Bugün Milliyet yazarı Hasan cemal'in yazısını okudum. Başlığı : "Evet, delikanlı komutanlar aranıyor!". Özetle Başbuğ Paşa'nın mahkemeye çağrılmayı beklemeyip, delikanlıca çıkıp benim bildiklerim bunlar bunlar dermesini, bence bu istekle de eğer emri veren oysa açıklayıp ve diğer arkadaşları gibi tutuklanmasını beklediğini söylüyor. Burada aklıma Cezgiz Han'ın bir sözü geliyor. Henüz yeni evli geç bir lider iken başka bir Moğol kabilesinin baskını sırasında eşinin kaçırılmasını izler ve " Ancak ahmaklar sonucunda yenilgi olan bir savaşa devam eder" diyerek atına binip kaçıyor. Kaçmak kelimesi bile kulağımı tırmalıyor ama sonuç da ortada, aklını kullanarak Cihan İmparatoru oluyor.
Şimdi güzel delikanlı olmak her babayiğidin harcı değil ve erdemli bir davranış biliyoruz. Ancak benim sormak istediğim Sn. Hasan Cemal şu kişilere:
-Ey Sayın Başbakan, ey Sayın Cumhurbaşkanı sizin gerçek hedefiniz nedir, Cuhuriyetin ve Laikliğin neresindesiniz.
-Ey Sayın Milletvekilleri ettiğiniz yemine ne kadar uyuyorsunuz.
-Ey Sayın Başbakan Yardımsı Bülent Arınç yukarıdaki sorulara delikanlıca ve net cevap verin
-Her gün şehit verilirken ey Milletvekilleri sizlerde delikanlıca söylermisiniz, görevinizi hakkıyla yerine getiriyormusunuz yoksa Sn. Arınç gibi "bizi üzüyorlar" demek yeterli midir
diye sormuşmudur ya da sorabilecek midir? Şimdi ne oldu da bu kadar duyarsız olduk her gün onlarca insanın ölmesine. Bu kadar ucuzmudur halkın evlatları ve kanı?
Bu mudur delikanlılık?
Saygılarımla...
B.M.