Euro 2008'e kötü başladık

Millî takımlarımız hakkındaki gelişmeler

Euro 2008'e kötü başladık

İletigönderen Panzehir » Cmt Haz 07, 2008 23:14

[img]http://www.hizliresim.com/2008/6/8/37.jpg[/img]

A Milli Takım, EURO 2008 finallerindeki ilk maçında Portekiz'e 2-0 yenildi. Ay-yıldızlılar karşılaşmanın genelinde iyi mücadele etse de, 61. dakikada Pepe ve 90+2'de Meireles'in attığı gole engel olamadı.

Türkiye A Milli Futbol Takımı, 2008 Avrupa Şampiyonası finallerindeki ilk maçında Portekiz ile karşı karşıya geldi.

Mücadelenin ilk yarısı 0-0 eşitlikle tamamlanırken, 61. dakikada Pepe ve 90+2'de Meireles'in attığı gollere engel olamayan ay-yıldızlılar, sahadan 2-0 yenik ayrılarak A Grubu'nda puansız başladı.

Karşılaşmanın genelinde Türkiye'ye oranla daha etkili pozisyonlar üreten Portekiz'de, Cristiano Ronaldo ve Nuno Gomes'in birer vuruşu direkten döndü.
- Kaynak -

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen Tsigalko » Pzr Haz 08, 2008 0:08

Emre Güngör niye Zanın yerine oyuna sokulmuyor?
Sol Bek niye Baltaya emanet ediliyor?
Türkcell Süper Lig Şampiyonluğunda En büyük katkısı olan oyunculardan Arda niye yedek ve oyuna alınmıyor yorgun Portekiz sovunmasını yıpratması için?
Neden maç boyunca en az 10 kez kritik noktalarda pas hatası yapan Tuncay oyundan alınmıyor?
Mevlüt denen gelecek vaateden ama şu anda performansı vasat olan zaatı muhterem ilk 11de oyuna başlıyor?
Kadroda bitirici İleri ucda adam yokken onlarca orta saha kadroya katılıyorda Gökhan Ünal ya da Fatih Tekke kadroya dahil edilmiyor?
Portekizin atak oynacağını bildiği halde Sayın Terim neden Kontra atakların en etkili ismi adam adama geçemeyeciği olamayan Arda oyuna sokulmuyor?
Daha onlarca Neden var ama;
Diyorlar ya Türkiye de herkez antranör olmuş herkes yorum yapar ama boş yorum yapar.
E be kardeşim bu bariz hataları görüp yorum yapmayana ne derler ama....
Beni sahroş eden milli takım istemiyorum!!!
Resim
"Tarihi isimler değil; "zaman" lar belirler! Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkarıyor."
Ahmet Taner Kışlalı
Kullanıcı küçük betizi
Tsigalko
Üye
Üye
 
İletiler: 346
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 23:17

İletigönderen Panzehir » Pzr Haz 08, 2008 2:19

Ben de neden Gökhan'da ısrar ettiğini anlayamıyorum. Uruguay hazırlık maçında kritik bir hata yapmıştı ve akabinde ( yanlış hatırlamıyorsam ) golü yemiştik. İlk maçında da kırmızı kartla oyun dışı kalabilirdi, sarı kartla iyi kurtardı.

Bu maçın en iyileri Mehmet Aurelio ve Colin Kazım'dı ne yazikki.


Tsigalko, kadro artık belli iken de şu olsaydı bu olsaydı demek birşeyi değiştirmeyecek artık. Bu kadroda forvetler arasında Ümit Karan da olmalıydı-lara kadar gider bu düşünce aslında...

Ama işte olsa ile bulsayı ekmişler zamanında... Hiç bitmiş...

Olan oldu... Umarım ilk maç ders olur... Ders olup olmadığını da İsviçre maçında göreceğiz sanırım...

