerin serbest bırakılması istendi.

Erzincan Başsavcılığı’nın İsmailağa cemaatine yönelik soruşturma kapsamında cemaatin etkin isimlerinin de aralarında bulunduğu 9 kişiyi gözaltına alması üzerine Başbakanlık’tan hükümetin etkin bir bakanının telefonla arayarak şüphelilerin bırakılmasını istediği bildirildi.

Cumhuriyet Gazetesi'nden İLHAN TAŞCI'nın haberine göre; Başbakanlık’tan gelen telefona karşın şüphelilerin mahkemeye sevk edilerek tutuklandıkları anlaşıldı.

CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, soruşturmanın “canhıraş önünü kesme isteğinin” olayın Başbakan’a kadar uzanmasından kaynaklandığını belirterek 235 kişilik şüpheli listesinin tamamanın açıklanması gerektiğini vurguladı.

Erzincan Başsavcılığı’nın 16 ilde aralarında cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, kamuoyunda Cüppeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Ünlü’nün de bulunduğu 235 şüpheliye yönelik gözaltı kararının ardından yaşanan tartışmaların yalnızca Erzurum ve Erzincan ile sınırlı olmayıp Başbakanlık’ın da “devreye” girdiği anlaşıldı.

Erzincan Savcılığı, 29 Mart seçimlerinden hemen önce Erzincan ile sınırlı olmak üzere örgüt üyelerine yönelik gözaltı işlemlerini başlattı. İlk aşamada Erzincan’da cemaatin etkin isimlerinin de aralarında bulunduğu 9 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin henüz sorguları bile başlamamışken Başbakanlık’tan Erzincan Başsavcılığı’na telefon açıldı.

‘BAKAN ARADI’ 

Edinilen bilgiye göre, telefonla, başsavcılığa şüphelilerin serbest bırakılması “talimatı” iletildi. Başbakanlık’tan başsavcılığı arayan kişinin hükümetin etkin isimlerinden bir bakan olduğu öğrenildi. Hükümetten gelen bu telefona karşın gözaltındaki 9 kişi, savcılık sorgularının ardından sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. Ancak daha sonra avukatlarının tutukluluklarına yaptıkları itirazların ardından 7’si tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Telefonla ulaştığımız Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, İsmailağa soruşturmasına ilişkin sorularımıza, mevzuat uyarınca ancak Adalet Bakanlığı’ndan izin almamızın ardından yanıt verebileceğini söyleyerek yaşananlara ilişkin sessiz kaldı.

‘ŞÜPHELİ LİSTESİ AÇIKLANSIN’

CHP’nin hukukçu milletvekillerinden Mengü, İsmailağa soruşturmasında başından itibaren yaşananları “vahim” olarak nitelendirirken özel yetkili Erzurum savcılığının görevli olabilmesi için silahlı bir çetenin oluşması gerektiğini vurguladı. Erzincan’daki soruşturmada bir silahlı çete belirlemesinin olmadığını anımsatan Mengü, “Olayın Erzincan savcılığından Erzurum’a alınması çabasından anlaşılıyor ki, Erzurum Savcılığı’nda da Zekeriya Öz gibi çok güvendikleri bir savcı var. Şüpheli 235 ismin kim olduğunun çok net açıklanması gerekiyor. Kimler var bu listede? İki bakan, bir büyükşehir belediye başkanı ve bir gazete sahibi bu olayı kesmiyor. Olay daha derine gidiyor” diye konuştu.

Erzincan Başsavcılığı’nın doğru iş yaptığının Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı yaz kararnamesinde yerinden edilmek istemesinden de anlaşıldığını kaydeden Mengü, şu değerlendirmeyi yaptı: “Tüm bunlar Ergenekon’dan da vahim. 235 isimden söz ediliyor. Bu bile Ergenekon savcısı ile Erzincan savcısı arasındaki hukuk kalite farkını ortaya koyuyor. Erzincan savcılığı düğmeye basmaya hazırlandığında 235 kişiyi belirlemiş ve aynı anda soruşturma yapacak. Ucu başı açık olmayan, sonu belli bir iddianame düzenleyecek. Savcılık operasyonu zaten böyle olur. Her şey saptanır, deliller ortaya konulur. Önü kesilmek istenen dosyanın temelinde 235 şüpheli ismin açıklanmasını önlemek.”

