Ey Halkım Türk Ordusu'na Sahip Çık, İş İşten Geçmeden…
Ahmet Türk'e bir yumruk atıldı, hemen ertesinde PKK iki polisimizi şehit etti..
PKK siyasetçilerine yasak geldi, 50 bin kişiyi meydanlara topladılar, devlete karşı nerdeyse isyan ettiler, hükümetten ses çıkmadı…
Hatip Dicle’nin Milletvekilliği düşürüldü, PKK hemen ardından iki polisimizi daha şehit etti, bugün, 22 Haziran…
PKK siyasetçileri devleti isyanla tehdit ediyor, hükümetten yine ses çıkmıyor…
Kimden cüret alıyor bu PKK?
AKP’den, AKP siyasetinden, Habur’da aldı bu cüreti AKP eliyle, şimdi de tehdit ediyor devleti, çünkü ardında AKP siyaseti var, güç alıyor AKP’den bu PKK…
Bu iş nereye varır?
Öte yandan Türk Ordusu saldırı altında, 33 general hapiste, albay sayısını bilmiyoruz, asker sayısı iki yüzü aşkın…
“Hükümeti, Meclis’i yıkmaya eksik teşebbüsle” suçlanıyorlar ve hepsi tutuklu soruşturuluyor, tutuklu yargılanıyor…
Peki, bu PKK anayasal düzeni, ardına aldığı silahlı güçlerle yıkmaya fiilen teşebbüs ediyor ama bu hain örgütle mücadele yok askerden başka?
Yoksa Türk Ordusu PKK ile mücadeleyi sürdürdüğü için mi bu saldırılar?
Öyle ya, PKK’nın kasası İsviçre’de, hükümet bu konuda harekete geçmiyor, geçmedi…
PKK’nın sözde lider kadrosu AB ülkelerinde, ama onlara karşı da bir operasyon yok, olmadı…
PKK’nın silahlı hainleri Şemdinli’nin yanı başında, hem de binlercesi ama hükümet Türk Ordusu’na harekât yaptırmıyor, yaptırmadı, Dağlıca ve Aktütün şehitlerine rağmen yaptırmadı bu harekâtı hükümetimiz…
PKK Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı resmen ve fiilen değiştirmek, yok etmek için saldırdıkça saldırıyor ama AKP siyaseti ve hukukundan ses yok, ama Türk Ordusu hükümeti yıkmaya eksik teşebbüs suçlamasıyla her gün tutuklanıyor, hapse atılıyor, bu iş nereye varır?
Yarın Yüksek Askeri Şura toplanacak, terfi ve atamalar görüşülecek, kimi görüşecek, kimi terfi ettirecek, kimi nereye atacak, elde komutan kadrosu kalmıyor ki… Hava Harp Akademileri Komutanı hapiste, Hava Harp Okulu Komutanı hapiste, denizciler hapiste, karacılar hapiste, havacılar hapiste…
İşbirlikçi medya zafer naraları atıyor; “HAVA’YA BİR BALYOZ DAHA” diyerek, aç gözlerini ey halkım, aç gözlerini!
“Bir ordunun kıymeti, zabitan(Subay) ve kumanda heyetinin değeriyle ölçülür” diyor Mustafa Kemal Atatürk, bu sözü unutmayın!
Türk Ordusu güç kaybediyor, Türk Milleti’ni kuşatan tehditler her geçen gün artıyor, biz bu topraklarda nasıl kendimizi savunacağız, toprağımızı nasıl savunacağız?
ABD-İsrail’in İran’ı vurma planları masada…
ABD-AB-İsrail’den güç alan ve bu gücünü AKP siyasetiyle pekiştiren PKK için “Halk İsyanı” masada…
Kıbrıs’ta Rumlar güç kazanırken, Kuzey Kıbrıs Türk Devleti güç kaybediyor…
Kafkaslarda Ermeniler güç kazanırken, Azerbaycan güç kaybediyor…
Barzani Kürt devleti kurdu, bir ilanı eksik kaldı, Irak parçalandı, şimdi de iç savaşta…
Suriye kaynıyor…
Türkiye bir iç karışıklığın tam ortasında… AKP siyaseti bu iç karışıklığa zemin hazırlıyor ve PKK’yı güçlendiriyor bilerek ve isteyerek… Etnik ve dinsel ayrıştırma temeline dayalı İsrail planları işliyor, ülkemiz ve insanımız ayrışıyor…
ABD-İsrail BOP plan ve projeleri tıkır tıkır işliyor…
Türk Ordusu, kendi milli hükümeti, kendi milli medyası ve kendi milli hukuku eliyle uğradığı bu ağır saldırılardan nasıl kurtulacak, kurtulup da iç ve dış tehditlere karşı savunma mekanizmasını nasıl güçlendirecek, bu soruyu herkes kendine sormalı artık!
Çünkü bizim en büyük milli gücümüz ordumuzdur… Ordumuza yönelik bu ağır saldırılar durdurulamazsa, biz nasıl yaşayacağız Anadolu’da ey halkım, nasıl yaşayacağız?
Bizi artık uyku tutmaz oldu bu düşüncelerden… Kendimiz için değil, çocuklarımız ve ülkemizin geleceği için…
Ey halkım Türk Ordusu’na sahip çık, iş işten geçmeden!
Erdal SARIZEYBEK, 22 Haziran 2011
erdalsarizeybek@gmail.com