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen shadow39 » Pzr Haz 08, 2008 8:59

Arda ilk onbirde baslamaliydi.Gokhan Zan resmen mantarladi.
Dağda üç Beş domuz Sürüsü
Tutturmuş Bir kürdistan Türküsü
Eline Almış Bayrak Diye Bir Masa örtüsü
Satsan Beş Para Etmez Ne Dirisi Ne De ölüsü
Soyu Soysuz Olan Sensin Toprak Senin Neyine
İte itlik Yapıp Kafa Tutma Beyine
Anlasa Dediğimi Sokaktaki Köpek Ağlar Haline
Duy Ulan Soysuz
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!
....
Bu da can d..... efendiye olsun. belgeselci.
"Siz Mustafa demeye devam edin, biz de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk"

Resim
Kullanıcı küçük betizi
shadow39
Üye
Üye
 
İletiler: 2230
Kayıt: Cmt Mar 03, 2007 20:27

İletigönderen Çetin Taş » Pzr Haz 08, 2008 9:54

Fatih Terim'in hayatı da aynı zamanda bir ibret hikayesidir.
Hep başkalarının hazırladığı alt yapılarla başarılı oldu.
Kimse ''bu Piontek'in başarısıdır,bu Derwall'in ve Mustafa Denizli'nin başarısıdır''demedi.
UEFA Şampiyonu yaptı Galatasaray'ı dediğim gibi başkalarının hazırladığı altyapılarla.
Her nasılsa Allah veya birileri ''yürü ulan Fatih''dedi ve adama bir de İMPARATOR lakabı takıldı.
İtalya'ya gitti.Fiorentina'yı çalıştırdı.Sezonu tamamlamadan birkaç maç kala ayrıldı.Takım kendisinden sonra İtalya şampiyonu oldu.Ama bizim malum yalaka medya bu şampiyonluğu Fatih Terim hanesine yazdı.Fatih Terim'de bunu sahiplendi işin ilginç yanı.
Sonra geri döndü İtalya'ya ve Milan'ın başına geçti.Çok sürmedi.Klübün en hızlı kovulan teknik direktörlerinden biri olarak tarihe geçti.
Döndü Galatasaray'ın başına geldi ama köprülerin altından çok sular akıp geçmişti tabi.UEFA şampiyonu olan Galatasaray'ın şampiyon kadrosu yoktu.Hagi,Popescu,Taffarel,Emre,Okan,Arif,Fatih,Filipescu......
Netice olarak bizzat Galatasaraylılar'ın büyük muhalefetiyle ayrıldı Galatasaray'dan.
Bir süre kayboldu ortalardan.Sonra bir çıktı ortaya ve hemen milli takım teknik direktörü oldu.Hem de Ersun Yanal'ın yerine.Ersun Yanal ise Fatih Terim'i her ne hikmetse her daim göklere çıkartan medyanın yerin dibine batırdığı bir adamdı.(Oysa ki Geçlerbirliği'ni iki sezon üst üste ilk 4'e soktuğunda o da basının gözdesiydi.)
Nedeni ise Ağlakzade Hoca'nın müridi Hakan'ı milli takım kadrosuna almamasıydı.Dünya Kupası elemelerinde de gençleşme operasyonu yapıyordu.Alışılageldik oyunculardan ve oyun sisteminden farklı bir yapı kurmaya çalışıyordu.Forvette Fatih Tekke'ye şans veriyordu.Milli Takım'da Anadolu takımlarından oyunculara da yer veriyordu.Yani diğer teknik direktörler gibi laf olsun diye 2-3 oyuncu çağırıp kenarda oturtmuyordu.
Netice olarak Hakan Şükürcü medya onun başını istedi ve aldı.Fatih Terim'in 2. dönemi başladı.
Malum İsviçre ile baraj maçı oynadık ve onun teknik direktörden ziyade uyuşturucu kullanan amigo gibi tavırları ile dünyaya rezil olduk.Oyuncuları ve yardımcılarını nasıl olumsuz motive ettiyse büyük rezillikler yaşadık.Netice olarak gidemedik dünya kupasına.Ve Avrupa Şampiyonası elemeleri için 6 maç seyircisiz oynama cezası aldık.SonIa bu ceza 3 maça indirildi.
O görevine devam etti.
Pekçoklarına göre güle oynaya çıkmamız gereken gruptan son anda Nihat'ın kişisel becerileri ile çıktık.
Milli takım aday kadrosunu açıkladı.Şaşırdık.Çünkü sezon boyunca çok iyi mücadele etmiş ve mevkilerinde Türkiye'nin en iyi oyuncuları olan Sivassporlu ve Kayserisporlu oyuncuları kadroya çağırmadı.Türkiye'nin şu an en tecrübeli ve gerçek anlamda Avrupai santraforu olan Fatih Tekke aklına bile gelmedi.
Sonra milli takım kadrosunu açıkladı.Bizi şaşırtması önemli değil,alıştık.Dünyayı şaşırttı.Hiç kimse senelerdir hep şampiyonluğa oynayan takımlarda takımının oyun kurucusu olan,orta sahadan ileriye top çıkarma konusunda son derece başarılı olan Yıldıray'ı,Alman Ligi'nde yıllardır attığı gollerle taraflı-tarafsız hayranlık kazanan Halil'i takımdan çıkarmasını anlamadı.
Kendi takımında bile yerden yere vurulan,dün akşam ki sakatlandığı pozisyondaki hatanın benzerlerini lig maçlarında hemen her zaman yapan Gökhan Zan'ı kadroda tutmasını yine pekçokları anlamadı.