“Soruşturmanın üzerine canhıraş atlamalarının sebebi tamamıyla Başbakan’a kadar gitmesinden” diyen Mengü, “Hani yargı istediği yere kadar gidecekti. İstedikleri yapılınca gidecek, hoşlanmadıkları soruşturmaların önüne geçilecek. Bunu anlamak mümkün değil. Bu olay yargının nasıl siyasallaştığını ortaya koyuyor” dedi.



Gerçek Gündem

Türk-Kan yazdı:Savcıya 'cemaat' telefonu

Başbakanlık'tan Erzincan Başsavcılığı aranarak şüphelilerin serbest bırakılması istendi...

Biri, "yargıya müdahale" mi dedi?

'Savcıya cemaat baskısı var'

Turgut Kazan müvekkili İlhan Cihaner'in "baskı altında olduğunu'' iddia etti.

Avukat Turgut Kazan, müvekkili olan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in, ''başlattığı 2 ayrı soruşturma nedeniyle baskı altında olduğunu'' iddia etti.

Kazan, İstanbul Barosu'nda düzenlediği basın toplantısında, ''46 yıllık meslek hayatında ilk kez bir Cumhuriyet Başsavcısı'nın müdafiliğini üstlenmek durumunda kaldığını'' ifade ederek, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in yaşadığı sorunların başlattığı 2 soruşturmadan kaynaklandığını öne sürdü.

Kazan, şöyle konuştu:

''Adalet Bakanlığının tutumu basit bir yanlışlık ve uğranılan mağduriyet kişisel bir mağduriyet sayılmaz. Tüm yargıç ve savcılara yönelik bir tehdit ve sindirme örneği ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu örnek demokrasi ve hukuk devleti açısından çok önemlidir. Mutlaka bilinmesi, doğru değerlendirilmesi ve tepki gösterilmesi gerekir. Çünkü bağımsız yargı ve iyi işleyen bir yargı demokrasinin güvencesidir. Yürütmenin yargıya müdahalesi bu güvenceyi öldürür.''

Müvekkilinin, Erzincan'da TCK'nın 220. maddesi kapsamında 2 ayrı soruşturma başlattığını hatırlatan Kazan, sözlerine şöyle devam etti:

''Bunlardan biri 'İsmail Ağa Cemaati', diğeri 'Fethullah Gülen' grubuyla ilgili. Elbet, bu cemaat ve gruplara yüklenen eylemleri tartışmak bizim görevimiz değil. Suç oluşmuyorsa, savcılıkça kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir, dava açılmışsa yargılama yapılır, tüm sanıklar aklanır. Bu soruşturmada gizlilik ihlal edildiği gibi, soruşturmayı engelleyici bir yol da izlenmiştir.''

''İki soruşturmayı başlatan müvekkiline 3 ayrı disiplin soruşturması açılarak gözdağı verilmeye çalışıldığını'' savunan Kazan, ''soruşturma ile birlikte müvekkilinin dinlemeye alındığının anlaşıldığını, ayrıca dışarıya karşı müvekkilinin 'Andıççıdır' ve 'Ergenekoncudur' diye kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığını'' öne sürdü.

Turgut Kazan, müvekkilinin İdil Savcısı iken 1999 yılında faili meçhul cinayetlerle ilgili Adalet Bakanlığı'na yazdığı 5 sayfalık metni basın mensuplarına dağıtarak, ''Faili meçhul cinayetlerle ilgili bu kadar duyarlılık göstermiş bir savcıya 'Ergenekoncudur' demeleri haksızlıktır. Müvekkilim, kendisini 'andıçcı' sayan değerlendirmeleri reddederken, andıç belgesi denilen tarihsiz fotokopinin, Erzincan soruşturmalarına karşı 'korunma-savunma' amacıyla yaratılmış bir tertip olduğunun düşünülmesini öneriyorum'' dedi.

