Eşkıyanın Kökü Dışarıdadır... / Uğur MUMCU

Gazeteci-Yazar / Devrim Şehidi

Eşkıyanın Kökü Dışarıdadır... / Uğur MUMCU

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Kas 02, 2012 22:13

Eşkıyanın Kökü Dışarıdadır...

Sağcı saldırganlar önceki gün bir cinayet daha işlediler, İstanbul Teknik Üniversitesini basan "ülkücü komandolar", Erdoğan Yalçıngil adlı bir öğrenciyi kalbinden vurarak öldürmüşler, Şakir Kâtipoğlu ve Cihat Deliorman adlı öğrencileri de ağır yaralayarak kaçmışlardır. Ankara'da da, Ensar Bingöl adlı öğrenci, evinin önüne yazılan MHP sloganlarını silerken, üzerine on iki kurşun sıkılarak öldürülmüştür.

Burası, sokaklarında iç savaşın hüküm sürdüğü Lübnan değil, Anayasasında "demokratik hukuk devleti" olduğu yazılan Türkiye Cumhuriyeti'dir...

Cephe ortaklarından güç alan ülkücü saldırganlar, kapılarında silah kontrolü yapılan üniversitelerin içine, bellerinde silahlarla girip çıkmakta, adam öldürdükten sonra da ellerini kollarını sallaya sallaya olay yerinden uzaklaşmaktadırlar. Olay yerindeki polisin görevi nedir acaba? Belinde silahı olanları yakalamak mı, yoksa, ülkücü saldırganları gözlerinin ucuyla izlemek mi?

Kapısında nöbet tutulan bir yerde, cinayet nasıl işlenir ve sonra katiller nasıl kaçabilir?..

Bu cinayetler, ülke çapında, belirli bir programa uyularak işleniyor.

Vurulanlar, öldürülenler, hep devrimci öğrenci Iiderleridir. Saldırganlar ise, adam öldürmek için özel olarak yetiştirilmiş profesyonel katillerdir.

Öldürülen öğrencilerin hepsi de ya başlarından, ya göğüslerinden, ya da karınlarından vuruluyorlar. Bu bir rastlantı değildir. Cinayetler, ülkede bir kargaşa ortamı yaratmak için görevlendirilmiş özel uzmanlarca işlenmektedir.

Cinayetlerin arkasında "kontrgerilla" adlı yasadışı örgütün görevlileri bulunmaktadır.

Bundan hiç şüpheniz olmasın... "Kontrgerilla" kökü ve kaynağı Amerika'da bulunan ve NATO ülkelerinde solcu örgütlenmeleri bastırmak için kurulan silahlı bir örgüttür. Bu silahlı örgüt, çalışma alanı olarak seçtiği ülkelerde adlarının başına "milliyetçi" sözcüğü eklenen sağcı saldırgan gençlik örgütleriyle işbirliği yapar.

İtalya'da ve Yunanistan'da bu işbirliğinin somut kanıtları ortaya çıkarılmıştır, İtalya'da, anarşi olaylarını perde arkasından yöneten kişinin, İtalyan gizli güvenlik örgütü yöneticilerinden bir general olduğu kanıtlandı ve general tutuklandı. Yunanistan'da, 1967 darbesini düzenleyen Albay Papadopulos'un da, bir CIA görevlisi olduğu belgelerle ortaya çıktı.

Türkiye aynı çemberin içindedir. Ülkemizde olup biten olayları, TRT Türkçesiyle sunulduğu gibi, "karşıt görüşteki öğrencilerin çatışması" biçiminde görmek yanlıştır. Sağcı saldırganlar, yabancı yapısı silah kullanıyorlar. Bu silahlar, sağcı saldırganların eline nasıl geçmektedir? Silah ve para nereden gelmektedir?

Bir ülkede, birbiri ardından cinayetler işlenir ve katiller yakalanmazsa, o zaman, "devlet içinde devlet" olduğu yolundaki şüpheler su yüzüne çıkar. Demek oluyor ki, polisin de yakalayamadığı, gücünün yetmediği bazı güç dengeleri bulunmaktadır. Kimdir bunlar?

Bu köşede çok yazıldı: Silahlı Kuvvetlerde görevli iki subay, silahlarını Ülkü Ocakları genel başkanı ile MHP Gençlik Kolları başkanına vermişlerdir. Bu silahlarla da cinayet işlenmiştir. Subayların adı da, silahların sicil numaraları da açıklandı. Hani nerdesiniz Milli Savunma Bakanı Bay Melen, İçişleri Bakanı Bay Asiltürk ve Jandarma Genel Komutanı vekili Korgeneral Şahap Yardımoğlu?

Neden dokunamıyorsunuz Yüzbaşı Fehmi Altınbilek'e ve Yüzbaşı Mustafa İlerisoy'a? Gücünüz mü yetmiyor yoksa?,. Emrinizi mi dinlenmiyorlar?

Unutmayın ki, bu hesap gün gelir sizlerden de sorulur.

Silahlı eşkıya çetesi, ülkede can güvenliğini ortadan kaldırmaktadır. Bundan da acısı, bu eşkıyanın cephe ortaklığından güç almasıdır. Bu eşkıyanın amacı, silahla, şiddetle, terörle, devlet güçleri, devrimci örgütler ve yurttaşlar üzerinde yılgınlık yaratmaktır. Saldırılar, bu amaçla, sistemli ve planlı biçimde yürütülmektedir. Yarın silahlar, ilerici politikacılara, kamu görevlilerine ve yazarlara yönelirse hiç şaşırmayalım.

Sokak eşkıyası ile işbirliği yapan cephe ortaklığı bir yandan kendi varlık nedenini ortaya koyarken, öte yandan da, devleti nasıl ele geçirip yönettiğini de itiraf etmektedir...

Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 31 Mayıs 1976
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Uğur MUMCU

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x