Birkaç gün önce televizyon programında yerden ve hızlı oynayan bir takım izleyeceğimizi söyledi.Ama dün akşam ben çocukluk yıllarıma,o İngiltere'den 8 tane yediğimiz yılara gittim.20-25 sene önceki milli takımımızı hatırladım.Hücumu hiç düşünmeyen,ayaktaki topu hep geriye ve yana oynayarak zaman öldürmeye çalışan,rakipten korkan bir milli takım gördüm.Zaten ben dahil milyonları da eminim televizyonlar başında kahreden bu oldu.
Milli Takım Dünya 3.sü olduğunda iki kez Brezilya'ya yenildi.Ama kim çıkıpta bu takıma kötü oynadı dedi her 2 maçın sonunda?Dünya şampiyonuna karşı aslanlar gibi kora kor,dişe diş mücadele etti o zaman bu takım.Zaten bizlerin aklında hep oradaki savaşan takım kaldı.Bazı ağzı yırtık yorumcular o dünya üçüncülüğünü de eleştirmişlerdi ve hala eleştiriyorlar.Tabi takımın başında Fatih Terim yoktu ya ondan.Neyse ayrı bir tartışma konusu çıkmasın buradan.
Netice olarak hepimizin içinde bir umut vardı dün televizyon karşısına geçerken çünkü yüreğimiz hep o aklımızda kalan dünya 3.sü takımın savaşan ruhunun geri gelebileceğinin inancıyla heyecanlanıyordu.Ama ilk dakikadan itibaren gördüklerimiz bizleri çok büyük hayal kırıklığına uğrattı.Bu takım dün geceki oyununu oynamaya devam ederse-ki ne yazık ki başka bir şablon da görünmüyor bu oyuncular ve bu hoca ile-genel klasmanda en zayıf takım olarak gösterilen Avusturya'dan bile daha kötü performans gösterip şampiyonanın son takımı olur.
Maç genelinde beni en çok üzen de takımımız adına en iyi mücadele eden oyuncuların devşirme oyuncular olan AURELIO ve COLIN KAZIM olmasıydı.Nerede o dünya şampiyonasında ki savaşan ruh ve nerede dün akşam ki ruhsuzluk?
Ne yazık ki bu oyuncuların performanslarını arttırmalarını ummaktan başka yapacağımız bir şey yok.Çünkü takımı kuran Fatih Terim'in oyun planı olmadığını dün akşam ki maç bence bizlere ispatlamış olmalı.Takım sahaya çıktığında o maçta standardın üzerinde top oynarsa,oyun planını da oyun kurucu orta saha oyuncuları Emre(hazırlık maçlarındaki gibi çok kötü oynadı,koşamıyor,enerjisi bitmiş sanki),Aurelio,Hamit-sahada ileriye ve kanatlara top çıkartabilen tek oyuncu idi ve onu da anlamsız bir şekilde oyundan aldı Fatih.Oysa ki ille de birini çıkaracak idiyse bu Emre ya da iyice artistleşmiş olan Tuncay olmalıydı-ve pas aktarabilirlerse Nihat bu turnuvada biraz daha ileriye gitmemizi sağlayabilirler.Aksi takdirde Fatih Terim'den bir şey beklemeyin.Topu ileriye götüremediğimizi,Nihat'a ve daha sonra Semih'e top aktaramadığımızı göremeyecek kadar körleşmiş ki Kazım'a ve Nihat'a top indirebilen tek oyuncu olan Hamit'i çıkarttı.İlk yarıda kaleye şut çeken ve hücum anlamında mantıklı bir şeyler yapmaya çalışan tek oyuncu olan Mevlüt'ü çıkarttı ve yerine Sabri'yi aldı.Bu şekilde savunmayı da zayıf düşürdü çünkü Sabri zaten fiziğinin de yetersizliği ile geriye koşmayan ve yardımcı olmayan bir oyuncu.Oysa ki akşam özellikle ikinci yarıda Arda gibi bir oyuncu Hamit'in,Aurelio'nun,Emre'nin yüklerini azaltıp daha faydalı oynamalarını sağlayabilirdi.Ama dedim ya Fatih Terim'in hayatı ibret hikayesidir.Komplekslerinden arınamayan insanın gözünün nasıl körleştiğinin hikayesidir.Büyüklenen ve kendinden başka hiç kimseye saygısı olmayan insanın nasıl burnu üstüne çakıldığının öyküsüdür.
Sözün özü,bu takımdan bu şekilde bir cacık olmaz.1996 yılındaki Avrupa Şampiyonası'ndaki gibi averaj takımı oluruz ve diğer 2 takımda bizi topa tutar.Sahi o şampiyonada da o dönem Türkiye'nin mevkinde en iyi oyuncusu olan Kemalettin'i 3 maç boyunca sadece 45 dakika oynatmıştı.Saplantılı insandır Fatih Terim vesselam.Ama onun saplantıları ve kompleksleri,en azından milli takımlarını izleyerek bir kaç saat olsun mutlu olmak iseyen bizlerin mutsuzluğuna mal oluyor.Bu turnuva sonrası öyle ya da böyle milli takımı bırakacaktır.Yerine gelecek olan teknik direktör eğer Fatih Terim'in yaptıklarını yapmazsa kesinlikle başarı için gereken yolun yarısıdan çoğunu almış olacaktır.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Efe » Pzr Haz 08, 2008 11:15