Kazan, müvekkilinin, yargıya yönelik baskılara karşı dün Adalet Bakanlığı'na 2, Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'na bir başvuru yaptığını, gerekirse konuyu AİHM'ne kadar götüreceklerini de söyledi.


Gerçek Gündem

Bu cemaatler de kim oluyor ki? Kendilerini ne saniyorlar? Iki paralik yobazlar! Artik biri bunlara dur desin artik. Millet sizin gibi yobazlara kalmadi, ve kalmayacak! Asil AKP'nin sorusturulmasi lazim!

alamancı yazdı:tarikatlerin hukuk üzerindeki fasizan baskilari iste ne diyeceksin. demokrasi hukuk falan onlar için sadece birer araç. AKP gittikten sonra bütün devlet kadrolari bu dinci-gerici fasistlerden nasil temizlenecek? yurtlarda isik evlerinde beyni yikanmis garibanlar nasil tedavi edilecek? tedavi edilemeyecek derecede beyni yikanmislar nolacak?

Türkiye'yi ancak devrim kurtarır.Kemalist devrim önünde sonunda tamamlanacak başka yolu yok!
Beyni yıkanan garipler içinde tek çare beyinlerine format atmak gibi gözüküyor.Hard disc lerini değiştirme şansımız olmadığına göre iyi bir format (Kemalist eğitim dizgesi) bu garipleri paklar.

26 yıl hapsi istenen savcıdan şok iddialar

Meslekten ihracı istenen Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı şok iddialarda bulundu.

Kemal Göktaş / VATAN

1- Cemil Çiçek, İsmailağa cemaatinden gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi.

2- Adalet Bakanlığı’ndan arayan bir Genel Müdür Yardımcısı “Başın derde girer” dedi.

3- Bir bakanın oğlundan rüşvet alan savcıyla ilgili dosyayı Adalet Bakanlığı sürüncemede bıraktı.

İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen grubuna yönelik yürüttüğü soruşturmadan sonra Adalet Bakanlığı tarafından hakkında 26 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan ve meslekten ihracı istenen Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner şok iddialarda bulundu. Cihaner, HSYK’ya gönderdiği savunmada bazı bakanları ve Adalet Bakanlığı’nı suçladı.

Çiçek’ten telefon

Cihaner, savunmasında, İsmailağa cemaatine ilişkin soruşturma sırasında şüpheliler gözaltında iken sekreterinin Cemil Çiçek’in görüşmek istediğini söyleyerek telefonu bağladığını belirterek şöyle devam etti:

“Cemil Çiçek özetle ’Cezanın alt ve üst sınırını, cezaevlerin doluluğunu ve genel seçimler öncesi kendilerini siyaseten çok zorda bırakacağını söyleyerek gözaltındaki şüphelileri salıvermemi’istedi. Ben yasal gereğini yapacağımı söyleyerek konuşmayı sonlandırdım ve sorguya sevk ettiğim 9 kişi tutuklandı. Sekreterime konuşmanın tarih ve saatini not alması talimatını verip bir tutanak tuttum” dedi. Cihaner, bu tutanağı da savunmasına ekledi.

“Başın derde girer”

Cihaner, savunmasında, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Çetin Şen’in de kendisini cep telefonundan arayarak “Böyle soruşturmalar insanın başını derde sokar. Ankara’da ortalık toz duman. Yaptığın soruşturma Ergenekon soruşturmasına misilleme olarak algılanacaktır” dediğini ileri sürdü. Cihaner, kendisinin de Şen’e, “Soruşturmayı başlattığımda ortada Ergenekon diye adlandırılan bir soruşturma yoktu. Ayrıca öyle denilse bile bu kaygı ile soruşturmadan geri durulamaz” dediğini belirtti.

