“Evet” in sahibi ABD’den yeni haber var!
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Bartın’da yaptığı konuşmada, “Anayasayı değiştirme sebepleri, Başbakanın Yüce Divan korkusu ile yargıyı ele geçirerek hesaptan kurtulma telaşıdır. Devlet kurumlarını etkisizleştirerek, Türk milletinin direncini kırma isteğidir. Orduyu pasifleştirmek ve PKK terör örgütü karşısında aciz bırakmaktır. Açılım ihanetiyle uğradığı oy kaybından dolayı, bir daha bu güce sahip olamayacağını anlaması ve iktidar gücünü ne pahasına olursa olsun sonuna kadar kullanarak aldığı emirleri yerine getirmesidir. Anayasa değişikliği, açılımın parçasıdır, açılımın sahibi de ABD’dir” dedi.
Açılımların sahibinin ABD olduğunu fotoğraf gibi gösteren yeni bir haber var. Amerikalı Ermeniler, Türkiye aleyhine Los Angeles mahkemelerinde dava açtı.. 1915’deki olaylarda kaybettikleri taşınır ve taşınmaz mallar ile banka hesapları için Ermenilerin ‘milyarlarca dolar’ talep ettikleri belirtildi. Ermenilerin mahkemeye başvurularında, doğrudan Türk Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ve Ziraat Bankası’nı davalı olarak belirttikleri kaydedildi.
* * *
Aslında sadece açılımlara değil Anayasa değişikliğine de ABD’nin sahip çıktığını bu sütunlarda birkaç gün önce belirtmiştik.
24 Mart 2010 günü, Fulbright Bursiyerleri Derneği tarafından düzenlenen, kokteylde, ABD Ankara Büyükelçisi James F. Jeffrey, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Anayasa değişikliği üzerinde durdu ve bunun gerekliliğini vurguladı. Jeffrey, referandum için, kokteyle katılanlardan destek beklediğini, açık bir dille ortaya koydu!
Yani Anayasa değişikliğinin sahibi de dolaylı olarak değil, doğrudan ABD’dir. Zaten daha önce gündeme getirdikleri Ergun Özbudun Anayasası’nın tartışmasını da ABD’de yapmamışlar mıydı?
* * *
Yine MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay, Burdur’da yaptığı konuşmada, “İstiklal Savaşından sonra kurulan devletimden memnunum, üniter yapımı, bayrağımı, dilimi, başkent Ankara’yı korumak istiyorum’diyenler ‘hayır’ diyecekler” dedi.
Toskay, bir soruya da “Askeri vesayete karşı kahramanca mücadele verdiğini söyleyen Başbakan, ilk önce 28 Şubat’ın beyin takımından olan Çevik Bir’le olan sıkı ilişkilerinin sebebini açıklasın. ‘Postmodern darbe yaptık’ diyenler hakkında ne yaptıklarını söylesinler. Yaşar Büyükanıt 27 Nisanda internette e-muhtıra yayınladı. Başbakan çıksın, Cumhuriyet Başsavcılığına versin ve Büyükanıt’tan hesabını sorsun. Onun yerine altına 1,5 trilyonluk zırhlı araba çekmesin diyoruz” diye cevap verdi.
* * *
Okurumuz Turgay Acıcan ise şöyle diyor:
“Çağlayan mitinginin yapıldığı günlerde, insanımız tek bir slogan etrafında birleşmeye ve güç olmaya başlamıştı. İnsanımız, asıl tehlikenin, öncelikli tehlikenin AB ve ABD dayatmalarında olduğunu görmüş ve buna karşı birleşmeye başlamıştı.
Taa ki, e-muhtıra yayınlanana kadar..
Bu muhtıranın içeriğinde de bağımsızlık vurgusu vardı ama asıl ağırlık verilen konu din ve laiklik idi.
Çağlayan mitinginden 10 saat önce yayınlanan o bildiri ile insanımız hedefinden ayrılmış oldu. Daha doğrusu; tek bir bağımsızlık hedefinde toplanmış olan o kalabalık, hedefin birden fazlaya çıkarılması nedeniyle şaşkınlığa uğradı.
Bu şaşırtmayı yapanların, Atatürkçü olması imkansız..
Ama yeniden, insanımızı geride saklanan asıl amaca karşı bilinçli ve dirençli hale getirmeliyiz.”
Referandumda hayır denilmesi o direnci yeniden tarih sahnesine çıkaracaktır.
Arslan BULUT, 31 Temmuz 2010, Yeniçağ