Çetin Taş, Çok güzel açıklamışsın eline sağlık, UEFA başarısını Fatih Terim'in başarısı olduğunu asla düşünmedim, hazırlanmış bir sistemin gelip üzerine oturmasının dışında Hagi olmasaydı en fazla çeyrek final oynarlardı.
Bir teknik direktör dün ki oyunuda okuyamıyorsa diyecek bir şey yok. Takımda ilk 11 de dahi oynayamayan Tuncay'ı milli takıma almak dahi büyük bir hata, hadi aldın 90 dakika nasıl dayandın ?
Tabi bunların hepsi olmuş bitmiş şeyleri, konuşmak yerine hatalardan ders çıkarılmaya bakılmalı ama benim asıl düşündüğüm konu Fatih Terim'in aldığı paradır. Haluk Ulusoy'un kendisi için hazırladığı şovun bir parçasıdır bu maaş. Hangi akla hizmet o parayı veriyolar anlamıyorum. Bizim ödediğimiz vergilerle ödeniyor o para ve ben hakkımı helal etmiyorum.

damnant quod non intelligunt...
Kullanıcı küçük betizi
Efe
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 1508
Kayıt: Cmt Şub 17, 2007 22:58

İletigönderen Çetin Taş » Pzt Haz 09, 2008 8:17

Terim kendi yolunu kesti


"İsviçre maçı Fatih Terim’in milli takımlardaki kariyerinin sonu olabilir. Bunun sorumlusu kendisi ve yanında ona ’en büyük sensin padişahım’ diyen yardımcıları olacak. Millilerimizin görüntüsü, Terim’in Fulham yolunu da kapadı."