“Savcıya rüşvet”

Cihaner’in savunmasında yer alan bir başka iddia ise ismini vermediği bir bakanın oğlundan rüşvet alan bir savcıya ilişkin oldu. Cihaner’in bu iddiası savunmasına şöyle yansıdı:

“Bu süreçte mülhakat savcılarından birisi hakkında rüşvet, görevi kötüye kullanma gibi suçlarla ilgili inceleme başlattım. Elde edilen delillerden rüşvet verdiği iddia edilen kişiler arasında eski bir bakanın oğlu olduğu, ayrıca yüksek bir bürokratın da rüşvet istediği yönünde şüpheler oluştu. Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, bu dosyayı da kendilerine göndermemi istedi. Ancak fezlekede bir takım acil koruma tedbirlerine başvurulması gerektiğini belirtmeme rağmen çok sonra müfettiş gönderildi.”


VATAN, 24 Aralık 2009

MansurSah yazdı:

Türk-Kan yazdı:Savcıya 'cemaat' telefonu

Başbakanlık'tan Erzincan Başsavcılığı aranarak şüphelilerin serbest bırakılması istendi...

Biri, "yargıya müdahale" mi dedi?

Yok ya hu, ampuller Demokrasi babında ABD ile AB yolunda gidiyor sadece.

'Kendine Demokrat'!

O Savcıdan Çarpıcı İddialar

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner: Gerginlik bilerek tırmandırılıyor. Erzincan üzerinden oyunlar tertipleniyor. Kent istikrarsızlaştırmaya dair laboratuvar haline getirildi.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'i, 2 yıl önce İsmailağa Cemaati'ne yönelik başlattığı soruşturma, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal ile karşı karşıya getirdi. Cihaner'in, Türkiye genelinde yürüttüğü cemaat soruşturması, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın talebi üzerine Erzurum'a devredildi. Soruşturma kapsamında tutuklanan kişiler delil yetersizliğinden serbest bırakılırken önemli bir gelişme yaşandı.

Bu süreçte 3 subay ve 3 MİT mensubu tutuklandı. Tutuklanan isimler, Cihaner'in İsmailağa Cemaati'ne yönelik soruşturması kapsamında 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı uygulamakla suçlanıyor. Bu arada Başsavcı Cihaner'in telefonlarının da Ergenekon kapsamında dinlendiği anlaşıldı. Son olarak CHP Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ahmet Ersin'in Erzurum Kapalı Cezaevi'ne giderek tutuklanan askerlerle ve MİT'çilerle görüşmesi konuyu bir kez daha gündeme taşıdı. AKŞAM, hakkında 26 yıl hapis cezası istenen ve Adalet Bakanlığı müfettişlerinin soruşturma yürüttüğü Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile konuştu. Başsavcı, 'yargı süreci işliyor röportaj veremem' dedi ancak çok özel bazı açıklamalar yaptı. İşte o açıklamalar:

BİRİLERİ BANA MESAJ VERİYOR

- Erzincan'da neler oluyor?

Hakkımda süren bir soruşturma ve açılmış dava var. Bu nedenle röportaj veremem. Konu beni ve Erzincan'ı aştı. Ben mağdur konumdayım.

- Erzincan'da görev yapan bazı hukukçularla konuştuk. Tehdit edildiğiniz söyleniyor, doğru mu?

Beni tehdit etmeye kimse cesaret edemez. Ancak medyada çıkan bazı haberleri üstü örtülü mesaj olarak algılıyorum. Birileri bana bir şeyler anlatmak istiyor gibi. Örneğin gizli sanıkların ifadeleri nasıl oluyor da hemen bazı gazetelerde yayınlanıyor? Ben hukukla konuşurum. Adalet Bakanlığı müfettişlerinin sorularına da yanıt verdim.

- Soruşturmanın yanı sıra hakkınızda 26 yıl hapis istemiyle açılmış dava var.