FATİH Terim’in, "Ben değişik hocayım. Kimsenin düşünmediğini düşünürüm, kimsenin yapmadığını yaparım" daha doğrusu "Ben şapkadan kuş çıkarırım" inadı A Milli Takımımız’a olumsuz yönde etki etti. Milli takım hocasının, takımlarında iyi oynayan futbolcuları çok değişik yerlerde oynatıp maceraya girmek yerine, aralarındaki akordu tutturması gerekir. Haliyle de o zaman orkestradan ahenkli sesler çıkar. Portekiz karşısındaki oyun sonrası, futboldan anlayan veya anlamayan herkesin yönelttiği ortak soru şuydu: "Biz ne oynadık?" İnanın çiftetelli bile oynayamadık.

Mağlup duruma düştükten sonra, son 15-20 dakika kontrollü, kenardan hücumlar yerine ortadan ve karşıdan şişirme toplar atacaksın. Peki bunu hangi pivot santrforla yapacaksın? Elinde böyle bir oyuncu yok. Neden? Çünkü Alman Ligi’nin iyi santrforlarından biri olan Halil Altıntop’u evine yolladın da ondan. Orta alanda iyi top çevirip topu saklaman, rakibinin aralarına girip onu rahatsız etmen lazım. Kiminle yapmaya kalkıyorsun? Emre Belözoğlu ile... Emre, bir senedir piyasada yok. Ama öbür tarafta yine Alman Ligi’nin çok iyi oyuncularından Yıldıray var. Onu da evine gönderiyorsun. Avrupa’nın 2 numaralı kupasını kazanan takımın en iyi oyuncularından Fatih Tekke kadroda bile yok.

Dam üstünde saksağan...

Bayern Münih gibi bir takımda çok başarılı maçlar çıkaran Hamit sağ bekte... Bayern onu tam tersinde kullanıyor. Sabri’yi Feldkamp bir maç orta sahada denedi, sonra 7 maç Sabri kulübeden çıkamadı. Milli takımda orta sahada, Hamit Altıntop’un önünde oynuyor. Yani, tam ’Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı’ türünden...

Nihat, İspanya’da gol krallığını zorladı. Topu önüne alarak bu başarıyı gösterdi. Milli takımda nasıl oynadı? En ileri uçta santrfor. Yani, rakip defansın kucağında. Nihat hem futbol oynayamadı, hem de karşısındaki adam Pepe, bize iki gol attı. Biri sayıldı biri sayılmadı. Peki bütün bunların hazırlayıcısı kim? Tabii ki, Fatih Hoca...

Şimdi Fatih Terim’in elinde tek silah kaldı, her zamanki gibi. Basının onu ve futbolcuları haksız yere tenkit ettiğini söyleyerek belki de bu tip yazıları keserek, toplayıp İsviçre maçından evvel sahaya çıkarken soyunma odasının kapısında futbolcularının önlerine atacak ve takımı böyle motive edecek.

İsviçre maçı Fatih Terim’in milli takımlardaki kariyerinin son maçı olabilir. Ama bu sonun görüntüsünü hazırlayan hiçbir zaman kamuoyu veya onun düşmanları olmayacak. Kendisi ve yanında ona "En büyük sensin padişahım" diyen yardımcıları olacak. İnşallah yanılırım, yanılmak isterim...

NOT: Fulham Kulübü, önümüzdeki sezon Fatih Terim ile çalışmayı düşünüyormuş. Milli takımın Portekiz maçındaki görüntüsü, takım tertibi ve görüntüsü maalesef onun Fulham takımına gitme yolunu kesti. Bunu da kendi yaptı.


Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/913 ... id=9131558

Kendi notum: Artık benim yazımımı okumuş Erman Toroğlu yoksa aklın yolu birdir sözünün ispatı mı siz karar verin?
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02


Şu dizine dön: Millî Takımlarımız

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x