Soruşturmanın neticesini bekliyorum. Hakkımda 'görevini kötüye kullanmak, imar kanununa muhalefet ve resmi belgede sahtecilik' suçlamasıyla 26 yıl hapis istemiyle açılan dava sürüyor. Bizim tek referansımız yargıdır. Yaptırım neyse sonucunu her vatandaş gibi çekeriz.

- Cemaat soruşturması kapsamında tutuklamalar başladıktan sonra ihbar mektupları gönderildi, gizli tanıklar ifade verdi ve davanın seyri değişti. Bunu nasıl yorumlamak gerekiyor?

Erzincan üzerinden kurumlar ve Türkiye geneline ilişkin birtakım tertipler düzenleniyor. Kamuoyunun ve tüm kurumların daha uyanık olması lazım. Bütün bu işlerin daha da tırmandırılabileceği yönünde kaygılarım var. Erzincan, ülkenin istikrarsızlaştırılmasına dair bir laboratuvar haline getirildi. Medyada yer alan iftira niteliğindeki haberler ile soruşturma hakkındaki olumsuz haberler üzerine birileri bir şeyler bina etmek istiyor. Ülke adına bir Cumhuriyet Başsavcısı olarak beni tedirgin eden, Erzincan'ı kullanarak Türkiye'ye yönelik planlanan tertiplerdir. Bizim internet sitemize bakın. Orada söyleyeceğimizi söyledik.

İNTERNETTEN 'KIRMIZI' MESAJ

http://www.erzincan.adalet.gov.tr adresinde, 1 Aralık'ta Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı adıyla konulan açıklama hala duruyor. 13 maddelik açıklama, Başsavcının yürüttüğü soruşturma hakkındaki haberlere yanıt niteliğinde. Açıklama 'Yaşananlar ve yazılanlar Kırmızı Pazartesi benzeri bir süreci hatırlatmaktadır. Tüm saldırı ve karalamalara rağmen bedeli ne olursa olsun yasaların suç saydığı eylemlere yönelik görevin gereğinin yapılmasından geri durulmayacaktır' uyarısı ile bitiyor. Kırmızı Pazartesi, Gabriel Garcia Marquez'in ünlü bir romanı. Marquez kitapta işleneceğini herkesin bildiği ama kimsenin kılını kıpırdatmadığı bir cinayeti anlatır.


İnternetajans, 26 Aralık 2009

Savcıya Cemaat Soruşturması

Cemaat soruşturmasını yürüten Savcı Cihaner'in yargılanmasına karar verildi.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nın dosyası Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti. Dün görülen dava sonucunda Cihaner'in üç ayrı suçtan yargılanmasına karar verildi.

Dosyayı Yargıtay 11. Ceza Mahkemesi'ne bugün itibari ile gönderdi. Bayram Bozkurt'un da görevi kötüye kullandığı iddiası ile Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği bildirildi.


İnternetajans, 29 Aralık 2009

Yasagin bir kere delinmesi onun yasak olmasina ragmen cignenmesine izin vermek devaminin gelmesine ortam hazirlar.
DTPya laf söyletmem birlikte cözüm ariyoruz diyen AKP simdi DTP/BDPlilerden küfür yiyor.
"sucu ve sucluyu övmek halki kin ve düsmanliga tesvik etmek" sucu sayin Öcalan denilerek bizzat Türkiye Cumhuriyeti Bosbakani tarafindan islendi ceza verilmedi arkasindan herkes sayin Öcalan ve bunlara ceza vermek mantik disi sayildi.

Eger söz konusu yüce lider, hoca olamadan Fettullah Hoca olan basiretsiz psikopat olunca "kimse dokunamaz" diye bir yasa varmis gibi Yargi mensuplari yargilanmaya calisiliyor.
Madem Meclis yargiyi dinleyenlere adam akilli bir laf etmedi, Hukukla dalga gecenleri cezalandirilmasi konusunda bir direnc göstermedi, Hukugun suca degil sucluya göre ceza veren veya vermeyen birsey olmasi gerektigini benimsetti peki hakimler, savcilar, avukatlar, bu yasaklari cigneyenleri neden yargilamadilar sessiz kaldilar?
AKPnin ne oldugu, yapmaya calistiklarinin neler oldugu halen anlasilmadi mi?
Sen askerinin kafasina cuval gecirenleri bil ama onlari cezalandirma onlar da gelsin senin yatak odana kadar girsin.

'Sürpriz Olmadı, Bekliyordum'

Hakkında yargılanmasına karar verilen Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner kararı değerlendirdi.

Cemaat soruşturması kapsamında hakkında Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanması kararı verilen Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner yaptığı açıklamada 'Karar sürpriz olmadı, zaten beklediğim bir karardı' dedi.


İnternetajans, 29 Aralık 2009

Biz şimdi burada akepe hükümeti ve onun yaptıklarını tartışırken onun ağa babaları yerini devralacak halefini hazırlıyorlar, hemde gözümüze soka soka ve hemde ATATÜRK'çü diye yutturarak millete...
Durum gerçekten çok vahim, hadi bunlar gericiler, her şeyleriyle ortadalar, malı salmışlar ortalığa sallaya sallaya değmedikleri yer de kalmamış peki ya içimizdeki hainleri nasıl ayırd edecez? Ya onların içindeki masum kandırılmış ATATÜRK'çüleri?
Fazla lafa gerek yok arif olan elbette Mustafa sorostan pardon sarıgülmüydü işte ondan bahsettiğimi ve ne anlattığımı gayet iyi de anlamıştır ama bakalım kaç kişi salağa yatacak önümüzdeki günler bunu gösterecektir.
Şimdi biz birer ATATÜRK'çü olarak, onu kendine örnek alan devrimci, vatansever, sağcı yada solcu her ne isek O'nu kendimize örnek alalım ve geçmişten çıkardığımız dersle, bu günün çabalamalarıyla yarını gözden geçirmeli ve geleceğe dair tehditlere karşı önlemler almalıyız yoksa vah bizim ATATÜRK'çülüğümüze...
Birşeyi de hatırlatmadan edemeyeceğim, hani şu geçmişte yaşanan malum sağ sol davası, hepiniz hatırlıyor ve biliyorsunuz, sağ sol davasına az insanımız ölmedi değil mi? Ama neymiş? asıl tehdit ne sağmış ne solmuş, aynı 30 yıldır kasıtlı olarak canlı tutulan pkk olmadığı gibi. Asıl tehdit millet sağ sol davasına leblebi gibi mermi harcarken sorgusuz sualsiz elini kolunu sallaya sallaya üniversitelere girip çıkabilen gerici, yobaz ve vatan haini dincilermiş! Okullarını ölmeden bitirip başımıza baş oluvermiş şerefliler (!) ve ne hikmetse bu süreci kimse farkedememiş, hani ATATÜRK'çülük? Hani ileri görüşlülük?
İşte bende şimdi diyorum ki artık asıl tehdit akepe hükümeti ve onun yandaşları değil zira bunu baş ağızdan kendileri de telafuz ettiler zaten "bedeli ne olursa olsun bu açılımı yapacağız" diye. Yani kendi sonlarının geldiğini biliyorlar ama onlar için zaten bu son değil yeni bir başlangıç, bu kadar yükün altında ezilmektense kolayca işin içinden sıyrılacaklar ve yükünü alan almışken de kendilerine barınacak çok yer bulacaklardır!!!
İşte onların kaldığı yerden kim devam edecekse biz bunun üzerine gitmeliyiz ve ben bu devrimin adına karasüyek hareketi diyorum, asiller (!) karşıtı olan halkın birlikteliği... Yeni ATATÜRK'çü akım...

Son dakika: ABD'nin Ilımlı İslam Türkiye Eyaleti görevlileri tarafından Başsavcı Cihaner'in evi ve Adliye'deki odası aranıyor